Bir ülkenin ulusal gazeteleri, toplumsal bilgilenme haber alma konusunda ne kadar önemliyse, yayınlandığı dönemde yer almış gündemle ilgili bilgi-kaynak teşkil etmesinden dolayı da, özellikle araştırmacı yazarlar için büyük önem taşımaktadır. Günümüzde Kıbrıs'ın geçmiş yaşamı içerisinde; kültür, sanat, sosyal yaşam, spor, siyaset ve hatta yayınlanan reklamların içerikleri bakımından da önemli bir kaynak teşkil etmektedir bizler için.
Araştırma kitaplarının yoğun olmadığı toplumlarda gazeteler, birincil kaynak olarak taranmaktadır. Bundan dolayı sn. Tözer Karafistan'ın "Yüz Ellinci Yılında İngiltere Türkçe Gazeteleri (1867-2017)" kitabı, özellikle İngiltere'de yoğun bir nüfusa sahip Kıbrıslı Türkler açısından büyük önem taşımaktadır. Elbette Kıbrıslı Türkleri direkt olarak ilgilendiren ilk gazetelerinin yayınlanmasından önce yer alan diğer gazetelerin de, önemi olduğunu belirtmek gerek.
Sn. Karafistan'ın böylesi bir konuda araştırmaya girmesinin nedenini merak ediyorum.
Aslında bir hata sonucu başladık biz bu işe. İngiltere'de Toplum Postası diye bir gazetede çalışırken logonun altına "İngiltere'nin İlk Türkçe Gazetesi" diye bir yazı yazdık. Ardından bazı arkadaşlar bize gelip, bu yazının hatalı olduğunu, Toplum Postası'nın 1983'te çıktığı ama ondan önce daha başka Türkçe gazetelerin de yayınlanmış olduğunu belirttiler. Yani bu yazdığımız doğru değil dendi. Biz de tabii hemen araştırmaya başladık bu konuyu. O zamanlar da öyle internet filan yok, araştırma imkanları ancak gidip yerinde görmekle olur. Böylece bu araştırmayı o şekilde başlattık. Ve gördük ki gerçekten İngiltere'de yayınlanan Türkçe gazeteleri çok eskiye dayanır. Sonunda Britanya Müzesi'nin gazeteler bölümü vardı, şu an birtleşti Britanya Müzesiyle ama oraya gittim sürekli olarak.
Orada 1867'de Jön Türkler'in Paris'teyken yasal çevrelerin izin vermemesi nedeniyle, sürgünde olan Namık Kemal, Ali Sühavi gibi isimler, bir gazeteyi ancak İngiltere'de basabileceklerini öğrenince öncelikle Ali Sühavi İngiltere'ye geliyor ve orada kendisinin başlattığı "MUHBİR" yani "haberci" diye bir gazete yayınlıyor. Tabii o zamanlar İngiltere'de Türkçe okuyan ve Türk olan insan pek fazla değil ama amaç, Jön Türkler'in siyasi görüşlerini Osmanlı toprakları içindeki belli kurumlara kişilere göndermek. Bunun için de bir gazete yayınlamak. Elden veya posta ile bu Osmanlı topraklarına gönderiliyordu.
Yani böylece Eski Türkçe ile de olsa özünde Türkçe olan bir gazete yayını başlamış oluyor.
Bu daha sonra Namık Kemal'in de Paris'ten Londra'ya gelmesiyle "HÜRRİYET" gazetesi "BİRİNCİ HÜRRİYET", sonra "İKİNCİ HÜRRİYET" derken gazete sayıları on altıya falan çıkıyor. Yani 1900'lere gelindiği zaman. Biz de böylece çok ilginç bir çalışmaya şahit olduk.
Bunların fotokopilerini aldık çalışmayı başlattık. Eski Türkçe okumasını bilmediğim için tercümelerini yaptırmaya başladık. Bu arada İngiltere'de Kıbrıslı Türklerin yoğun olduğu yıllarda başlattıkları gazete yayınlarıyla da karşılaşmaya başladık. Onlar da çok ilginç geldi ve araştırma böylece genişlerdi.
Bir yanlıştan dolayı araştırma kitabına doğru yolculuk gerçekleşmeye başlamıştı. Muhbir gazetesinden itibaren diğer gazeteler de bu araştırma neticesinde ortaya çıkıyor, yıllarına ve yayın formatlarına göre tasnif ediliyordu. Kitapta dönemler belli başlıklara ayrılıyor. Birinci bölümdeki bahsedillişte; 1867-1902 yılları arasında yer alan on dört gazetenin yayınlandığı ve tabii ki bunların Eski Türkçe'yle yazıldığını görüyoruz. O dönemin içeriği ve hedef kitlesi de mutlaka daha farklıydı. Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine dönüştürmede mutlaka profesyonel yardım alınmıştır diye düşünüyorum...
Eski Türkçe ile yazılmış gazete nüshalarının fotokopilerini İstanbul'da bulunan arkadaşlara gönderdim. Onlar da bir tercümanlık bürosuna ulaştırdı, profesyonel bir büroya. Ve o şekilde bütün tercümeleri almış olduk. Ordan da istediklerimizi seçip hani önemli gördüğümüz şeyleri alıp kitaba aktarmış olduk.
Daha çok Jön Türk hareketinin, bir Türkçülük hareketinin siyasi görüşleri yer almaktaydı gazete sayfalarında. Eleştiriler örneğin. Ama tüm gazetelerin böylesi eleştiriler yanları vardır demek doğru olmaz. MUHBİR, HÜRRİYET Jön Türklerin yayınladıklarıdır ama ondan sonra mizah gazeteleri de vardır, DOLAP gibi. Dünya harbiyle ilgili yazıların yer aldığı gazeteleri ise ikinci bölümde ele alıyoruz.
Söz konusu bu gazeteler orada yaşayan Türkçe konuşan toplumda nasıl bir öneme sahipti özellikle bilgilendirme, haber alma ve hatta belki yönlendirme açısından...
Benim de en çok heyecan duyduğum ve yani kitabın esas konusunun oradan başladığını düşünmemdir. Yani 1959 yılında artık İngiltere'deki Kıbrıslı Türklerin, birinci kuşak göç etmiş Kıbrıslı Türklerin, ki yine de belgelere dayanmıyorum bu konuda, o dönemlerde verilen verilerle, o dönemdeki yayınlardan edindiğim sonuçla söylüyorum, 25 bin kadar Kıbrıslı Türkün Londra'da biriktiğidir. Ve tabii bunların geldikleri bu yerde örgütlenmeye başladığı, dernekler kurmaya başladığı ve artık bir yayının-gazetenin de gereksinim olarak ortaya çıktığı görülür. Böylece 1959 yılında LONDRA TÜRK SESİ diye bir gazeteyi yayınlamaya başlıyorlar.
Tabii ki bu kendi kültürleri açısından oradaki sosyal yaşamları açısından çok önemlidir. Varolan birliklerini birlikteliklerini daha da sağlamlaştıran bir organ olarak ortaya çıkıyor gazete yayını. Çok uzun süreli olmasa da siyasi görüşü biraz tartışılabilir olsa da onlar hiç önemli değildir. Önemli olan orada Türklerin toplumsal anlamda kendi gereksinimleri sonucu bir gazetenin doğmasıdır. Yani ondan önceki gazeteler dediğim gibi belli siyasi görüşleri amaçları olabilirdi. Orda yaşayan halka yönelik bir yayın değildi hiçbiri. Ama bu gerçekten orada yaşayan halkın kendi ürettiği bir gazetedir, beğenilse de beğenilmese de çok önemli bir olaydır bence.
Eski basın-gazetelerde araştırdığımız zamanlar herkes gibi öncelikle bazı konular üzerine iğiliyor araştırmacılar. Ama o gazeteyi okurken o dönemin sosyal yaşamından kültüründen sportif faaliyetlerinden, birçok şeyinden de haberdar olma gibi bir durumla karşılaşıyorsunuz. Böylece o dönemi de, insanların o dönemlerde nasıl yaşadıkları, nelere önem verildiği, neler için uğraşıldığını da görme şansınız oluyor. Gazetelerin sosyal yaşam açısından böyle bir fotoğraf çekme gibi bir özelliği de vardır diyebiliriz belki. Oradaki toplumların Türkçe konuşanların İngiltere'deki yaşamlarını bir anlamda bizlere gösterebilen haberlerin de bu gazetelerde yer aldığı ve artık bir belge özelliği taşıdığını düşünüyorum...
Mutlaka aynen söylediğiniz gibidir. Burdaki gazetelerle aşağı yukarı kıyaslanabilecek kalitede, içerik olarak çoğunda o profesyonellik olmayabilir. Hani herkes gazetecilik mezunu veya profesyonel gazeteci olmayabilir ama fikir açısından köşeyazarları söylediğiniz gibi bir gazeteye baktığınız zaman yerel bir manşet var. Ne ise Türkleri ilgilendiren, manşet o'dur. Ondan sonra içerik olarak işte dünya basını, Türkiye, Kıbrıs haberleri diye ondan sonra oralardaki işle ilgili veya sosyal yaşamla ilgili bir sürü haber var. En sonunda da spor olayları resimleriyle yer alır. Çünkü orada bir Türk ligi var amatör futbol olarak. Gerek Türkiye'den gerek Kıbrıs'tan oluşturulmuş sporculardan çok takımlar var. Maçlar olur, yani dediğiniz gibi yaşamın tümü o gazetelerde izlenilebilir. Biz bunları tabii çok sınırlı olarak kitaba aktarabiliyoruz çünkü her gazete baktığınız zaman, örneğin on-onbeş yıl boyunca yayınlanan bir gazete bir kitap olabilir sonuçta. Ama söylediğiniz gibi içerik o'dur gerçekten.
Kitapta yer alan 3. Bölümde, şöyle deniliyor:
"1959'dan günümüze olan dönemi kapsayan iki bölümde, toplumsal yani İngiltere'de yaşayan Türkçe konuşan toplum yaşamlarına yönelik yayın yapmış veya yapmakta olan ellinin üzerinde yayını inceleyeceğiz."
Gerçekten en yoğun dönem 1959'dan başlayarak devam ediyor kitaptan öğrendiğimiz kadarıyla. Ve bu süreç iki bölümde inceleniyor.
1959 yılında ilk gazetenin çıktığını bu heyecan verici olayı anlattıktan sonra çok sık olarak değil belki ama yaşamları kısa sürenler de oluyordu. Yani bir gazete örneğin işte sekiz ay falan sürdürebildi yayınını. İsmi de LONDRA TÜRK SESİ idi. Ondan kısa bir süre sonra 1961 yılında KIBRIS TÜRK SESİ diye başka bir gazete çıktı. Ama yayın hayatları hep kısa oldu. 1967'de VATAN sonrasında da YENİ VATAN diye bir gazete devam etti üç-dört yıl. Yayın hayatları maalesef çeşitli nedenlerden dolayı ki bunun başında ekonomik nedenler gelmektedir, kısa oluyordu.