Fehime ALASYA
Yapılaşmanın hızlandığı İskele bölgesinde ikamet eden yurttaşlar imar planının ihtiyaç olduğuna dikkat çekerken gelişmenin planlı olması gerektiğine vurgu yaptı.
İçişleri Bakanlığı’nın taslak çalışmasında “sona geldiğini” açıkladığı ve ilgili belediye başkanlarından ‘tam not’ almayan Mağusa-İskele- Yeniboğaziçi İmar Planı çalışması, İskelelileri kara kara düşündürüyor…
Bölgedeki büyümenin ‘planlı ve programlı’ olması gerektiğine değinen bölge halkı, imar planıyla birlikte arazisinin değer kaybedeceğinden de endişe duyuyor.
İmar planı hakkında bilgi sahibi olmayı dört gözle bekleyen bölge sakinleri, ‘betonlaşmaya’ karşı olduğunu anlatarak, “Ülkede düzgün işleyiş olsa apartmanları öper anlımıza koyarız ama binalar yapılıyor, alt yapısı yok, kanalizasyonu yok, oto parkları yok, hiçbir çalışması yok...” dedi.
Bölgede plansız ve alt yapısız birçok inşaat türediğini belirten İskele sakinleri, İçişleri Bakanlığı tarafından taslak çalışmasında sona gelinen Mağusa-İskele- Yeniboğaziçi İmar Planı’nı hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ifade ederek, bu durumu eleştirdi.
“Birçok bölgede iş işten geçti” diyen bazı İskeleliler, alınan inşaat izinlerinin çok fazla olduğunu, belirterek, imar planındaki ‘kat sınırlaması’ veya bazı arazilerin ‘imara kapatılmasının’ etkili olmayacağı düşüncesinde. Buna karşın, kendi arazisine 3 veya dört katlı bina yapamayacağının da endişesini taşıyor.
“Gelişip, kalkınmak bu şekilde olmaz”
Master planından hiç söz edilmediğini, sadece imar planı konuşulduğunu kaydeden bölgeliler, bu çalışmalar sürerken yüksek katlı projelere izin verilmesini eleştirdi.
Gelişigüzel yapılan binaların park yeri, alt yapı, kanalizasyon, oto park gibi birçok sıkıntıyı da beraberinde getirdiğini ifade eden birçok bölgeli, “gelişip, kalkınmak bu şekilde olmaz” dedi.
Nereli: “Vatandaşın ve inşaat önüne engel koymasınlar”
Düzenlenen imar planına atıfta bulunan Muhtarlar Birliği Başkanı Sermet Nereli ise bölgeye inşaatların gelmesini istediklerini söyleyerek, planın hazırlandığı sürece bölge halkının dahil edilmemesini şiddetle eleştirdi.
YENİDÜZEN’e konuşan Nereli, “Acilen bu işin kaldırılmasını, bölgeye inşaatların gelmesini istiyoruz, vatandaşın ve inşaat önüne engel koymamalarını istiyoruz. Kaldı ki bunlara destek verilmeli." dedi.
Plan, bölge başkanlarından ‘tam not’ almamıştı…
Taslak metin üzerinde çalışmaları devam eden ve İçişleri ve Yerel Yönetim Bakanı Ayşegül Baybars tarafından sona gelindiği açıklanan Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nda imar planı, bölge belediye başkanları tarafından ‘tam not’ almamıştı.
YENİDÜZEN'e konuşan İçişleri ve Yerel Yönetim Bakanı Ayşegül Baybars, çalışmalarda sona gelindiğini, taslak çalışmanın halkla paylaşılacağını ifade etmiş, buna karşın hem İskele hem de Yeniboğaziçi belediye başkanları ise çalışmadaki belli başlı noktalarda uzlaşı sağlayamadıklarını aktarmıştı.
İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, “Çalışma çok tatmin etmedi, belli noktalarda uzlaşamadık” derken, Yeniboğaziçi Belediye Başkanı Mustafa Zurnacılar ise “birçok projenin olduğu bölgenin imara kapatılması gündemde” diyerek eleştirilerde bulunmuştu.
Taslak çalışmadan öne çıkanlar ve itiraz noktaları nelerdi?
- İskele’de ‘Long Beach’ olarak bilinen bölgesinin bir kısmı imara kapatıldı, bazı bölgeler tarım arazisi ilan edildi.
- İskele’de sanayi bölgesinin Topçuköy yoluna taşınması gündemde.
- ‘Üniversite bölgesi’ olacağı açıklanan yerin, orman arazi olduğu gerekçesiyle farklı noktaya kaydırılması düşünülüyor
- Mormenekşe ve Yeniboğaziçi’nde bazı yerlerin imara kapatılması gündemde…
- Kuzucuk-Ötüken bölgesinin büyük kısmı imara kapatılacak.
BÖLGE SAKİNLERİ NE DEDİ?
Derviş Avcı: “Birçok bölgede iş işten geçti”
"Yolun içine inşaat yapılıyor. İmar planı çalışması sürüyor ama birçok bölgede iş işten geçti. 20, 30 kat çıkan şirketler varken vatandaş 8 metreden yukarıya inşaat yapamaz. Gelişigüzel yapılan binaların park yeri, alt yapısı, kanalizasyonu, oto park sorunu gibi birçok sıkıntı doğuruyor. Belediyeler bunlara geçit vermemeli. Bu çalışmada belediye sürece dâhil olmalı, zaten en yetkili makam onlar, belediyeler imza vermezse iş de yürümez..."
Ahmet İsmetoğlu: “Çölleşiyoruz deniliyor ama her yere de inşaat dolduruyoruz”
"Her tarafı şahıslara veriyorlar. İngiliz döneminden beridir ormancı evi olan yer 49 yıllığına kiralanıyor, bunun gibi çok adaletsiz inşaat var. Bu ev İstavri evi olarak biliniyor, piknik alanıydı, halk vakit geçirirdi, şimdi şahsa kiralandı, tellendi, giremez olduk. Bunun yanında ağıllar bölgesinde de olan bir orman evi var, o da şahsa verilecek diye duyduk. Bunlar çok rahatsız edici. Çölleşiyoruz deniliyor ama her yere de inşaat dolduruyoruz. Noyanlar binalar yaptı, park yerleri yok, sokaklara park ediyorlar, kaldırımlara, bu olur şey değil..."
Metin Menteş: “Amaç ve hedef arazi değerlerini düşürmek”
"İlk önce master planı olur, sonra imar planı çıkar. O yasak bu yasak ama yasak sadece vatandaşa. Büyük şirketler yasa geçmeden gidip projelerini onaylattı, 20 yıllık işleri ellerinde, sonra sınırlama verildi. Bence bu sadece vatandaşı etkileyecek çünkü zaten şirketler yapacağını yaptı. Bunu yaparken bu süreçte kimseye imza verilmeyecekti. Ala guduru iş yapıyoruz, herkesin arazisi değer kaybediyor, amaç ve hedef arazi değerlerini düşürmektir."
Muhtarlar Birliği Başkanı Sermet Nereli: “Bölgeye inşaatların gelmesini istiyoruz”
“Bizi çağırdıklarında bu iş bitmişti. Biz bölge olarak hem eski hem de yeni hükümete bu konu hakkında çok sitemkârız, hepsini istifaya davet ediyoruz. Bölgede yaşayan insanlara, köylere, kırsal kesime sorsaydılar, şehir merkezinde yaşayanlara değil. Hiçbir beklentimiz yoktu çünkü bizi sürece hiç dahil etmediler, emrivaki yaptılar. Yeni doğmuş bir bebek gibiydik, ne hastane, ne devlet kurumu, ne üniversitemiz yok, yap sat olarak bölgede tek geçim kaynağımız bu yöndeydi ama bu da elimizden alındı. Revize edip devam edeceklerini söylediler. Biz revizeye de karşıyız, bu olur şey değil... Acilen bu işin kaldırılmasını, bölgeye inşaatların gelmesini istiyoruz, vatandaşın ve inşaat önüne engel koymamalarını istiyoruz. Kaldı ki bunlara destek verilmeli."
Yaşar Okumuş: “İskele’nin daha iyi konuma gelmesini engellemeye çalışıyorlar”
"Turnalar köyünde 28 yıl muhtarlık yapmış biriyim. Bu emirname konusunu duyduktan sonra ancak 'iyileştiririz' kelimesini dinledik, gelişme namına hiçbir şey yok. Bölge son üç, beş yıldır gelişiyor, zaten geri kalmış kırsal bir bölgeydi, şimdi de neden İskele diğerlerinden daha iyi konuma gelsin diye düşünüp bunu engellemeye çalışıyorlar. Bu emirnameler bir an önce kaldırılmalı. Herkesin eli kolu bağlı, mahkûm gibi oldu. Bu emirnameler İskele’yi çok gerilere götüren bir konu."
Dr. Salih Soykan: “Binalara bakıp kalkındık diyemeyiz, tümü plansız projesiz, alt yapısız, düzensiz”
"Betonlaşmaya karşıyım, betonlaşma zenginlere hitap eder, fakirlere de hitabı daha küçük ve ucuz barınmadır. Ülkede düzgün işleyiş olsa apartmanları öper anlımıza koyarız ama binalar yapılıyor, alt yapısı yok, hiçbir çalışmaları yok, oto parkları yok... Kalkınmak için yüksek binalar değil üretim şart, üretmezsek kalkınamayız. Binalara bakıp şehir olduk, kalkındık demek çok yanlış tümü plansız projesiz, alt yapısız, düzensiz. Sanayi bölgesini taşıyacaklarmış, neden bunlar önceden dikkate alınmadı. Bu bölgenin en havalı yeri ağıllar bölgesidir, tarım arazileri habire imara açılır, her noktada plansızlar, düzensizlik. Nereleri imara açıldı, nereleri kapandı tam bilgimiz yok, halk bu konuda bilgi sahibi olmalı."
Müstakil evlerin bulunduğu İskele’nin Long Beach olarak bilinen bölgesine taşınan Maki Sokak sakinleri, birkaç yıl içinde kendini yüksek katlı binaların arasında buldu…
“Özelde bizim sıkıntımız, genelde İskele’nin…”
Müstakil evlerin bulunduğu Long Beach olarak bilinen bölgesi olarak bilinen yerleşim alanında boy gösteren birçok yüksek katlı bina, Maki sokak’taki mahalle sakinlerinin hayatını zindana çevirdi.
Huzurlu bir ortam ve şehrin gürültüsünden uzak yaşam sürmek için İskele’nin Long Beach olarak bilinen bölgesine taşınan Maki Sokak’taki Latifoğlu Development sakinleri, birkaç yıl içinde kendini yüksek katlı binaların arasında buldu…
Mağusa-İskele- Yeniboğaziçi İmar Planı çalışması konuşulmaya devam ederken, Maki Sokak sakinleri, özelde kendi yaşadıkları sıkıntıları anlatarak, genelde İskele bölgesindeki çarpık yapılaşmayı eleştirerek, imar planının bir an önce hayata geçmesi gerektiğini belirtti.
İmar çalışması yapılırken araziye inilmesi gerektiğine vurgu yapan bölgeliler, bölge sakinlerinin de fikirlerinin alınması gerektiğine değindi.
Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı için Demokratik Kitle Örgütleri’nin 29 Temmuz pazartesi günü Lefkoşa’da toplanacak olmasını eleştirerek, “Bizim bölgemizi konuşacaklar ama Lefkoşa’da… Neden kırsal kesimde toplanmıyorlar da uzak merkezde toplanıyorlar? Bizim buradan kopup oraya gitmemiz çok zor, gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz” dedi.
Hatırlanacağı üzere Demokratik Kitle Örgütleri adına yapılan açıklamada 29 Temmuz pazartesi günü, saat 10.00’da Lefkoşa’da Kıbrıs Türk Tabipler Birliği toplantı salonunda yapılacağı duyurulmuştu.
MAHALE SAKİNLERİ NE DEDİ?
Cenkut Gece: “Müstakil evlerin olduğu bölgelerde yüksek kat izni hiç bakılmadan verildi”
"Yüksek kattan dolayı yabancı insanlarla yatak odamız iç içe oldu. Müstakil evlerin olduğu bölgelerde yüksek kat izni hiç bakılmadan verildi. 16 yıldır bu evler bölgede var, bize bölgede en fazla dört kat izni var denildi ama yeni planlamada değişim olmuş. Bu değişimi yaparken iyice araştırılmalı. Müstakil evlerin yanında çok yüksek katlı binalar yapılmamalı veya belli bir mesafede olmalı. Dip dibe olması çok rahatsız edici. Yasal olarak üç metreymiş, bize inşaat sahibi dört metre mesafe bırakmış.
Bölgenin alt yapısı, kanalizasyonu, yolu tamamen yetersizidir. Burada olan sitede arıtma mevcut, ama yapılan yüksek katlı apartmanlarda arıtma yok, altyapı yok. Dört metre mesafeye arıtma veya kuyu yapamaz, depo yapabilir ve sürekli boşaltır. Bu sırada da sürekli kötü koku yayılıyor, kuyuları taşıyor.”
Mustafa Denizer: “Bölgenin en büyük sıkıntısı alt yapı sorunu ve inşaatlar arası mesafesidir”
"Bu sitede 55 tane müstakil ev var. Bölgeye üç veya dört katlı binalar da yapılıyor. Biz burayı 2006'da aldık, bize sağımıza solumuza yüksek kat olmayacak denildi. Bölge giderek kalkındı, 8, 9, 22 kat bile binalar dikildi. Bölge 10 yıl sonra bitecek, bu toprak gonno dedikleri, suyu çekmeyen bir topraktır. Kanalizasyon sorunu şimdiden var, ileride burada yaşanmayacak. Bölgede olan apartmanlar tam kapasite çalışıyor ve kuyuları sürekli taşıyor. Düzenli çekseler bile geceden sabaha taşıyor. Sokakların gideri de yeterli değil, yağan yağmur suları yapılardan dolayı gidemiyor ve yolların içinde kalıyor. Noyanlar kendi vidanjörleriyle yolları veya kuyuları çekiyor.
3, 4 kat olan izinler nedense 8, 9 kata döndü. Bölgenin en büyük sıkıntısı alt yapı sorunu ve mesafesidir. Yüksek katlı binanın balkonundan atlasa müstakil evin havuzuna düşecek.
Biz yıllardır burada yaşıyoruz, burası müstakil evlerle dolu ama buraya yedi kat izni veriyoruz, müsaadeniz var mı diyen olmadı. İngiltere'ye gittim, döndüğümde dozerler bölgede çalışıyordu. Biz bu direkleri bile koyarken ona bile müsaade istedik. Avukata sorduk, izin aldılar, ne yapsak olmaz denildi."
Türker Olgaç: “Bölgeye acil olarak el atılmalı, bu çarpık yapılaşma durdurulmalı”
"Yeni imar planının içeriğini bilmiyoruz, ne toplantı yaptılar, ne bilgi verdiler, sadece bir buçuk yıl önce toplantı yapıldı ve çağrıldık, geri adım atıldı denildi ama atılmadı. Neden toplantıyı Lefkoşa'da yapılıyor? Neden Mağusa, İskele veya yakın yerlerde yapılmıyor. Bu toplantının Lefkoşa'da yapılmasını protesto ediyoruz. Bölgede alt yapı sorunu ve yapısızlaşma var. Biz bu bölgeye yedi yıl önce taşındık, burada yüksek kat izni yoktu, şimdi etrafımız yüksek kattan geçilmiyor. Bölgeye acil olarak el atılmalı, bu çarpık yapılaşma durdurulmalı, altyapısız yapılaşma olmaz, bu atıklar nereye gidecek, denize, günahtır. Biraz daha huzur için şehirden kaçtık, şehir içimize geldi.
Esas sıkıntı büyük şirketlerin oluşturduğu yapılar değil, küçük küçük parsellenmiş olan noktalara dikilen yüksek katlardır. Buralara yersiz, plansız, alt yapısız yapılan projeler mahalle sakinlerinin huzurunu bozuyor. Belediye bunları öngörmeli ve izin vermemeli, imar planı da buna müsaade etmemeliydi."
Av. Oktay Serbülent: “Büyük şirketler çok fazla izin aldı, bu yüksek katlar artmaya devam edecek”
"45, 50 yıl avukatlık yaptım, Mağusa’dan temiz bir yere gelelim istedik, üç buçuk ay aradık ve bu bölgeye geldik, dört yıldır buradayız, gördük ki on yıl içinde bölgede oturulmayacak hale gelecek. Belediye istediği kadar inkâr etsin, bölge yabancıların eline geçti. Kırsal kesimde, müstakil evler yanında 30 katlı binalar yapılması nasıl mümkün olur. Büyük şirketler çok fazla arazi aldı, izin aldı, bu yüksek katlar artmaya devam edecek ama daha bilinçli olmalı, bölgesel olmalı. Sahil bölgesidir dediğiniz Long Beach'e nasıl olur da bu kadar yüksek kat veriyorsunuz. Yapılan yüksek katlar evlerimizin havasını, güneşini kesti. Bu konularda tek suçlu bana göre belediyeler ve dayanışma içinde olduğu diğer birimlerdir.
Bir inşaat ruhsatı veriliyor, adamlar alıyor, 30 yıl sonra inşaat dikiyor. Mağusa göletler bölgesinde de yaşanan sorun bundan ibaret. Yasalardaki noksanlıklar, eksiklikler ve boşluklar bu sorunlara neden oluyor. Kriter, zaman ve süre konmalı. Yurt dışında bunun süresi ve sınırlaması var. Burada otuz yıllık ruhsatlar geçerli sayılıyor."
Çelen Denizer: “Turizmciler için, yatırım için bile olsa planlı programlı olmalı”
"Uzun yıllar yurt dışında yaşadık, buraya yerleştik, bize bu bölge müstakil evlerin olduğu bölgedir denildi, şimdi her yanımıza inşaat doluyor. Elinizi uzatsanız yan binaya değeceksiniz, bu olur şey değil. Ses, toz, toprak, çok rahatsız edici... Havuzumuza bu şekilde giremezdik, üzerini kapatma gereği duyduk. Bu bize 25 bin TL'ye mal oldu. İnşaat devam ederken torunlarım havuza giremezdi. İnşaat devam ederken ‘işçiler ha düştü ha düşecek’ diye bekliyoruz, ne tül çektiler ne önlem aldılar, Çalışma Bakanlığı, denetleyenler nerede, bu başıboşluk ne... Bu toplantı bölgede olsaydı gidecektik. Çevre mühendislerine şikâyetimiz var, ruhsatları verenlere, belediye başkanımıza daha duyarlı ve bilinçli yapılara imza atmaları için çağrıda bulunuyoruz.
İnşaat sahibi gençlerle konuştuk, neden iki katlı yapmadınız diye sorduk, ‘nasıl para kazanacağım?’ dediler. Güneşimizi ve havamızı kestiler. Yurt dışındaki yapılaşmayı örnek alsınlar. Turizmciler için, yatırım için bile olsa planlı programlı olmalı."