Irkçılığın yerini insanlık aldığı gün; ne Kürt meselesi kalır ne de Kıbrıs meselesi

Serhat İncirli

APOEL – Çetinkaya maçında çirkin olaylar yaşandı.

APOEL taraftarları hafta sonu Çetinkaya ile oynadıkları Kıbrıs 1. Lig maçında Grivas fotoğrafları açtı, EOKA B pankartı astı.

-*-*-

Maç öncesi ısınmak için sahaya çıkan Çetinkaya futbolcuları saldırıya uğradı.

Futbolculara çakı, dolu mermi, çakmak ve üzerinde Yunan Bayrağı bulunan çeşitli eşyalar fırlatıldı.

-*-*-

Dört Çetinkaya futbolcusu ve üç yönetici yaralandı.

APOEL maçı 2-1 kazandı.

Çetinkaya takımı tam 6 saat stadyumdan ayrılamadı.

Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanı, “soruşturma başlattık” dedi...

-*-*-

Şimdiiiiii...

Hafta sonu Türkiye 1. Futbol Ligi’nde Bursa – Amedspor maçı vardı...

Yukarıda yazdığım “hayali” haberin “gerçeği” Bursa’da yaşandı...

Bursa taraftarları ve futbolcuları, Amedspor futbolcularına saldırdı...

Sporculara her şey fırlatıldı...

Tribünlere, Kürtleri katleden bir adamın fotoğrafı ve buna benzer semboller asıldı...

Maç sonrası Amedspor sahadan çıkamadı...

Türkiye İçişleri Bakanı “soruşturma başlattık” dedi...

-*-*-

Mesele gayet basit!

Bu basit mesele de “Barış içinde yaşamak”tan başka bir şey değildir.

Bunu başarmak zorundayız...

Kıbrıs’ta da, Türkiye’de de...

Türk, Kürt, Rum, Kıbrıslı, Türkiyeli şu bu diye sınıflandırmadan, ayırmadan...

-*-*-

Yok eğer amaç “ayırmaksa”, o zaman “çelişkiye” ya da “hipokrasiye” girmemeliyiz...

Mesela Kıbrıs’ta “Rumlar bize yaşam hakkı vermeyecek” diyerek ayrılığı savunurken, Türkiye’de “Kürt” takımıdır diye Türkiye’nin bir takımı olan Amedspor’a yapılanları “es” geçmeyeceğiz!

“O başka bu başka ulan!” diye felsefe yapmayacağız!

-*-*-

Kıbrıs ve Kürt meseleleri neden mi çözülmüyor?

En sade anlatımı bu örnekte yatıyor...

Irkçılık diyelim; geçelim...

Irkçılığın yerini “insanlık” aldığı gün; ne Kürt meselesi kalır ne de Kıbrıs meselesi...


Türkiye’de gündemin değişim hızı!

Türk siyaseti, Yeşilçam filmi gibi!

Gündem, inanılmaz bir hızla değişiyor!

-*-*-

Sahne şöyle:

Bir nikah masası.

Yaşlı bir adam, genç ve güzel bir kadınla evleniyor.

Nikah memuru ve iki şahit de hazır.

Tam bu arada içeriye genç kadının annesi giriyor.

Elinde tabanca, sıkıyor ama kimseyi vuramıyor.

-*-*-

Derken masadaki damat amca ayağa kalkarken, eli tabancalı kadın, “beni mahvettin, kızımı mahvetme” diyor!

-*-*-

Damat amcaya, “Bu kız, senin oğlunun sevgilisi” diye bağırıyor kadın!

Tam bu esnada içeriye yakışıklı oğlan giriyor.

Genç kadına, “şimdi sıra babamın hayatını mahvetmeye mi geldi?” diye soruyor.

-*-*-

Genç kadın bayılıyor!

Baba, oğluna, “hayır oğlum, öyle değil, ben formalite icabı, O’nu korumak için evleniyordum, hazır sen gelmişken, o seni çok seviyor, işte masa da hazır, gelin nikahınızı kıyalım” derken, eli tabancalı anne, yaşlı bey amcaya “olamaz, çünkü onlar kardeş, kızım senden” diyor...

-*-*-

Bey amca kahkahalarla gülüyor!

“Sıkıntı yok, ben zaten O’nu (yani evleneceği genç kadını) kızım gibi sevmiştim; bu da benim öz oğlum (Yakışıklı ve genç olan) değil, O’nu bir yaşındayken besleme olarak almıştık” der...

-*-*-

Ve yakışıklı oğlan ile güzel kadın evlenirler...

Üstelik genç kadın hamile!

Tabii ki yakışıklı gençten!

Mutlu son!

-*-*-

İnternette bu Yeşilçam filminin anlattığım bölümü paylaşılıyor ve üzerine “Türkiye’de gündemin değişim hızı” diye yazılmış...

-*-*-

Akşener masadan kalktı.

Söylemediğini bırakmamıştı.

Gitti, geldi.

Onlarca tv programı izledim.

Her kafadan ayrı sesler çıktı.

İmamoğlu ve Yavaş’a “aday olun” diyen Akşener, “olmayın, başkan yardımcısı olacaksınız” gibi bir şey önerdi.

Ben yazıyı yazarken de Akşener, masaya dönüyordu.

Mutlu son mu değil mi?

14 Mayıs’ta bu sinemada!

Kim kimle evlendi?

Kim kimden hamile?

Kim kimin kocası, karısı, sevgilisi?

Bu sinemada!

Sahi oğlan kimden?

Evlatlık alınmışsa, biyolojik baba ve anneye gerek var mı?

İzliyoruz!

Heyecanla ve keyifle!


KKTC’de rüşvet günlük yaşamın ayrılmaz parçası!

“Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2022 Raporu” açıklandı...

Rapor, Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International,TI) kriterlerine göre hazırlandı...

-*-*-

Rapora göre, “yolsuzluk” açısından Kuzey Kıbrıs, 180 ülke arasında 140’ıncı oldu...

Türkiye 101’inci, Kıbrıs Cumhuriyeti ise 51’inci sırada yer aldı...

Birinci sırada Danimarka, sonuncu sırada ise Somali bulunuyor...

-*-*-

Rapora göre KKTC’de her geçen yıl yolsuzluk algısı artıyor... 

KKTC, az gelişmiş ülkeler sınıfında yer alıyor...

-*-*-

Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Kıbrıs Ofisi ile akademisyenler Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından hazırlanan rapora göre, KKTC’li iş insanlarının yüzde 99’u Kıbrıs’ın kuzeyinde rüşvet ve yolsuzluk olduğuna inanıyor...

İş insanlarının yüzde 72’si ise bunun çok ciddi bir sorun oluşturduğuna işaret ederken, yüzde 40’ı son bir yılda işinin yürümesi için “rüşvet verdiğini” açıkça itiraf ediyor...

-*-*-

Raporu hazırlayanlara çok teşekkür ederim...

Gerçekten ellerine sağlık ama hiç gerek yoktu canım...

Bir ülke düşünün ki; devlete ait elektrik kurumunun akaryakıt ihtiyacı, Bakanlar Kurulu kararı ile mafyadan sağlanıyor... Bu mafyanın siyasi yakınlığından söz ediliyor... Başbakan, bir şirketin patronu ile meyhaneye gidiyor... Yanlarında KKTC Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nun “gayrı resmi amiri” kabul edilen kişi de var... Ve bu meyhane akşamından bir ay kadar sonra, o şirkete avantaj sağlayan yasa tasarısı meclise sunuluyor...

-*-*-

Nasıl nasıl?

Tabii ki yaşasın egemen ve eşit KKTC!


Selahattin Demirtaş, hapishaneden Amedspor’a destek verdi: Sen başını dik tut; bunların ağa(r)babalarına teslim olmadık, artıklarına mı boyun eğeceğiz!