İnsanı düzeltmek!

Cenk Mutluyakalı

Hani meşhur hikâye var ya “insan düzelince dünya düzeldi” diye sonuçlanır.
Çocuğu başından atmak için dünya haritasını parçalayarak verir baba, “bunu düzelt” diyerek.
Çok geçmeden çocuk getirir haritayı, “işte oldu.”
“Bunu nasıl yaptın”
der baba...
“Haritanın arkasında bir insan resmi vardı, insanı düzeltince dünya da düzeldi” der çocuk.

*   *  *
Kıbrıs için de geçerlidir bu!
O “yırtık” haritanın ardındaki insanı düzeltsek, Kıbrıs da düzelir.
Tam da bu ya mesele!
Çünkü insan bir değil, bin değil, on bin değil çok...
Hangi birini?

*   *  *

Siyasetin etkin, dönüşümcü, inşa edici ve yenileyici yüzü işte burada önemlidir.
İnsanı düzeltmek!
Oysa siyaset o insanın “ortalama” beklentilerine göre hareket eder ve “vasat”ı aşmaz çoğu zaman!
Bir sorun da şu ki “Ulusal” zihniyet üzerinden bireyci ve haksız menfaat dağıtan “döküntü” örneklerin yarattığı “düzen” belirleyici olur ne yazık…

*   *  *

Yine de biliyoruz, dünyayı radikaller, aydınlar, sivil toplum ve öncüler değiştirmiştir çoğu zaman…
Ne kadar yanlış varsa siyasetin boynuna asarak kendi sorumluluklarımızdan kurtulmak da iyi bir kaçış yoluna dönüşebilir.

*   *  *

Bir “tutuklu” cezaevi yerine devlet hastanesinde yatıyor günlerdir.
Epeyce de “hatırlı” biri!
Fizik tedavi merkezinde “yatılı” tedavi alıyor.
Doktor onayıyla (!)
Elbette bir tutuklunun sağlığı, canı, güvenliğinden de “devlet” sorumludur.
İnsan hakları herkes için vardır…
Eşitlikle!
Cezaevindeki mahkumlar “sağlık” ve “salgın” açısından felaket şartlarda yaşıyorlar.
Kim bakıyor yüzlerine?
Çok daha önemlisi…
O fizik tedavi merkezinde, kaç yurttaş, benzer koşullarda “yatılı” tedavi imkanı buluyor acaba?

*   *  *
Hani demiştik ya “insanı” düzeltirsek “dünya” da düzeliyor diye…
O insan, kimi zaman başhekimdir...
O insan, imzayı atan hekimdir.
O insan, tabip örgütüdür, hekim sendikasıdır.
O insan, siyasetçidir, gazetecidir.

*   *  *

Onca yanlış arasında ses çıkarması, başkaldırması, bir yanlış varsa reddetmesi gereken “insan” çoktur ama çoğunluk, sorumluluk almak için hep “ötekini” beklemektedir.

*   *  *

Kıbrıs haritasını yıllar evvel tam ortasından yırttılar ve çoğu insan seyretti bunu!
O “insanı” düzeltebilmektir mesele!