İnsan, vicdan ve af!

Serhat İncirli

Engelli bir kadın…
Yıllarca taciz edildi…
Dövüldü…
Sonuçta cinayet işledi…
Hapse mahkum edildi…

-*-*-

Bu ülkede, engelliyi, kadını ve hele de yaşlı kadını koruyacak doğru dürüst ne kanun olduğuna inanıyorum ne de öyle bir “vicdan”…

-*-*-

DP Girne Milletvekili Serhat Akpınar geçenlerde çağrı yaptı…
KKTC Meclisi’nin, 9 yıl hapse mahkum edilen Cemaliye Onyıldız için af çıkarmasını istedi…
Benzer durumda olan tüm mahkumlar ayıklanmalı, affedilmeli, topluma kazandırılmalı…

Bir şekilde, bu ülkede de, tıpkı Güney’de olduğu gibi, zaman zaman “af” uygulaması yaşama geçirilmelidir…

-*-*-

Çünkü ne acıdır, suçun ortadan kaldırılmasını, ceza kanunlarının şiddetinden beklemek, geri kalmış kültürlerin işidir…

-*-*-

Kaldı ki, suçu ciddi anlamda ithal etmeye çoktaaan başladık…

Amacım ırkçılık, ayrımcılık değildir ama son günlerde trafik kazalarının neredeyse tamamını yurt dışından gelen öğrenci veya öğrenciyim diyen kişilerin yapıyor olması, devletin bu konuda acil tedbirleri arasında olmalıdır…

-*-*-

Bu arada hepsinden acısı, “yasaklı kitap davası” nedeniyle annesiyle birlikte yargılanan Dr. Simge Alıcı, yurt dışına çıkamıyor…

Mahkemesi hala sürüyor…

Evinde “yasak kitap” bulunmuş!

-*-*-

Mahkeme sürecine etki etmek değil amacım; saygısızlık yapmak niyetinde de değilim ama lütfen herkes elini vicdanına koysun, bu genç doktorun hayatı kararmasın.

15 güne kadar Türkiye’ye gidemezse, işine kavuşamayacak…

Hepimizin çocukları var!

Lütfen!

Bu kadar zor olmamalı!



İyi ki tanıyanımız yok!

Yabancı bir adamla karşılaştım…
Giydiği kıyafetlerden, konuşmasından, tavrından anladığım kadarıyla bayağı kültürlü, görmüş, geçirmiş biri…

Kimden bahsettiğini söylemedi ama geçenlerde birileri, yatla KKTC’ye gelmiş…
Girne’ye…
Yatta, 2 yaşında bir de bebek var…

-*-*-

Her hangi bir yatın ülkeye giriş yapabilmesi için muhaceret memurları, gümrükçüler, polisler ve sağlık memurları tarafından görülmesi gerekiyor.

Sağlıkçılar, yatta olası bir salgın hastalık falan belirtisi görürse, girişine izin vermez.

Muhaceret, gümrük, polis mi?

Biliyoruz herhalde…

-*-*-

Beyefendi anlatı…
Sabah 09.00’da yat limana gelmiş…
Muhaceret, polis ve gümrükçüler yatta gerekli tüm işlemleri yapmışlar…

Ama aynı yatın, resmi olarak ülkeye girişinin yapılabilmesi ve içindekilerin de karaya ayak basabilmesi için sağlıkçı da gelmeliymiş.

-*-*-

Görevli sağlıkçı aranmış.
Yok!
Bulamamışlar!
Bir saat beklenmiş, iki saat beklenmiş yok!
Oradaki memurlardan biri, ülkemiz küçük ya, Sağlık Bakanı’nı da aramış…
“Efendim, böyle böyle hikaye, tüm Dünya’ya rezil oluyoruz” demiş.

-*-*-

Neyse uzatmayalım, yatın kontrolünü yapacak olan sağlıkçı, tam 10 saat sonra “teşrif” etmiş…

-*-*-

Eğer yat tatil gününde ülkeye gelirse, 24, hatta 48 saat bekletildiği de olabiliyormuş!

-*-*-

Bu sürede yat nerede mi bekliyor?
Tabii ki limanın dışında…
Örneğin Girne’de Lords Palace’ın oralarda…

-*-*-

Değil salgın hastalık, 100 mülteci gelse o yatla, denize hopladığı anda, şıp şıp şıp karadadır, Girne’dedir…
Daha farklı bir olasılıktan da bahsedeyim; eroin ya da kokain…
Birileri getirmek istese; “gümrükte sağlıkçı şimdi yok” dediklerinde, bekle babam bekle!

O bekleyiş sırasında da kim görür, kim bakar?

-*-*-

Eşit ve de egemen devlet mi?
Turizm mi?
Yatçılık mı demiştiniz?

Ben de size sadece dört harf veriyorum, “KKTC”…
Yazıklar olsun!

-*-*-

Dünya’ya rezil olmak mı?
Allah’a çok şükür ki kimse ne tanıtmak için uğraşıyor, ne de birileri tanıyor!
Yoksa gerçekten rezil olacaktık!

-*-*-

Elbette sadece bu konu değil!
Daha neler var neler!
Allah, rezil olmamamız için bizi koruyor!


Denktaş sevgisi mi demiştiniz?

Sevgili Serdar abi; nasılsın?

Umarım çok iyisin…

Ailenin büyüğü olduğun için sana hitaben yazdım ama kız kardeşlerin, sevgili Değer ve Ender hanımlara da selam ve sevgilerimi iletiyorum…

Abi mesele babanızın anıt mezarı ile alakalıdır…

-*-*-

Geçen gün yine su basmış…
Akşamları orada yürüyüş yapıyorum…
Aklıma babanızla ilgili yazdığım yazılar geliyor ve utanıyorum…

Siyasi görüşlerini zerre kadar onaylamasam da; bu topluma kendi inancı doğrultusunda liderlik etmiş; sevenin de sevmeyenin de saydığı biriydi.

-*-*-

Dün öğrendiklerim nedeniyle şoka girmiş durumdayım…
Gerçi daha önce de aynı şeyi yazmıştım ama sallayanım olmamıştı…

“Türkiye’yi yönetenler”, bu anıt mezarın tamamlanmasını kesinlikle istemiyor…

İnançlarının buna engel olduğu iddiası bir yana; anıt mezarın bitirilmesi için talep edilen ve kesinlikle verileceği söylenen para veya kaynak, kesinlikle iptal edilmiş.

-*-*-

Bildiğiniz gibi; daha önce de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun maddi katkısı ile Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı’nın yapacağı proje de aynı çevrelerce kabul görmemişti.

-*-*-

Diyeceğim o ki, ailecek siz evlatları ve torunlarına ne anlatılıyor bilgim dahilinde değildir ama bir vatandaş olarak sizden ricam, sevgili babanızın mezarını, kendisinin de ölümünden önceki arzusu olan yere nakletmek için yasal veya gerekli her türlü süreci başlatmanızdır.

-*-*-

Rauf Raif Denktaş’ın adından söz ederken 20 harmanlık yere sığmayan Ersin Tatar da doğru söylememektedir…

Gerçeği bildiği inancındayım.

Anıt mezarı bitirecek kaynak yoktur.

Ama en acısı, bunların Denktaş sevgisi bile sahtedir.

-*-*-

Kendi toplumlarına doğruları söylememeyi siyasetçilik sananlar; havaalanını, hastaneleri, yolları da bitiremedikleri gibi; bu anıt mezarı da bitiremeyecektir.

-*-*-

Ben bile; evet yıllarca Rauf Raif Denktaş’ın ideolojisini eleştiren ben bile bu saygısızlığı kabul edemiyorum…

Gerçi, o ideolojinin de boş çıktığı ayrı bir tartışma konusudur…

Çok üzgünüm.

Eşiniz Müge hanıma selam ederim.

Kolay gelsin.

Saygılar.


Haddimi biliyorum ama kişisel önerimi yazmaktan geri duracak değilim… Faiz Sucuoğlu’na göz göre göre siyasi darbe yapılıyor… Bunlara artık birilerinin dur demesinin vakti gelmiştir… Tabii ki CTP ve HP’den önce, UBP’nin bizzat kendisinin bu ahlaksızlığa sert ve güçlü bir şekilde dur diyebilmesi gerekmektedir… Yok eğer UBP’liler gözlerinin içine baka baka yapılanları “normal” görüyorsa, Tufan hoca veya Kudret hocadan destek beklenmesi boşunadır…