Ödül Aşık ÜLKER
VOLT Genel Sekreteri ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Adayı Hulusi Kilim, mevcut ortamda, Kıbrıs’ın kuzeyinde, Kıbrıslı Türkler’in siyasi iradesinin tam anlamda yansımadığını söyleyerek, AP seçimlerinin iradeyi yansıtmak için bir fırsat olduğunu belirtti.
“Kıbrıslı Türklerin sesinin her platformda güçlendirilmesine ihtiyaç vardır” diyen Kilim, “Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olduğu, Avrupa’nın ne demek olduğu, AB’nin neden var olduğu, AB’ye neler sunabileceğimiz, AB konseptini ülkemize uyarlayıp buradaki değişimi nasıl sağlayabileceğimizi anlatma konusunda, AB’de varlık göstermek çok etkin bir araçtır” diye konuştu.
Kilim, AP seçimlerinin iki toplumun, aynı listeye oy verdiği tek seçimdir olduğunu kaydederek, “Ortak bir irade gösterme söz konusudur. VOLT’un da yaklaşımı budur, hassasiyetlerimizi, ortaklaşan görüşlerimizi bir araya getirip, masanın aynı tarafında oturup bir pozisyon belirleyebilmemiz lazım” dedi.
“Kazandığımızı hissetmemiz için, karşı tarafın kaybetmesi gerekmez. Hep birlikte kazanabiliriz” diyen Kilim, Kıbrıslıların federal düşünceyle hareket edebilmeyi öğrenmesi gerektiğini belirtti.
Soru: Hulusi Kilim kimdir?
Kilim: Mağusalıyım, Baf kökenli Mağusalılardanım. Köklerimle gurur duyarım. 17 yaşında üniversite eğitimi için İngiltere’ye gittim, Bath Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi okudum. Daha sonra Warwick Üniversitesi’nde Tedarik Zinciri ve Lojistik Yönetimi Masteri yaptım, devamında Londra’ya geçtim. Bir dönem Kıbrıs’a döndüm, deneme aşamalarından geçtim. Sonra tekrar İngiltere’ye gittim ve hayatımı kurmaya başladım. Sağlık sektöründe danışmanlık veren bir şirkette çalıştım. Pandemi döneminde işimi kaybettim, bilinmezliğin hakim olduğu bir döneme girdim. “Ailemden ve ülkemden uzaktayım” diye düşündüm, yurdışında olan Kıbrıslıların hemen hepsinin yaşadığı süreçleri yaşadım. “Ya şimdi, ya hiç” dedim ve 2021’de Kıbrıs’a dönmeye karar verdim.
Yurtdışındayken Mağusa İnisiyatifi üyesiydim. Geçici olarak Kıbrıs’ta bulunduğum dönemde, İki Toplumlu Mağusa İnisiyatifi’ni kurduk. O dönemde Yunanca öğrendim. İki toplumun birbirini anlayabilmesi için aynı dili konuşması gerektiğini çocuk yaşlarımda tespit etmiştim.
“VOLT, tüm Kıbrıslıların hassasiyetlerini gözeten bir partidir”
Soru: VOLT’un kuruluşu nasıl gündeme geldi?
Kilim: Ülkeye döndüğümde, ülkeme nasıl katkı yapabilirim diye düşünüyordum. Geçen sene yazda, güneyden arkadaşlarım, “bu güne kadar iki toplumun birleşmesi konusunda yaptıklarını biliyoruz, iki toplumlu bir parti kurma fikrimiz var” dediler. “Mükemmel bir fikir ama farkımız olması lazım, sadece iki toplumlu olmamız yetmez. Şu anda toplumun politik yapılara bakış açısı, söylediğiyle yaptığı birbirini tutmayan, şeffaflığın olmadığı, iradeyi yansıtmayan bir yapı. Bizim duruşumuz net olmalı” dedim. VOLT, tüm Kıbrıslıların hassasiyetlerini gözeten bir partidir ve bunu VOLT Avrupa şemsiyesi altında yapar. VOLT’un 30 farklı ülkede temsiliyeti vardır, Kıbrıs 31’inci ülkedir. VOLT’un, ülkeleri, Avrupa seviyesinde ilgilendiren politikaları var. İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti anlamında VOLT Avrupa bize bir çerçeve çizmektedir.
“Kıbrıs’ta, her zaman, toplumların birlikteliğinden ve federasyondan yana oldum”
Kıbrıs’ta, her zaman, toplumların birlikteliğinden ve federasyondan yana oldum. İnsanlarda, yıllardan beri süregelen, iletişim eksikliğinden kaynaklı, problemler oldu. Kıbrıs sorununun, Kıbrıslıların kendi aralarında konuşup çözeceği bir problem olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllar, kapılar açılana kadar, 29 sene bölünmüş kaldık, insanlar birbirinden koptu. Eğitim sisteminden, tabulara, nefret söylemine maruz kalarak büyüyen bir jenerasyonuz. Şansımız, ilerici öğretmenlerimizdi. Öğretmenlerimiz ve ailelerimiz bize doğruları öğretti ve yol gösterici oldu. Bu yüzden, 15 yaşındayken, Annan Planı döneminde, öğretmenlerimizle meydanlardaydık ve kendi geleceğimizin nasıl savunulmaya çalışıldığını gördük. Ailem de bana asla düşmanlık öğretmedi. Ailemizde şehit de var ve barışın neden olması gerektiğini en iyi bilenler, bu insanlardır.
Kapılar açıldıktan sonraki 20 yıl içinde, sivil toplumun iki toplumun bir araya gelmesinde büyük katkıları oldu ancak değişen liderlikler ve siyasi ortamda, dönem dönem insanların birliktelik istenci politik seviyeye yansımadı, yansımıyor. VOLT, bu noktada da çok büyük bir rol üstlendi. Biz, aktivist geçmişi olan genç insanlarız. VOLT’un, sivil toplumun ve insanlarımızın birleşme istencini, siyasi seviyede temsil etme gibi bir rolü de var.
“Kıbrıslılar, hem güneyde hem kuzeyde, çok hayal kırıklığı yaşadı”
Soru: VOLT yeni bir siyasi oluşum ve AP seçimlerine kendi listesi ile giriyor. Buna nasıl karar verdiniz?
Kilim: VOLT’un, yapısı gereği Avrupalı bir parti olmasından kaynaklı olarak, bu seçimlere girmememiz söz konusu olamazdı. VOLT insanlara sunulabilecek önemli bir seçenek, Avrupa’da temsiliyeti olan bir parti, halihazırda AP’de iki temsilcimiz, güneydeki temsilciler meclisinde bir üyemiz var. Yani hem iç politikada, hem de Avrupa seviyesinde sesimizi duyuracak mekanizmalara sahibiz. VOLT olan diğer 30 ülkede tezlerimizi, Kıbrıs hakkındaki politikaları aktif şekilde savunabilecek mekanizalar mevcut. İnsanlara VOLT seçeneğini sunmamak, büyük bir kayıp olacaktı.
AP seçim sürecinde VOLT’un tanıtılması, varlığını ve politikalarını gösterme şansımız oldu. Pozitif geri dönüşler var, bu da çok cesaret vericidir. İnsanlar, “neden daha önce böyle bir girişim yapılmadı. Madem ki adamızı birleştirmek istiyoruz, barış istiyoruz, çözüm istiyoruz, birliktelik istiyoruz, siyasi seviyede neden daha önce bir araya gelemedik. Çözüm inisiyatifini neden sadece liderlerin eline bıraktık” diyor. İnsanlar düzenden çok usandı ve politikanın kendisiyle ilgili olumsuz düşünüyor. Çünkü Kıbrıslılar, hem güneyde hem kuzeyde, çok hayal kırıklığı yaşadı. Dolayısıyla, yeni bir yapılanma sunmak bu açıdan da çok önemliydi. Birleşme istencinin daha da canlı tutulması gereken bir dönemden geçiyoruz.
“Ulaşmamız gereken noktanın, Kıbrıslılık olduğuna inanıyorum”
Soru: Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz, Kıbrıslı, Kıbrıslı Türk, Türkçe konuşan Kıbrıslı?
Kilim: İki dilli Kıbrıslıyım. Süregelen bir Kıbrıslı Türk veya Kıbrıslı Rum kimlik tanımı vardır ama kendimi öncelikle Kıbrıslı olarak tanımlarım ve ulaşmamız gereken noktanın da Kıbrıslılık olduğuna inanıyorum. VOLT’un da felsefesi buna dayanır, tüm Kıbrıslıların partisi olma çabası.
“Kıbrıslı Türklerin sesinin, her platformda güçlendirilmesine ihtiyaç vardır”
Soru: AP’de Kıbrıslı Türk üyenin olmasının ne gibi bir önemi var?
Kilim: Sorunuzun kaynağından dolayı, Kıbrıslı Türk olarak tanımlayacak olursam, AP seçimi sürecinde bir Kıbrıslı Türkün aday olması, insanlarda bir farkındalık yaratmaya yardımcıdır. Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olduğu, Avrupa’nın ne demek olduğu, AB’nin neden var olduğu, AB’ye neler sunabileceğimiz, AB konseptini ülkemize uyarlayıp buradaki değişimi nasıl sağlayabileceğimizi anlatma konusunda, AB’de varlık göstermek çok etkin bir araçtır. VOLT olarak, aktif vatandaşlığı savunuyoruz, sadece seçimde oy kullanmak değil. Esas mesele, insanların fikirlerinin sürekli duyulmasını sağlayacak şekilde bir düzenek sunmaktır. Şu andaki siyaset, Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor. Kıbrıslı Türkleri temsil ettiğini iddia edenlerin yurtdışında neleri savunduklarını ve aksine insanların Kıbrıs’ta neleri savunduğunu görüyoruz. Dışarıya verilen imaj çok farklı. Kıbrıslı Türklerin sesinin her platformda güçlendirilmesine ihtiyaç vardır.
“Kıbrıslılar olarak birbirimizi savunabildiğimiz zaman güven tesis edebileceğiz”
VOLT, bir çıkış yoludur. AP’de VOLT’un temsiliyeti önemlidir, sadece ben değil, VOLT adaylarının her biri aynı politikaları ve tezleri savunan kişilerdir. Diğer partilerin adaylarına baktığımızda, hepsinin aynı şeyleri savunmadığını görürüz. Kıbrıslılar olarak birbirimizi savunabildiğimiz zaman güven tesis edebileceğiz. Bir Kıbrıslı Türk’ün, Kıbrıslı Rumlar tarafından oylanıp, AP’ye gönderilmesinin, pratikte sunulan en büyük güven ifadesi olduğuna inanıyorum. Aynı şey tersi için de geçerlidir, yani bir Kıbrıslı Rum’un Kıbrıslı Türkler tarafından, kendilerini temsil etmesi için AP’ye gönderebilmesi lazım. Bunu yapabilmek gerekir.
“AP seçimleri bir fırsattır”
Soru: Kıbrıslı Türkler AP seçimlerinde neden oy kullanmalı?
Kilim: Biz, AB vizyonumuzu koruyor muyuz? Biz, Avrupalı hissediyor muyuz, ilgili miyiz? Sadece istemek değil, AB vatandaşı olarak biz ne yapıyoruz? Oy verip özgür irademizi ortaya koyuyor muyuz? Benim sloganım, “İradeni göster ve sesini duyur”. Kıbrıslı Türkler bunu yapmalıdır. Özellikle mevcut ortamda, kuzeyde, Kıbrıslı Türkler’in siyasi iradesi tam anlamda yansımıyor. AP seçimleri bir fırsattır. Bu seçim, iki toplumun, aynı listeye oy verdiği tek seçimdir yani ortak bir irade gösterme söz konusudur. VOLT’un da yaklaşımı budur, hassasiyetlerimizi, ortaklaşan görüşlerimizi bir araya getirip, masanın aynı tarafında oturup bir pozisyon belirleyebilmemiz lazım. Yani federal düşünceyle hareket edebilmeyi öğrenmemiz lazım, o kültürü geliştirebilmemiz lazım ki, kritik zaman geldiğinde, gönül rahatlığıyla, “biz bunu başarabiliriz” diyebilelim.
“‘Biz’ olmalıyız”
En çok barış isteyenlerimiz bile, çözümün yürüyüp yürümeyeceğine dair zaman zaman endişe duyar. Biz o endişeyi ortadan kaldırmak istiyoruz. “Biz” olmalıyız. AP, Avrupa’nın parlamentosudur, orada Avrupa’yı ilgilendiren her şey konuşulur. Biz oraya, Avrupalıların yanında tüm Kıbrıslıların hasasiyetlerini anlatmaya, sorunlarımıza Avrupa seviyesinde ortak çözümler bulmaya gidiyoruz. Yapmamız gereken tek ses olabilmektir.
AP’de konuşulacak, bizi ilgilendiren çok konu var, pahalılık, göçmen konuları, iklim krizi gibi. Bunlar, ülkelerin tek başlarına başedebilecekleri konular değildir. AB’deki diğer ülkelerle dayanışma içinde bu sorunları çözebiliriz. Örneğin, VOLT olarak, ortak bir mülteci kabul programı olması gerektiğini savunuyoruz. AP’de, yeri geldiğinde Kıbrıs konusuyla alakalı konuların tartışılması, ama genelde herkesi ilgilendiren konuların ele alınması ve bizim neler yapabileceğimizin ortaya konması gerekiyor.
“Anayasal hakkın ihlali ve vatandaşlar arası eşitsizlik”
Soru: Karma evliliklerden dünyaya gelen çocukların vatandaşlıkları konusuna nasıl bakıyorsunuz?
Kilim: Bu konuda çok hassasım. Bu konuların, özellikle seçim döneminde gündeme getirilmesinden çok rahatsızım. VOLT da, kişisel olarak ben de, bundan rahatsızlık duyuyoruz. Bu konu konuşulurken, insanlarda yanlış beklentilere sebep olunuyor. Bu konu Kıbrıs’ta çözülecek. Avrupa seviyesinde, farkındalık yaratmak adına konuşulabilir ama bunun seçim malzemesi yapılması çok yanlıştır. Bu konuda çözüm, istişare ve diyalog yoluyla olmalıdır. Bunun, vatandaşlar arasında eşitsizlik yarattığı vurgulanmalı ve bu konuda, Kıbrıs içinde girişimler yapılmalı. Bu konu, anayasal bir hakkın ihlali meselesidir. Bu konunun kökünde yatan politik argümanların iyi tahlil edilmesi gerekir. Burada milliyetçilik argümanı da yapılıyor, bu söz konusu değildir. Bu sorun, sadece Kıbrıslı Türklere karşı geliştirilen bir sorun da değildir. Adaya yasadışı gelen kişilerin, Kıbrıslı Rum bir şahısla evliliğinden doğan çocuklarının da vatandaşlık sorunu vardır. Yurtdışında doğmuş vatandaşların çocuklarının da, vatandaşlık sorunu yaşadıkları biliniyor. Aktif şekilde diyaloğun açık tutulması, Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarıyla, yasal çerçevede argümanların sürdürülmesi ve insanlara yanlış beklentiler verilmeden adımlar atılması gerekir. Bu konuda anayasal hakkın ihlali ve vatandaşlar arası eşitsizlik vurgulanmalıdır.
“Türkçe’nin, AB dili olmasını, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti talep etmelidir”
Soru: Gündemdeki bir diğer konu da, Türkçe’nin AB dili olması konusu...
Kilim: Bu konu da, Kıbrıs’ta çözülecek bir konudur. AB, “siz hazır olunca bize bildirin, girişimi yaparız” dedi. Türkçe’nin, AB dili olmasını, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti talep etmelidir, bu politik bir karardır. Böyle bir kararın alınmasının çok büyük etkileri olur, sadece Kıbrıs için değil, Türkiye için de. Bu, Türkiye politikasını bile etkileyecek seviyede bir etki yapacaktır.
Biz, VOLT olarak, Türkçe konusunda apayrı bir girişim yaptık. İlk etapta, mevcut ekonomik ve politik ortamda, insanların gündelik hayatlarına nasıl katkı yapabileceğimiz düşüncesiyle, güneydeki meslek odalarına üye olmada, dil bilgisi yeterliliği konusunda karşılaşılan engel hakkında, Temsilciler Meclisi’ne yasa değişikliği önerisi sunduk. Böylece, Yunanca bilmeyen insanlarımızın, meslek odalarına kayıtta karşılaştığı en büyük engelin ortadan kalkması hedefleniyor. Mesleklerini adanın güneyinde de icra edebilmeleri söz konusu. Bu, çok önemli bir adımdır. Sonuç alıcı, gerçekçi ve popülizmden uzak bir yaklaşım. Özellikle, VOLT olarak insanların gündelik hayatına etki edecek konulara odaklanıyoruz. Tüm Kıbrıslıların partisi olabilmenin ne demek olduğunu icraatlarımızla göstermeye devam edeceğiz.
“Tek devleti savunmak, iki devleti savunmaktır”
Soru: Kıbrıs’ta nasıl bir çözüm olmalı?
Kilim: 30 sene, tamamen ayrı olunan bir dönemden sonra, 20 sene temas halinde olundu. İnsanlar birbirlerine yaklaştı, insani seviyede derin ilişkiler kurdu. Gerçekler üzerinden yürüyerek bir çözüm öngörebilmemiz lazım. Bugün, tek devleti savunanlar bunu öngöremiyor. Tek devlet gerçekçi bir yaklaşım değildir. Ortam yaratılmalı ki, işbirlikleri olabilsin. Belirsizlikleri azaltmamız lazım ki, ortak alan açılabilsin, istişare yapabilelim ve daha sonra ortak kimliğimiz, “biz” olabilme üzerinde çalışabilelim.
Tek devleti savunmak, iki devleti savunmaktır. Bu ikisi de olmayacak pozisyonlardır ve işi yokuşa sürmektir. Federasyona karşı argüman geliştirenler bilmelidir ki, federasyon seçeneği ortadan kalkarsa, bölünme ile karşı karşıya kalacağız. Federasyon orta yoldur. Çözüm olabilmesi için, her iki toplumun da kabul edebileceği bir çözüm olması lazım. Federasyon dışındaki çözüm seçenekleri, seçenek değildir, gerçekçi değildir, çözüm değildir. Gerçekçi ve dürüst olmak lazım. İnsanlara olabilecek şeylerin savunulması gerekir.
“Hep birlikte kazanabiliriz”
Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
Kilim: Ilımlı, karşılıklı anlayışa dayalı, çözüm odaklı ve gerçekçi politikaların, ortak karar alabilme kültürünün Kıbrıs siyasetinde kalıcılaşmasını hedefliyoruz. Adanın birleşmesini madem ki istiyoruz, birlikte hareket etmeyi, birbirimizin dilini konuşmayı ve Kıbrıslılar olarak tek ses olmayı da öğrenmek zorundayız. AB’nin bize çizdiği çerçevede, adamızı birleştirebiliriz. Ortak yurdumuzda birliktelik içinde bir hayatı kurgulamalıyız. Kazandığımızı hissetmemiz için, karşı tarafın kaybetmesi gerekmez. Hep birlikte kazanabiliriz.
Fotoğraflar: Ertuğrul SENOVA