Meclis‘in dört bir yanında yine polis kaynıyor.
Niye o kadar çok peki?
Bunlar emekçi insanlar, aylardır geçim derdini yaşayan insanlar, yurtsever insanlar...
* * *
“İnsan yerine koymadılar bizi” diyor bir eylemci, “gelmediler, görüşmediler, konuşmadılar.”
Elbette hükümete sesleniyorlar.
Çünkü çarşı pazar, stüdyo kanal gezen onlar.
Muhalif vekiller, sendikacılar eylem yerinde, gözler hükümeti bekliyor.
* * *
“Türkiye’den gelen paranın kavgasına tutuştular, seçimde hangisine yarayacak, hesap kurarlar” diyor bir öteki...
Öfkeliler!
Çünkü 3 aylık yasal süre bittiğinde, belki de temelli işsiz kalacaklar.
O süre de bir hafta sonra doluyor.
* * *
Eylem yerinde güneyde şirketi olan işletmecilerden biriyle konuşuyorum.
“Burada niye çalışmıyorlar” diyenler var ya...
“Orası da burası” diyor, “hepsi bizim ülkemiz..”
Ve devam ediyor:
“Ama kuzeyde, hem teknoloji hem de denetim anlamında 20 sene gerideyiz, iş yapılmaz bu yanda, kontrol yok, güvence yok, para yok.”
Bir ustanın günlüğü 85 Euro.
15 Euro da ayrıca yatırımı var.
Haftalık eline geçen para en az 510 Euro...
3 bin 800 lira haftalık demek bu!
Aylık 15 bin liradan fazla...
“Peki işçi ne kazanıyor” diyorum.
“55 Euro da işçinin günlüğü...”
* * *
Ekonomimize geliyor para, bir başka yere gitmiyor.
Piyasaya düşüyor.
Bunu görmüyorlar.
Mesele bin beş yüz emekçi değil yalnızca...
Hepsi buralı bu ustaların, işçilerin, insanların...
* * *
“Kıbrıslı işçi gibisi yoktur” diyor bir diğer emekçi, “Güneyde başka işçiler de var, en fazla da Suriyeli. Ama herkes Kıbrıslı ister, temizdir bizim işimiz, güvenlidir. Yeni kuşak çok da kalmadı sanatkar, emekçi...”
* * *
“Ne fark var” diyorum, “adanın kuzeyiyle...”
“Çok sıkı denetim var orada, hem sigorta, yatırım, hem de iş güvenliği anlamında... Çoğu işçi sendikalı çalışır. Hem işçiler sigortalıdır, hem inşaat, bina... Kaç saat çalıştığın bellidir, ücretin emeğini karşılar...”
* * *
Bir başka işçi, güneyde sigortalardan 3 aydır işsizlik ödeneği verildiğini ancak bu parayı da alamadıklarını anlatıyor.
“Kooperatif herkesten 5 Euro aldı, hesap açtı, paramız yine gelmedi...”
Sigortalar işsizlik halinde en fazla 3 ay ödeme yapıyor.
Sonra yok!
İşte o 3 ay bitiyor.
* * *
“İstesek geçeriz” diyor bir diğer işçi, “dört yerden geçebiliriz, ancak güneyde karantina var, kuzeyde karantina...”
Bir diğeri söze giriyor, “haftaya orada karantina kalkıyor, gideceğiz, gelmeyeceğiz...”
* * *
İşçilerin hemen hepsi hükümetin tavrının “siyasi” olduğuna inanıyor.
“Sizce niye izin vermiyorlar” soruyorum, “sağlık, salgın, hastalık” diyen yok. “Öyle talimat aldılar” diyen de var, “aşağılık kompleksi, güç gösterisi, hınç, öç, husumet” diyen de...
* * *
İşlerine dönmek istiyorlar.
Herkes gibi...