(Konuk Yazar)
ABD Büyükelçisi
Judith G. Garber
Dünyanın her yerinde, her bireyin sahip olduğu temel özgürlükler giderek artan bir şekilde tehdit altındadır. Yeni ve eski demokrasiler, hem yurtiçinde hem de yurtdışından gelen yolsuzluk ve kötü etkiden gelen çifte krizle mücadele etmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki insanlar Yolsuzlukla Mücadele Günü'nü anmaya devam ederken, demokrasi ideallerini korumak için her birimizin oynadığı rolü düşünelim.
Başkan Biden bir söyleminde, “Demokrasi kazara oluşmaz. Onu savunmak, onun için savaşmak, güçlendirmek, yenilemek zorundayız” demişti. Küresel olarak artışta olan eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı koymak için, haklara saygılı bireyler demokrasi ilkelerini desteklemek için birlikte hareket edebilir ve etmelidir. Bu değerlerin en temeli, yolsuzluğun düşman olarak görüldüğü, hükümetin dürüst ve hesap verebilir olduğu ve insanlara onurlu davranıldığı açık ve şeffaf bir toplumdur.
Biden yönetimi, herhangi bir yerdeki yolsuzluğun her yerdeki demokrasiye ve güvenliğe doğrudan zarar verdiğini kabul ediyor. Bu nedenle, Başkan Biden Birleşik Devletlerin yolsuzluk ve yasadışı finansla mücadele, yozlaşmış aktörlerin sorumlu tutulması çabalarının nasıl daha iyi modernize edip koordine edebileceğini ve kaynak sağlayabileceğini özetleyen Ulusal Güvenlik Çalışması Bildirisi aracılığıyla yolsuzlukla mücadeleyi temel bir ulusal güvenlik önceliği olarak belirlemiştir. Yolsuzlukla mücadeleyi hem iç hem de dış politikamızda merkeze alan Birleşik Devletler, adaletsizliği ortadan kaldırmak için küresel mücadelede örnek teşkil etmeyi taahhüt etmektedir.
ABD Büyükelçiliği olarak bizler, yolsuzlukla mücadele verileri alışverişinde bulunarak, teknik çalıştaylara katılarak ve şeffaflığı desteklemede en iyi uygulamaları paylaşarak kendilerini bu konuya adayan Kıbrıslı Türk ortaklarla çalışmaktan dolayı şanslıyız. Ancak, Kıbrıs Türk toplumunda yolsuzlukla mücadelede hala önemli boşluklar bulunmaktadır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü metodolojisiyle yapılan 2021 Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algıları Raporu'na dayanan çarpıcı verilere göre, iş insanlarının yüzde 97'si yolsuzluğun Kıbrıs Türk toplumunda yaygın olduğunu söyledi. Ayrıca, Kıbrıslı Türklerin yüzde 80'i siyasetçilerin ve siyasi liderlerin düzenli olarak rüşvetle ilişkilendiğine inanıyor.
Kıbrıs Türk toplumunda şehirlerde ve köylerde ortaya çıkan yolsuzluğun sonuçlarını her gün görebiliriz. Günümüzde binlerce yabancı işçi ve öğrenci gece kulüplerinde, fabrikalarda, çiftliklerde ve inşaat şantiyelerinde insan ticaretine karşı savunmasız durumdadır. Gazeteciler ve diğer muhalifler dava edilip, taciz edildikçe, tutuklandıkça ve hareketleri kısıtlandıkça özgür ve ipoteksiz medya alanları küçülmeye veya tamamen ortadan kalkmaya devam ediyor. Giderek daha fazla sayıda bu adayı bu kadar eşsiz kılan Kıbrıslı Türk, tarihlerini ve sınırsız potansiyellerini yanlarına alarak, yurtdışında daha umutlu bir gelecek için evlerinden ayrılmak gibi zor kararlar alıyor.
Burada veya dünyanın başka bir yerinde yolsuzlukla mücadele etmek için "herkese uygun tek bir çözüm" şekli yoktur. Çözümler genellikle benzersiz koşullara, siyasi tarihlere ve ekonomik sistemlere dayanır ve oldukça teknik olabilir. Toplumların küçük ve birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu Kıbrıs'ta, aile üyeleri veya arkadaşlar arasında yolsuzlukla yüzleşmek imkansız görünebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, artan siyasi kutuplaşma ve kurumlara karşı halkın güvensizliği, yolsuzluğu ve adaletsizliğin diğer şekillerini ortadan kaldırma çabalarını büyük ölçüde karmaşık hale getiriyor. Bununla birlikte, Başkan Biden'ın belirttiği gibi, "Hiçbir temel toplumsal değişim, yalnızca hükümet harekete geçtiği için gerçekleşmez. Gerçek ilerleme, bir ülkenin vicdanı olan sivil toplum ayağa kalkıp değişiklik talep etmeye başladığında gerçekleşir.”
İlerlemeye devam etmek ve geri adım atma içgüdüsüne direnmek ve serveti veya konumu ne olursa olsun hiç kimsenin yasaların üzerinde olmadığı konusunda ısrar etmek, bu adayı önemseyen bizlere düşüyor. Şu anda, Kıbrıslı Türk aktivistler, sivil toplum ve diğer demokrasi savunucuları, kendi toplumlarında gerçek ve anlamlı bir değişim meydana getirmek için yorulmadan çalışıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri, yolsuzluk da dâhil olmak üzere her türlü zorbalığı yenmeye çalışan herkese ortaklığını ve desteğini sunmaya devam edecektir. Eylemlerimiz ve etkimiz, birlikte durduğumuz sürece daha güçlüdür.
ABD Büyükelçisi olarak görevim sona ererken, hem halkın adalete olan güçlü arzusunu düşünüp hem de yolsuzlukla mücadele etmek, insan haklarını savunmak ve hukukun üstünlüğünü korumak için çalışan herkesi alkışlıyorum. Yolsuzluk belasını bulduğumuz her yerde ortadan kaldırmak ve kendimiz ve gelecek nesiller için daha adil, daha müreffeh bir toplum yaratmak adına daha iyisini yapabiliriz ve yapmalıyız.