O görünmez sokaklarda apansız hissedilir ölüm acısı ve onca hayat, uyuşturucunun peşinden sürüklenir bilinmeze doğru…
Son zamanlarda ne çok gencimizi uyuşturucudan yitirdik kim bilir?
Uyuşmuş bilinçlerimizle gerçek gündemden uzaklaşıyoruz; hükümet düştü, düşecek, düşüyor derken… Batsın siyasetiniz! Çünkü gerçek gündemi gizliyor bu yalancı didişmeler… Merdiven basamaklarında, bir yarım inşaatın asansör boşluğunda, kaldırım diplerinde, sokak ortasında sendeliyor, düşüyor, nabzı duruyor gençlerin…
Ö-lü-yor-lar!
Hepsi hepsi bir “polis bülteni”ne sığıyor öyküleri…
Ya aileleri korumak ya da kişilerin yasına saygı için çoğunlukla ölüm sebebi söylenmiyor.
“Gencecik insan, niye öldü” diyoruz, şaşkınlıkla, hüzünle…
Uyuşturucu diye fısıldanıyor kulaklara…
***
Sokak ortasında bir genç öldü, geçenlerde…
22 yaşında…
Uyuşturucudan…
Mağusa’da bir genç öldü.
21 yaşında…
Mermerler devrildi üzerine…
Lefkoşa’da ölen adam 45 yaşındaydı ama tek suçu vardı, bisiklet sürmek…
Bir araç geldi, aldı canını…
***
İnsan hayatı giderek sıradanlaşıyor bu coğrafyada… Ucuzluyor… Bir yas evine dönüşüyor ada yarısı ve ulustan, ırktan, ezandan söz ediyorlar… Nefret dilinin boğucu uğultusunda kulaklarımızda marşlar yankılanıyor, nutuklar… Talancıların elinde çürüyor hayatlarımız, maaşla barem, kurultayla makam, talimatla biat arasında boğuluyoruz. Birimizi daha çok iterek büyüyoruz, lanetle, kahırla, küfürle… Yarattıkları ucube düzene dönüşüyoruz birer birer… Uyumlaşıyor, uyuşuyor, ölüler topluyoruz sokaklardan… Sokaklar küfleniyor…
***
Yolların ve avluların ve yarınların giderek daha karanlık olduğu bir ülkede, uzun uzun dünyaya bakmayı ve sınırların ötesine bir yere koşmayı özlüyoruz. İnsana ve doğaya saygı istiyoruz aslında... Çoğulcu bir anlayışla, eşitlikle, adaletle yaşamayı...
Kuyunun dibindeyiz ve yorgun bedenlerimizle göğe baktığımız vakit gözlerimizi parlatan ışığı tutmaya ihtiyacımız var. O ışığı tutmaya ve tırmanmaya…
Birbirimizi kuyunun dibine itiyoruz, yükselmek yerine hâlbuki…
***
Uzun uzun yazdıkça ve konuştukça yine yalancı gündemlerin çıkmaz sokaklarında kayboluyoruz.
Uyuşturucu diyorum…
Ölüyor gençler…
Sokak ortasında…
Dünyanın dört bir yanına uğurlamak istiyoruz onları, alkışla, gururla, keyifle, sonsuzluk yerine…