İnsan sevdiği vatanını, kutsal kabul ettiği ülkesi ve devletini soyar mı?

Serhat İncirli

İktidardasınız, bir siyaset üretirsiniz; muhalefet ve basın size eleştiriler getirir…

Hükümetsiniz; mesela otellerin belediye ile ilgili vergisini artıracaksınız…

Akıl var mantık var; bu vergileri, yüzde 5, yüzde 50 artırırsınız da; yüzde 5 bin artış hangi aklın işidir?

-*-*-

Yaşamını turizme adamış, Salamis Bay Otel Genel Koordinatörü Mehmet Kıral, Diyalog gazetesindeki yazısında özetle diyor ki; “… bu yaptığınızın adı, otelleri batırmaktır”…

-*-*-

Hükümet, çıkıp bu değerli turizmcinin eleştirisine yanıt vermek zorundadır!

Gerçekten dün bekledim, bir mantıklı açıklama gelir mi diye…

Gelmedi!

Zaten, insanda gerçekten akıl ve mantık olsa; yüzde 5 bin artış ne iş?

-*-*-

Haber Kıbrıs’ta, taş ocağı izni ile ilgili bir haber izledim…

Nerede?

Büyükkonuk’ta!

Ayfodi Tepesi üzerinde!

Bu tepe, hem tarihi, hem turistik hem de doğal anlamda son derece önemli mi?

Evet önemlidir!

Peki kime göre önemlidir?

Köylülere, çevrecilere ve tüm Kıbrıslılara göre!

-*-*-

Peki, kime göre hiçbir değeri yoktur?

İlgili bakan olarak tabii ki en başta Fikri Ataoğlu’na göre!

Sonra da tüm hükümete göre!

Be aman zaman, mağarası var, tarihi kiliseciği var, yolcuğu var; bozmayın, yıkmayın ne olur!

Ne işiten var, ne umursayan, ne de anlayan!

-*-*-

Lefkoşa – Mağusa yolu temizlik ihalesi…

İhaleyi açan YDP’nin bakanlığı…

İhaleyi alan, YDP’nin eski ilçe başkanı…

Bakan Erhan Arıklı, gayet haklı bir şekilde, “YDP’liler ihale kazanamaz mı?” diye soruyor…

-*-*-

Bu soruya verilecek doğru yanıt şudur: “Evet kazanmamalı, çünkü bu dürüst bir yönetim, adil bir ihale değildir”…

Ancak, benzer ihaleler, geçmişte de yaşandı…

Kimi bakanlığın koltuğundaki kişinin kardeşi, o bakanlığın açtığı ihaleleri kazandı, kimisinin evladı!

Evet, bu olmamalı!

Çağdaş yönetim biliminde, “conflict of interest” denen bir kural var ki; bu kural, olmazsa olmazdır!

-*-*-

Bizde mi?

Kimin umurunda!

-*-*-

Tıpkı, akaryakıtta doğrudan alım gibi!

Tıpkı, Girne Antik Liman’da, yasaya aykırı olarak, pazarlık usulüne doğrudan gidilmesi gibi!

-*-*-

Sevgili Fikri Ataoğlu, sevgili Erhan Arıklı ve sevgili Ünal Üstel; bu gibi konular veya bunlara benzer örnekler, gerçekten hiç mi sorun değil sizin için?

-*-*-

Bir gün bu “devlet” sandığınız şeyin gerçekten “siyasi anlamda tanınacağına” eminim ilk başta siz inanmıyorsunuz!

Çünkü, inansanız, tüm Dünya’ya rezil olabileceğimiz bu tür “yanlışlara” onay vermezsiniz!

-*-*-

KKTC’nin bir sahtekarlık olduğundan eminsiniz!

Çok iyi biliyorsunuz ki, KKTC diye bir devlet yoktur, tanınmamıştır, tanınması için kimse girişim yapmamıştır, yapmayacaktır!

Haliyle, “yiyin efendiler yiyin!”…

-*-*-

Gerçekten KKTC diye bir devletin varlığına söylediğiniz gibi inanmış olsaydınız; bu yanlışlar asla yaşanmazdı!

Sizin asıl “yanlışınız” ya da “ayıbınız”, sahteliği bildiğiniz halde, kişisel veya ahbapsal çıkarlar uğruna, o sahteliğe inanırmış gibi yapıyor olmanızdır!

Ve bu çıkarlarınıza halel gelmesin diye de, sizi eleştirenlerin hepsi “hain”dir!

Değil mi?

-*-*-

Kıbrıs sorununda neden mi bir arpa boyu yol alamıyoruz?

Çünkü, “haklı olduğumuz” hiçbir konu – hiçbir başlık yok!

Kıbrıs sorununda neden mi bir arpa boyu yol alamıyoruz?

Çünkü haklı olmadığımızın herkes farkında!

Ve yiyoruz, yutuyoruz, cebimizi dolduruyoruz, dosta akrabaya da doldurtuyoruz!

Bilerek yapıyoruz bunu!

Hem bilerek, hem de isteyerek!

Bu nasıl bir sahtekarlıktır, nasıl bir yaşam biçimidir?

-*-*-

Tek cümleyle özetleyecek olursak; KKTC’nin varlığına cidden inanmış olan, onu soymak için bu kadar çok çaba harcamazdı!

İnsan sevdiği vatanını, kutsal kabul ettiği ülkesi ve devletini soyar mı?


Ersin Tatar’ın ne anlatacağını merak edenler olabilir!

Ersin Tatar, milletvekillerini bilgilendirecek…

“Acaba ne söyleyecek?” diye merak ettim…

Sordum, soruşturdum, kendisini dinleyecek vekil kardeşlerimize de önceden bilgi vermek istedim…

-*-*-

Ersin Tatar, vekillere önce Milli Olimpiyat Komitesi ile geçtiğimiz gün yaptığı çok önemli toplantı hakkında bilgi verecek…

İslam Dayanışma Oyunları’nda elde ettiği dereceler hakkında vekilleri aydınlatacak!

“Yüksek atma”, “gülümseme”, “İnnik minik tatarinnik bayrak koşusu” şampiyonluklarının nasıl elde edildiğini belirtecek…

-*-*-

Büyük Mersinlik bölgesi yangını sırasındaki “helikopter kazası”nın ilk kez “sebeplerini” anlatacak… Hani ülke yanarken, mutluluk pozu vermişti ya! O kaza canım!

-*-*-

Akabinde, Barbarlık Müzesi açılışı ve bir turizm tesisinin açılışı sırasındaki “gülümseme” sebeplerini aktaracak… Bu sırada meclis oturumu “kapalı” olacak. Özellikle turizm tesisi açılışında kendisiyle fotoğraf çektiren iki yabancı kadının, ülkelerinde çok önemli devlet yetkililerinin eşleri olduğu konusunun herkes tarafından bilinmemesi sağlanacak!

-*-*-

Katıldığı bazı cenaze, düğün ve gezilerde çektiği selfie ve düz fotoğraf çalışmaları hakkında da vekillere bilgi verecek!

-*-*-

Başka ne var ki?

Vekillere vereceği ne tür bilgi olabilir ki?

Yaptığı bir iş yok ki!

Dünya’dan uzak!

Kıbrıs meselesinden ırak!

Faiz Sucuoğlu’na darbeyi, hala UBP’nin her türlü işine maydanoz olmayı, Türkiye’den gelen birkaç dilbandinin masgarası olduğunu anlatacak hali de yok!

N’aaaapsıııın!

-*-*-

Haaaa, o gün Meclis’e kimler mi gidecek?

Doğrusu, magazin ve dedikodu meraklıları kesin gider diye düşünüyorum!

Özellikle “o iki kadın” konusu, çoğunluğu “erkek” meclisimizde ciddi merak konusudur diye düşünmekteyim!

Acaba Ersin bey ne söyleyecek?


Independent Türkçe’nin bir haberine göre, ABD'nin Florida eyaletinde bir adam, balayı sırasında seks işçisiyle randevulaşmasının ardından fuhuş operasyonunda tutuklandı. 15 Temmuz'da evlenen 34 yaşındaki Paul Turovsky (fotoğraf), eşiyle birlikte Florida'nın Tampa şehrine balayına gitti. Turovsky, eşi uyuduktan sonra internette gördüğü bir seks işçisiyle konuşmaya başladı. Bu sırada Hillsborough polisi, insan kaçakçılığı ve fuhuşa yönelik bir operasyon yürütüyordu. Konuştuğu seks işçisiyle bir otelde buluşmak üzere anlaşan Turovsky randevu yerine vardığında kendisini bekleyen polis ekipleriyle karşılaştı. Fuhuşa karışmakla suçlanan Turovsky tutuklandı. Hillsborough Şerifi Chad Chronister, perşembe günü yaptığı basın açıklamasında "Davetlilerin düğün hediyelerini geri istemesi için çok mu geç?" diye espri yaptı. Turovsky'nin yeni evlendiği eşiyle boşanıp boşanmayacağı belirtilmedi. (Bu haberi, sadece son zamanların en ilginç haberi olarak kabul ediyorum; KKTC veya KKTC’deki siyasilerle hiçbir alakası yoktur…)