Simge Çerkezoğlu
Bir fikriniz var ama onu hayata nasıl geçireceğinizi bilemiyor musunuz? Ya da sanatsal anlamdaki çalışmalarınızı daha görünür kılmayı mı hedefliyorsunuz? Yoksa bir üretici olarak, ürünlerinizi daha kaliteli bir yapıya kavuşturup, daha geniş kitlelere pazarlamayı mı arzu ediyorsunuz?... Artık tüm bunları sizin yerinize düşünecek yeni teknolojileri bulan ve araştıran bir merkez, Arkın Innovation Hub var… Dünyada 22 ülkede bulunan bu merkez Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi bünyesinde açıldı ve geçtiğimiz günlerde açılan özel bir sergiyle böyle bir merkezin nasıl çalıştığı ziyaretçilerine anlatıldı. Arkın Innovation Hub Müdürü, İtalyan mimar ve tasarımcı Tobia Repossi ise bu konuyu bizim için daha anlaşılır bir biçime soktu.
“KIBRIS’TA INNOVATİON HUB PROJESİNİ BAŞLATMAK İÇİN TEKLİF ALDIM”
Öncelikle yirmi yıldan bu yana mimarlık ve tasarımcılık yapan Tobia Repossi’yi yakından tanıyoruz. İtalya’da doğup büyüyen, hayatının büyük kısmını Avrupa’da geçiren tasarımcı, altı yıl Çin’de, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden birinde yaşadıktan sonra kendini Kıbrıs’ta buldu.
“Esas mesleğim mimarlık, yirmi yıla yakın bir süre Avrupa’da bu alanda çalıştım. Ayrıca iç mimarlık ve tasarım üzerine de eğitim aldım. Son altı yıldır Çin’de çalışıyordum. Çin’nin silikon vadisi olarak nitelendirilen Şenzen'de (Shenzen) çalıştım. Bir şehir düşünün ki dünyadaki ürünlerin üçte biri burada üretiliyor, evinizdeki pek çok ürün, markasının ne olduğu fark etmeksizin orada üretiliyor. Yabancı yatırımcılar sayesinde hızla büyüyen, çok büyük bir üretim ve elbette tasarım şehri. Benim için orada çalışmak çok farklı bir deneyim oldu. Şu anda ARKIN Innovation Hub’da Tasarım Müdürlüğü yapıyorum. Ben İtalya’nım, Milano’da büyüdüm. Kıbrıs’a gelmiş olmamın biraz da kişisel bir hikâyesi var. Doğruyu söylemek gerekirse Asya’da, Çin’de altı yıl yaşadıktan sonra kendimi çok yorgun hissettim. Böylece Londra’ya taşınmaya karar verdim. Çalışmak için orada alternatif ararken, Kıbrıs’ta Innovation Hub projesini başlatmak için teklif aldım. Bu teklif çok ilgimi çekti. Yıllar sonra yeni bir projeye, hiç yoktan başlama fikri, benim için kendime meydan okuma gibi oldu. Böylece kendimi Kıbrıs’ta buldum.”
“ÖNEMLİ OLAN TASARIMLA BİR ÜRÜNÜ DAHA İYİ DURUMA TAŞIMAK”
Tobia Repossi dünyanın farklı ülkelerinde, farklı alanlarda uzun zamandır gerçekleştirdiği yenilikçi projeler ve tasarımları benimle paylaşıyor. Tasarımın, bir ürünü farklılaştırmaktan öte, daha iyiye taşıması gerektiğine vurgu yapıyor.
“Tasarım aslında hayatımızın her alanında var ama sorun şu ki her şey bir tasarım içermiyor. İşte tam da bu nedenle ben tasarımın ne olduğunu anlatmaya, öğretmeye çalışıyorum. Tasarım bir yöntem arayışı, bir düşünme biçimi… Durağan bir şey olmaktan öte, her şeyi değiştirmek, yenilemek anlamına gelebilecek bir şey. Tasarım bir ürünü daha çekici, daha albenili, daha güzel, daha talep edilir kılmaktan öte daha iyi bir ürün haline getirmek anlamına gelir. Çin’de en sık karşılaştığım soru tasarımla bir üründe nasıl bir farklılık yaratacağıma ilişkindi. Ancak sorulması gereken doğru soru, tasarımla bir fark yaratmaktan öte, tasarımla bir ürünün nasıl daha iyi olabileceği yönünde olmalıydı. Bunu insanlar üzerinden örneklendirecek olursam bir insanın farklı bir tarzının olması, her zaman onun güzel olduğu anlamına gelmiyor. İnsan farklı tarzıyla bazen çok komik duruma da düşebiliyor. O nedenle de bir tasarımın değişik olmaktan öte, iyi bir şey ortaya koyması gerekiyor.”
İnnovation Hub bizim için yeni bir terim olsa da dünyanın 22 ülkesinde hayata geçen, 60 ülkesinde ise çalışmaları devam eden bir proje... Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi tarafından hayata geçen bu projenin detaylarını Repossi, bizim için anlatıyor.
“Aslında her tipik üniversitede bulunan araştırma merkezinin bir benzeri olarak düşünülebilir İnnovation Hub… Inovasyon Merkezi, yenilik geliştirme, teknoloji geliştirme merkezi, tasarım merkezi gibi tüm bu ifadelerle tarif edilebilir. Bu tür oluşumlar bence çok önemli merkezler. Yapmaya çalıştıkları ise akademik çevre ile aslında piyasayı buluşturmak. Biz de Innovation Hub ile bilgili öğrencileri ve akademisyenleri üniversitemize çekmeyi, alanında uzman olan, yeteneği olan kişileri kendi çatımız altında toplayarak, yeni tasarım projeleri üzerinde çalıştırmak istiyoruz. Üniversite olarak pek çok imkânımız var. Fab-lab, üç boyutlu baskı makinesi, dijital baskı, cam, tahta, seramik atölyelerimiz… Elbette bunların hiçbiri üretim düzeyinde değil ama küçük üretimler yapabiliyoruz. Bunları ülkedeki piyasanın gelişimi için kullanmak, yeni metot ve alternatifler yaratmak istiyoruz. Aslında bir anlamda sahip olduğumuz bu imkânları halka açıyoruz diyebiliriz. Kıbrıs’ta sanat ve dizaynı hedefleyen tek üniversite olduğumuz, diğer üniversitelerden farklı olarak pek çok atölyeye ev sahipliği yaptığımız için Innovation Hub projesini gerçekleştirmek için çok uygun bir altyapıya sahiptik. Bu nedenle bu proje Kıbrıs’ta ilk olarak bizim bünyemizde hayata geçti diyebilirim. Yeni fikirleri, yeni teknolojileri, insanların yaratıcılığını burada geliştirmeyi hedefliyoruz.”
“KURUMSAL İLK PROJEMİZ YAŞADIĞIMIZ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE DİKKAT ÇEKMEK”
Innovation Hub, en yalın anlamda yenilikleri bulan, araştıran merkez olarak özetlenebilir. Yenilik sanattan edebiyata, teknolojiden, üretime kadar hayatımızın pek çok alanına etki eden bir şey. Ancak tüm bunlar yanında bu merkezlerin sosyal ve ekonomik anlamında ülkelere katkı sağlaması da hedefleniyor. Kıbrıs’ta da bu yönde bir çaba söz konusu.
“Bizim bugün için temel hedefimiz öncelikle Kıbrıs’ı kendine özgün bir biçimde, dünyada görünür kılmak. Bu adanın dünyada daha çok varlık göstermesini sağlamak. İkinci hedefimiz ise daha yerel anlamda toplumda yenilik ve gelişim sağlamak. Gerçekleşecek farklı projeler yanında bazı yardım projeleriyle küçük de olsa bazı toplumsal sorunlara da kendi çabamızla çözüm üretmeyi arzu ediyoruz. Bu bağlamda şu andaki ilk projemiz, en ciddi sorunlardan biri olan adadaki çevre kirliliğine dikkat çekmek için düşünüldü. En basit şekilde sosyal medyada Facebook üzerinde bir grup oluşturduk. Garbage Tag ismini verdiğimiz bu grupla nereye atıldıkları belli olan çöpleri fotoğraflıyoruz. Bir süre sonra bu fotoğrafların bize; en fazla hangi firmanın çöplerinin etrafı kirlettiğine dair bir fikir vermesini planlıyoruz. Bunun sonucunda da söz konusu firmalarla görüşerek, bu kirliliğe çözüm önerileri sunmayı, onları çevreye karşı sorumluluk almaları yönünde teşvik etmeyi hedefliyoruz. Bu da Innovation Hub projesinin bir parçası olacak. Adaya yararı dokunacak. Çevre kirliliği sorununu düşünecek olursak, kirlenen yeri temizlemek tek başına bir çözüm olamaz. Bugün temizlenir, yarın yine kirlenir. Sorunlara daha kalıcı çözümler üretmek lazım. Bazı ürünlerin ambalajlarının değişimi için seçenek sunmak, ham madde araştırmak Innovation Hub çerçevesinde yapılacak çalışmalardan biri olabilir. Daha az para harcayarak, çevreye daha duyarlı ambalaj seçenekleri mümkün. Sadece bunların varlığından insanları haberdar etmek gerekiyor. Bunun gibi yenilikler ortaya koymak da dünyada İnnovation Hub’la mümkün olabiliyor.”
“TEDx KONUŞMALARI ARTIK KIBRIS’TA DA YAPILACAK”
Söz konusu çalışma bu bağlamda yapılacak çalışmalara bir örnek… Ancak Innovation Hub’ı araştırınca bu konunun çok daha geniş bir alanı kapsadığını anlıyoruz.
“Elbette bu örnekteki gibi firmalarla çalışabiliriz. Ürünlerini geliştirmelerini, daha uygun fiyata, daha sağlıklı ambalajlar kullanmalarını sağlayabiliriz. En büyük firmadan, en küçük işletmeye kadar bu yapılabilir. Bunun yanında özellikle de Fab-Lab sayesinde toplumun katılımıyla da projeler üretilmesini hedefliyoruz. Bir fikri, hayali olan ama imkânı olmayan herkes bize başvurabilir. Fikrini geliştirmek, bu fikrin hayata geçmesini sağlamak, daha geniş kitlelere ulaştırılması için neler yapılabileceği yönünde fikirler üretebiliriz. Tabii iyi fikirlere, yaratıcı fikirlere ihtiyacımız var. Mesela bir ressam bize bir tablosuyla başvurabilir, bu eserinin daha görünür kılınması, gelir getirmesi için neler yapılabileceğini sorabilir. Biz de onun için üzerinde desenleri bulunan giysiler, cam eserler veya seramikler tasarlayabiliriz. Bu örnekler çok artırılabilir. Bunun yanında insanlara ilham vermek için halka açık paneller düzenlemeyi de hedefliyoruz. Kıbrıs’a ilk kez TEDx ARUCAD’ı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Paylaşmaya değer fikirleri, kişileri ve organizasyonları ayağınıza getireceğiz. Biliyorsunuz TEDx dünyada faaliyet gösteren önemli bir organizasyon. Buradan biz de üyeliğimizi aldık. Şimdi bu yönde çeşitli paneller yapacağız. Alanındaki uzman, başarılı kişilerle, toplumu buluşturacağız. Konuşmacılar arasında Kıbrıs’taki başarılı kişiler veya akademisyenler de olacak, dünyanın farklı ülkelerinden profesyoneller de… Tüm bu paneller ücretsiz olarak düzenlenecek. Katılımcılara daha iyi işler yapma, yeni fikirler yaratma yönünde ilham verecek.”
“ÖNEMLİ OLAN ADANIN ÖZGÜN YANLARINI BULMAK”
Kıbrıs’ta yeni teknolojiler bulan, yeni fikirler geliştiren, tüm bunların hayata geçmesini sağlayan bir Innovation Hub merkezinin ne denli başarılı olabileceğine ilişkin öngörüsünü soruyorum. Tobia Repossi’nin bu konudaki düşüncesi hayli olumlu. Ona göre belirlenecek ortak hedeflerle Kıbrıs’ta çok özgün alanlar yaratılabilir, bunların gelişimi için birlikte çalışılabilir.
“Kıbrıs kendine özgün bir coğrafya, dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da uzmanlık yaratılabilecek alanların olduğuna inanıyorum. Şu anda bu uzmanlaşma her ne kadar otelcilik, üniversite ve sağlık endüstrisiyle sınırlı gibi görünse de Kıbrıslıların aslında özgün birçok yanı var. Önemli olan adanın özgün yanlarını bulmak, ortaya çıkarmak, bunlar üzerine çalışmak. Görüyorum ki burada akıllı telefon ve bilgisayar kullanımı çok yaygın. Neden burada kodlama, yazılım geliştirme gibi programlar hazırlanmıyor. Neden başka ülkelerden bu programlar satın alınıyor. Bunun yanında bence buradaki insanlar sanatta, özellikle de el sanatları konusunda çok yetenekli. Bu yönde de çalışmalar yapılabilir. Tüm bu söylediklerim dev endüstriyel tesislere ihtiyaç duymayan, büyük yatırımlar istemeyen, üniversitelerin çabaları ve tasarım alanındaki çalışmalarla geliştirilebilecek yeni alanlar. Ben adanın özel, özgün bir yanı ile dünyada daha görünür kılınabileceğine inanıyorum. Elbette bunu başarmak devletin, üniversitelerin, politikacıların ortak bir hedef belirleyip o hedef üzerinde çalışmasıyla mümkün olabilir. Sanırım ilk yapılması gereken de bu hedefi belirlemek olmalı.”