Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, COVID laboratuvarında yapılan mutasyon analizlerine göre; Ocak’ta toplumdaki İngiltere varyantının (mutasyonla gelişen yeni virüsün) oranının yüzde 45 olduğunu, Mart’ta bu oranın yüzde 66’ya çıktığını açıkladı.
Çok hızlı şekilde bulaş tehlikesi olan İngiltere varyantının, şu anda toplumda yaygın olduğunu ifade eden Şanlıdağ, “(İngiltere varyantına ilişkin) Farklı bir düşmanla karşı karşıyayız. Şu an ne geçmiş Mart ne de Temmuz dönemine benziyor” dedi.
Şanlıdağ’ın açıklamalarının satır başları:
- “Farklı bir ‘düşmanla’ (İngiltere’deki varyant) karşı karşıyayız. Şu an ne Mart ne de Temmuz dönemine benziyor”
- “Eskiden aileden bir kişi COVID 19 olduğunda, diğerleri hasta olmuyordu. Ama şu an için tümünün enfekte olma riski var”
- “Hasta sayısı artacak”
- “Sağlık sistemi bu sayıyı ne kadar tolere edebileceği en kritik nokta…”
- “Genç kayıplarda varyant incelemesi yapılmalı”
- “Vaka sayıları ‘inişli çıkışlı’ seyrediyor, Lefkoşa, Girne ve Mağusa ağırlıklı…”
- “Vaka sayılarından çok, bunların varyant olup olmadıklarının tespit edilmesi önemli”
- “Eylül 2020, Ocak 2021 tarihleri arasında 16 COVID-19 vakası incelendi, 8 farklı varyant tespit edildi, tümü yurt dışından geldi”
- “Varyantlar; Birleşik Krallık, Galler, ABD, Hollanda, İtalya ve Avustralya’da görüldü”
- “Ocak’ta toplumdaki İngiltere varyantı yüzde 45’di. Bu oran Şubat’ta yüzde 61’e, Mart’ta ise yüzde 66’ya çıktı.”
- “17-23 Mart tarihlerinde pozitif tanı konulan 32 hastanın tümünde İngiltere varyantı tespit edildi.”
- “İngiltere varyantı, ülkedeki dolaşımda hakim durumda”
- “COVID-19 kayıplarında erkek hastalar ağırlıkta”
Ayşe GÜLER
Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, COVID laboratuvarında yapılan mutasyon analizlerine göre; Ocak’ta toplumdaki İngiltere varyantının yüzde 45 olduğunu söyledi, bu oranın Mart’ta yüzde 66’ya çıktığını açıkladı.
Şanlıdağ, 17-23 Mart tarihlerinde pozitif tanı konulan 32 hastanın tümünde İngiltere varyantının tespit edildiğini söyledi.
Çok hızlı şekilde bulaş tehlikesi olan İngiltere varyantının, şu anda toplumdaki dolaşımda ‘hakim’ durumda olduğunu ifade eden Şanlıdağ, “ (İngiltere varyantına ilişkin) Farklı bir düşmanla karşı karşıyayız. Şu an ne Mart ne de Temmuz dönemine benziyor” dedi.
YENİDÜZEN’e konuşan Şanlıdağ, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden genç kayıplarla ilgili virüslü mutasyon incelemesi yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Vaka sayılarının inişli çıkışlı seyrettiğini, Lefkoşa, Girne ve Mağusa ağırlıklı olduğunu dile getiren Şanlıdağ, “Vaka sayılarından çok, bunların varyant olup olmadıklarının tespit edilmesi önemli. Pozitif tanı konulan hastaların İngiltere varyantı taşıması halinde olaya farklı bakılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Şu anda toplumun yüzde 15’inin aşılandığını söyleyen Şanlıdağ, aşı programının net olarak açıklanması gerektiğini, ülkeye ne kadar sürede, kaç doz aşı geleceğinin bilinmesinin şart olduğunu aktardı.
Şanlıdağ, üniversite bünyesinde devam eden 3 farklı çalışmayı da açıkladı.
COVID-19’a yönelik tüm analizlerin yapılabileceği ‘sekans’ laboratuvarı kurmayı hedeflediklerini dile getiren Şanlıdağ, PCR kiti üretimine yönelik de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Şanlıdağ, pandemiyle mücadele kapsamında, İtalyan bir firmayla birlikte burun spreyi üretimi konusunda proje yürütüldüğünü, şu anda imza aşamasında olunduğunu sözlerine ekledi.
“Çalışma Erasmus Üniversitesi ile ortak yapıldı”
Şanlıdağ, Nisan 2020’den itibaren projeyi hayata geçirmek için pek çok yolu denediklerini söyledi, Temmuz’dan sonra gerekli yetkinin verilmesiyle üniversitenin COVID laboratuvarında verileri biriktirmeye başladıklarını belirtti.
Çalışmanın Hollanda’daki Erasmus Üniversitesi ile ortak yürütüldüğünü ifade eden Şanlıdağ, projenin bir bölümünün Hollanda’da bir bölümünün ise YDÜ’de yapıldığını kaydetti.
“Virüs yoğunluğu yüksek vakalar seçildi”
Şanlıdağ, çalışmanın aşamalarını anlattı, Eylül 2020, Ocak 2021 tarihleri arasında 16 COVID-19 vakasının değerlendirildiğini belirtti.
Gerekli incelemenin yapılabilmesi için vakalardaki virüs yoğunluğu oranının yüksek olması gerektiğini ifade eden Şanlıdağ, hastalar arasında seçim yapılırken bu noktaya dikkat edildiğini söyledi.
“8 varyantın tümü yurt dışından geldi…”
Şanlıdağ, yapılan incelemede 8 varyantın tümünün yurt dışından geldiğinin düşünüldüğünü aktardı, varyantların Birleşik Krallık, Galler, ABD, Hollanda, İtalya ve Avusturalya’da görüldüğü kaydetti.
Geçtiğimiz Temmuz ayına kadar ülkede sıfır vaka olduğunu, geçiş noktalarının açılmasıyla vakaların gelmeye başladığını hatırlatan Şanlıdağ, “Virüs kendi kendine de mutasyona uğramış olabilir, bize özgü de bir tip oluşmuş olabilir” dedi.
Şanlıdağ, Aralık ayına kadar saptanan 5 farklı varyantın ülke içerisinde çeşitlenmediğinin görüldüğünü aktardı.
Kasım ayındaki 2 farklı varyantın ise yurt dışından geldiğinin tespit edilerek, Sağlık Bakanlığı’na bildirildiğini dile getiren Şanlıdağ, hastaların takip ve tedavisinin yapıldığını, bu durumdan dolayı da yerel bulaşa neden olmadığını kaydetti.
“Aralık ortasından itibaren Birleşik Krallık, 1 Ocak itibariyle İngiltere varyantı”
Ülkede Aralık ortası itibariyle Birleşik Krallık varyantlarının görülmeye başlandığını ifade eden Şanlıdağ, bu tarihten itibaren birden fazla kişide söz konusu mutasyonlu virüsün belirlendiğini, yani yerel bulaşta etkili olduğunu dile getirdi.
Şanlıdağ, 1 Ocak itibariyle ise Kuzey’de İngiltere varyantının hakim olduğunun görüldüğünü söyledi.
Mart’ta toplumdaki mutasyonlu virüs oranı yüzde 66
Öte yandan yapılan rutin çalışmalar, COVID laboratuvarında yapılan mutasyon analizlerine göre; Ocak’ta toplumdaki İngiltere varyantının yüzde 45 olduğunu söyleyen Şanlıdağ, bu oranın Şubat’ta yüzde 61’e, Mart’ta ise yüzde 66’ya çıktığını açıkladı.
Şanlıdağ, 17-23 Mart tarihlerinde ise pozitif tanı konulan 32 hastanın tümünde İngiltere varyantının tespit edildiğini söyledi.
“İngiltere varyantı, dolaşımda hakim durumda” diyen Şanlıdağ, söz konusu mutasyonlu virüsün çok hızlı bulaştığını kaydetti.
Şanlıdağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün İngiltere varyantı ile ilgili açıkladığı rapora göre; belirtilen mutasyonlu virüsün hastalığın seyrini değiştirdiğini, ölümleri de artırdığından bahsedildiğini vurguladı.
İngiltere varyantının takip edilmesi gerektiğini ifade eden Şanlıdağ, “Aşıya direnç gösterip, göstermediğine bakılmalı. Hangi hasta veya hangi yaş grubuna etki ediyor araştırılmalı. Genç ölümler, ağır veya tedaviye yanıt vermeme gibi problemler yaratıyor mu, incelenmeli” dedi.
“Genç kayıplarda varyant incelemesi yapılmalı”
Şanlıdağ, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden genç kayıplarla ilgili varyant inceleme yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Şubat ayından itibaren günlük test sayıları, vakalar, mutasyonlu hastalara yönelik günlük verilerin Sağlık Bakanlığı’na aktarıldığını söyleyen Şanlıdağ, yeterli verinin ellerinde olmaması nedeniyle üniversite olarak kayıplarla ilgili varyant incelemesi yapmadıklarını belirtti.
Şanlıdağ, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenler arasında erkek vakaların ağırlıkta olduğunu da dile getirdi.
“Farklı bir ‘düşmanla’ karşı karşıyayız”
Şanlıdağ, İngiltere’deki varyanta ilişkin farklı bir ‘düşmanla’ karşı karşıya olunduğunu vurgulayarak, kurallara daha sıkı sıkıya bağlı kalınması gerektiğini ifade etti.
“Kapalı, kalabalık yerlerde bulunmamaya, uzun süreli kalmaya, kalacaksak da tedbirlerimizi almaya özen göstermeliyiz” diyen Şanlıdağ, “Mesafeyi korumaya, hijyene dikkat etmeliyiz” dedi.
Şanlıdağ, ülkenin kademeli açılım sürecinde olduğunu, düzenli şekilde hem PCR testlerinin hem de denetimlerin yapılması gerektiğini dile getirdi.
“Örneğin, restoranlar açılacaksa, açık alanda belirli sayıda ve belirli saatler arasında hizmet vermeleri önemli. Bunların denetlenmesi de önemli” diyen Şanlıdağ, ‘denetim eksikliğinin’ en zayıf noktalardan biri olduğunu vurguladı.
“Şu an ne Mart ne de Temmuz dönemine benziyor” diyen Şanlıdağ, daha farklı bir virüsle karşı karşıya olunduğunu yineledi.
Şanlıdağ, “Eskiden aileden bir kişi COVID 19 olduğunda, diğerleri hasta olmuyordu. Ama şu an için tümünün enfekte olma riski var” dedi.
Vatandaşların ‘bana bir şey olmaz’ anlayışından uzaklaşması gerektiğini vurgulayan Şanlıdağ, her zamankinden daha fazla özene ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
“Hasta sayısı artacak”
Şanlıdağ, hasta sayısının artacağını kaydetti, sağlık sisteminin bu sayıyı ne kadar tolere edebileceğinin ise en kritik nokta olduğunu aktardı.
Bununla birlikte aşılama süreçlerinin oldukça önemli olduğuna değinen Şanlıdağ, şu anda toplumun yüzde 15’inin aşılandığını belirtti.
Şanlıdağ, aşı programının net olarak açıklanması gerektiğini dile getirdi.
Ülkeye ne kadar sürede, kaç doz aşı geleceğinin bilinmesinin şart olduğunu aktaran Şanlıdağ, aynı zamanda aşının hangi grup veya sektörlere uygulanacağının da netleşmesi gerektiğini ifade etti.
Şanlıdağ, “Eğer siz eğitimi açacaksınız, öğretim elemanları, öğretmen ve idari personelin aşılanması gerekiyor” dedi.
Ülkeye girişlerin şu an kontrollü şekilde yapıldığını kaydeden Şanlıdağ, “Kalabalık ülkelerin COVID-19 nedeniyle yaşadığı problemleri yaşamayabiliriz. Ama bunu bilemiyorum” dedi.
“YDÜ olarak 3-4 bin civarında PCR testi yapabiliriz”
Şanlıdağ, günlük PCR test sayısının 8 bin bandına çıktığını söyleyerek, kapasitenin artırılması adına bakanlığın yürüttüğü bir çalışma olduğunu belirtti.
YDÜ olarak günde 3-4 bin civarında PCR test yapabileceklerine ilişkin Sağlık Bakanlığı’nı bilgilendirdiklerini ifade eden Şanlıdağ, “Bu gücü ekstradan kullanabilirler” şeklinde konuştu.
“Pozitif vakalar İngiliz varyantı taşıyorsa, olaya farklı bakılmalı”
Şanlıdağ, vaka sayılarının ‘inişli çıkışlı’ seyrettiğini dile getirerek, Lefkoşa, Girne ve Mağusa ağırlıklı seyrettiğini ifade etti.
“Vaka sayılarından çok, bunların varyant olup olmadıklarının tespit edilmesi önemli” diyen Şanlıdağ, pozitif tanı konulan hastaların İngiltere varyantı taşıması halinde olaya farklı bakılması gerektiğini söyledi.
Pandemiyle mücadelede 3 farklı çalışma…
COVID 19’a yönelik tüm analizlerin yapılabileceği ‘sekanz’ laboratuvarı kurmayı hedeflediklerini dile getiren Şanlıdağ, PCR kiti üretimine yönelik de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Şanlıdağ, pandemiyle mücadele kapsamında, İtalyan bir firmayla birlikte burun spreyi üretimi konusunda proje yürütüldüğünü, şu anda imza aşamasında olunduğunu aktardı.
Yapılacak çalışmaya yönelik patent sürecinin İtalya’da devam ettiğini dile getiren Şanlıdağ, üretilecek burun spreyinin virüsün hücre yüzeyine tutunmasını engellediğini belirtti.
Şanlıdağ, “Virüs yüzde 90 oranında burun yoluyla geliyor. Onun gelişini bloke edecek, önemli bir araç olarak düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Üniversite yönetiminin anlaşmayı imzalayarak, İtalya’ya gönderdiğini dile getiren Şanlıdağ, “İmzalar atılır, atılmaz burada veya Türkiye’de üretim için düğmeye basacağız. Anlaşma KKTC, Türkiye, Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu’yu kapsıyor” dedi.
[Mutasyon virüsün genel yapısındaki değişikliklerdir. Varyant ise mutasyonla gelişen yeni virüse denir]