Trafik altyapısı için Seyrüsefer ruhsatlarından toplanan 200 milyon TL’yi aşkın kaynak dururken; yeni istihdamları ve asgari ücretliyi desteklemek amacıyla oluşturulan fona el atılmak istenmesi tepki topladı.
“Yerli İstihdam Teşvik Fonu”nun Ulaştırma Bakanlığı’na aktarılması girişimine işçi sendikaları başkaldırdı, çalışma bakanları “doğru değil” dedi: “Fon gençliğin göçünü engellemek; genç, kadın, engelli istihdamını destek, asgari ücretliye katkı için var.”
Bakan Sucuoğlu: “Bakanlar Kurulu’nda bir niyet konuşuldu ancak detaylar ele alınmadı, fonda 260 milyon TL var, rapor bekliyoruz. Bu olacaksa yasa değişikliği gerekir”
Fehime ALASYA
Yeni istihdamları ve asgari ücretliyi destek amacıyla oluşturulan “Yerli İstihdam Teşvik Fonu”na yönelik müdahale özellikle işçi temsilcilerini ayağa kaldırdı.
Asgari ücretliler, genç işsizler, kadın istihdamı, üniversite mezunların desteklenmesi, engelli istihdamının teşviki, meslek lisesi mezunlarının iş hayatına kazandırılması gibi alanalar kullanılmak hedefiyle ayrılan fondan “trafik altyapısına kaynak aktarılması” yönünde çalışma başlatıldı.
Trafik altyapısı için seyrüsefer ruhsatlarından toplanan 200 milyon TL’yi aşkın yol vergisi yerine, yeni istihdamları ve asgari ücretliyi desteklemek amacıyla oluşturulan fona el atılmak istenmesi tepki topladı.
Hükümet düğmeye bastı
Hükümet, Çalışma Bakanlığı bünyesindeki Yerli İstihdam Teşvik Fonu’ndaki kaynağın, Ulaştırma Bakanlığı bütçesine aktarılması için düğmeye bastı, ilgili kesimler 205 Milyon TL’lik geliri olan Seyrüsefer Ruhsatı vergilerini işaret ederek ayaklandı…
Ülkedeki yabancı işgücünün ihtiyat sandığı primlerinden doğan ve asgari ücretliyi desteklemek amacıyla oluşturulan fonun, amacı dışında kullanılmak istenmesi tepki topladı.
Söz konusu uygulamanın hukuki yönden de mümkün olmadığı görüldü.
“Keşke Seyrüsefer vergilerinden alınan Milyonlar Ulaştırma Bakanlığı’na gitse” diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, Fonun mükellefiyeti dışında kalan ve kullanılmayan bir miktar olması halinde Ulaştırma Bakanlığı’na katkı yaratılabileceklerini dile getirdi.
Fonun çeşitli projelerle özel sektöre ve asgari ücretliye destek verdiğini anlatan Sucuoğlu, kaynağın yaklaşık 260 Milyon TL olduğunu belirtti.
Geçmiş dönemlerde Çalışma Bakanlığı’nda görev icra eden eski bakanlar da söz konusu uygulamanın çok yanlış olduğunu savundu.
Bunun için yasa değişikliği şart!
İhtiyat Sandığı Yasası İkinci Kısım Fon ve Kapsam başlığı altındaki “Primler ve Depozitler” maddesinde bu kaynağın başka bir amaç için kullanılmasının yasal olmadığı yer alıyor.
İhtiyat Sandığı Hukukçusu Avukat Öznur Emekçi, bu yasayı işret ederek, mevcut haliyle hiçbir bakanlığa aktarım yapılamayacağını belirtti.
Emekçi, bunun olması için yasa düzenlemesine gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu:
“Bakanlar Kurulu’nda bir niyet konuşuldu ancak detaylar ele alınmadı, fonda 260 milyon TL var, rapor bekliyoruz.”
Bakanlığı bünyesindeki Yerli İstihdam Teşvik Fonu’nun hangi kalemlerde kullanıldığını anlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, bu yönde yürürlükte olan planlanmış düzenli ödemelerin bulunduğunu işaret ederek, fonun ciddi giderleri olduğuna değindi.
“Keşke Seyrüsefer vergilerinden alınan Milyonlar Ulaştırma Bakanlığı’na gitse” diyen Sucuoğlu, Fonun mükellefiyeti dışında kalan ve kullanılmayan bir miktar olması halinde Ulaştırma Bakanlığı’na katkı yaratılabileceklerini dile getirdi.
Şu anda fonda yaklaşık 260 Milyon TL bulunduğunu ifade eden Sucuoğlu, İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’ndan çıkacak olan gelir-gider-artan kaynak raporunu beklediğini kaydetti.
Sucuoğlu, “Bakanlar Kurulu’nda bu konuyla ilgili bir niyet olduğu konuşuldu fakat detay konusunda herhangi bir konuşma olmadı. Bu fonun öncelikle fonu idare eden İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu var, buradaki arkadaşlar, müdür, mükellefiyet altında oldukları, hazırladığımız ve yürürlükte olan projeler var ve bunların ciddi bir gideri var. Bu fon, yerel işgücünü destekleme fonudur. Engelliler, kadın girişimciler, yerli vatandaş çalıştıran iş yerleri ve oradaki vatandaşların ihtiyat sandığı-sosyal sigortalarıyla ilgili, basın mensuplarına ödenen desteklerin tümü bu fondan kaynaklanıyor. Fonun kendinin de belli bir gideri var. Tüm bunları alt alta koyduğumuz zaman ortaya ne çıkar bilemiyorum. Sonuçta 500, 600 Milyon’luk bir olaydan söz etmiyoruz. 260 Milyon TL’lik bir fondur.
Burada daha fazla detaya inmek gerekiyor. Bu işi yöneten ekip Yönetim Kurulu’dur. Bildiğim kadarıyla yönetim Kurulu ile hala görüşülmedi. Görüşülecek diye biliyorum. Ben de Yönetim Kurulu’ndan çıkacak olan raporu bekliyorum. Bu rakamın gider olarak mükellefiyeti nedir, nerelere tam olarak ne ödeniyor, fonda ne kadar kalıyor gibi konuların hep araştırılması gerekir. Ondan sonra bununla ilgili net konuşabiliriz.” dedi.
“Çok aceleye getirilmemesi gerek”
Özel sektördeki yerli istihdamı destekleyici teşvikler, engelli bireyler için ödenen teşvikler, kadın girişimciler, basın destek teşvikleri gibi birçok giderin bu fondan karşılandığını ifade eden Sucuoğlu, bu konunun çok aceleye getirilmemesi gerektiğine değindi. Araştırma yapılması gerektiğini anlatan Sucuoğlu, “Dediğim gibi şu anda yürürlükte olan proje çalışmaları var, yerli istihdamı destekleyici ödenen rakamlar var, engelli vatandaşlarımız için çıkardığımız teşvik rakamları ödeniyor. Kadın girişimcilerimiz için çıkardığımız, yeni bir proje olan teşvik ödemleri var, yerel iş gücünü destekleme amaçlı hazırlanan projelerimiz var, ne kadar geriye kalır ona bakmamız gerek. Başta basın olmak üzere birçok destek grubundaki yerli işçi çalıştıranlara sosyal sigorta ihtiyat sandığı ödeniyor. Çok aceleye getirilmemesi gerek.” şeklinde konuştu.
“Bana göre şu ana kadar olan konuşmalar afakî”
Net verilerle konuşulması gerektiğinin altını çizen Sucuoğlu şöyle devam etti:
“Sadece Bakanlar Kurulu’nda Başbakan ve yardımcısı, iyi bir niyet belirtti ama işin detayı konuşulmadı. Önce fonun detayları bir çıksın, yönetim kurulu ile görüşülür, bir rapor istenir, rapor çıkar, ne kadar gelir ve gider olduğu ortaya çıkar, bunun üzerine de oturulur ve belli bir yüzdelik ortaya konur, ne kadar verilir kararlaştırılır. Bana göre şu ana kadar olan konuşmalar afakî.
Fonun mükellefiyeti dışında kalan ve kullanılmayan bir miktar varsa yollarımızın durumu ve vatandaşlarımızın sıkıntıları ortada iken bu konuda bir katkı yaratılır. Fonu, yerli işgücü kaynaklarımızı bertaraf etmeden bir çalışma yapılır.
Elimizdeki net veriler ile konuşmamız gerek. Memleketin hayrına olan her şeye, başka giderlerin de önünü kesmeden tabi ki kalırız, destek veririz. Ama bu fonun giderlerini de göz ardı edemeyiz, bu bir hesap işidir. Sanırım bu konu birkaç güne dek netleşir. Fonun hedefi ve amacı yerel iş gücünü, insanlarımızı desteklemektir, bunu yaparken fonun bir artısı kalırsa, fazlalığı varsa sadece ulaştırma değil, sağlık, tarım her alanı destekleriz.”
“Keşke Seyrüsefer vergilerinden alınan Milyonlar Ulaştırma Bakanlığı’na gitse”
Sucuoğlu, Seyrüsefer Ruhsat ödemelerinin de geçmişten günümüze yıllardır havuzda toplandığını ifade ederek “Keşke Seyrüsefer vergilerinden alınan milyonlar Ulaştırma Bakanlığı’na gitse… Ama bu paralar yıllardır ortak bir havuza akıyor.” dedi.
“Bu yapılacaksa yasa değişikliği gerekir”
Söz konusu fondan Ulaştırma Bakanlığı’na kaynak aktarılması yönünde mevcut yasanın izin vermediğini de sözlerine ekleyen Sucuoğlu, bunun için yasa değişikliğine gidilmesi gerektiğini anlattı. Sucuoğlu, “Bu olacaksa yasa değişikliği gerekir, mevcut yasa ile bu yapılamaz. Normal prosedür neyse o yapılır, yasa değişikliği ile bu sağlanabilir. Yasa bu kaynağın sadece anlattığım alanlarda kullanılmasına izin veriyor. Ama her şeyden önce ilgili bakanlık, daire ve yönetim kurulu ile bunu tartışmak gerekir.” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Başkanı Zeki Çeler:
“Vatandaş üzerinden, duygu sömürüsü yapılmaya çalışılıyor, bu hazıra konmadır”
“Yerli İstihdamı Teşvik” için yaratılan kaynağın Ulaştırma Bakanlığı’na aktarılmasına ilişkin vatandaş üzerinden, duygu sömürüsü yapılmaya çalışıldığını ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Zeki Çeler, söz konusu fonun yerel işgücünü arttırmadaki destek ve önemine değindi.
Kaynağın başka bir amaç için kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Çeler, bunu örneklerle açıkladı.
YENİDÜZEN’e konuşan Çeler özetle şunları ifade etti:
“Bu hazıra konmadır. İşçinin sırtına basarak hazıra konmaktır. Başka bir amaç uğruna biriken parayı o amaç için kullanmak yerine son zamanlarda artan ölümler üzerinden duygu sömürüsü yaparak, hükümetler esas sorumluğunu yerine getirmekten kaçıyor. Doğru olan vergi toplamak; toplanan vergileri amacına uygun kullanmak, artarsa başka bir yerde kullanmaktır. Seyrüseferdeki vergilerden toplanan milyonlarca TL, altyapı, yollar yerine kamu ödemelerine kullanılıyor. Büyük iş adamlarından, iş yerleri ve üniversitelerden, AKSA’dan doğru düzgün vergi almak yerine, af çıkararak, bu paraları bağışlıyorlar. Af ilan ederek para bağışlıyorlar ancak işçinin birikmiş parasına el koyuyorlar. Vergi toplamak ve kayıt dışılığı önlemek yerine, özel sektörde iş güvencesi için biriken kaynağı kullanmak istiyorlar. Bu ülkede 60 bin yabancı işçi çalışırken, her yıl en az 300 milyon Dolar yurt dışına gidiyor. Bu paranın bir kısmını bile içerde tutsaydık çok farklı bir noktaya gelecektik. Geçmişte o tüzüğe karşı çıkanlar, bu parayı başka yere kullanmak için bugün kolları sıvadı. Bu fonda biriken para 2007’den beridir birikmektedir. Vatandaş üzerinden, duygu sömürüsü yapılmaya çalışılıyor. Yol yapamıyoruz para yoktur, orada zaten bir para var, kullanalım diyorlar.”
“Hem işverene hem de işçiye ek katkı için tüzük hazırlamıştık”
Dörtlü koalisyon hükümeti dönemindeki bakanlığında söz konusu yasayla ilgili yeni çalışmalarda bulunduklarını sözlerine ekleyen Çeler, bunun hem işçiye hem işverene destek olacağını belirtti.
Çeler sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu fon yabancı işçi çalıştıran işverenlerden devlete vergi olarak alınan bir fondur.
Bizim dönemde bir adım daha ileriye gittik. Hem işverene hem de işçiye ek katkı için tüzük hazırlamıştık. Çalışanlar ve yeni istihdam edileceklere her ay belirli prosedürle 750 TL ek maaş desteği verecektik. Hem işveren hem işçi kazanacaktı. Böyle olunca insanlar özel sektöre yöneleceklerdi. Maaşları devlet maaşına denk gelecekti. Sendikalı olduğu için de otokontrolü sağlanacaktı. İşçi korunacaktı.”
Eski Çalışma Bakanlarından Türkay Tokel:
“Kaş yapayım derken göz çıkarabilirler”
Yerli İstihdam Teşvik Fonu’ndaki rakamın büyümesi nedeniyle oraya göz dikildiğini ifade eden eski Çalışma bakanlarından Türkay Tokel, “İstihdam için tamamını harcasınlar, hiçbir itirazım yok” dedi. Fondaki kaynağın amacı dışında kullanılmak istenmesinin kötü sonuçlar doğuracağını işaret eden Tokel, “Kaş yapayım derken göz çıkarabilirler” diyerek, önemli uyarılarda bulundu.
Fonun oluşum amacı, ortaya çıkışı ve işleyişine de değinen Tokel, şunları söyledi:
“Bu fonla ilgili yasa Sonay Adem döneminde başlamış, uygulama ise bakanlığım döneminde yapılmıştı. Bu yasanın temeli, içeriği, amacı yerli istihdamı teşvik etmek içindir. Fakat belli ki orada bir para birikti ve bu paranın üzerine birçok siyasetçi, bakanlık göz dikti. Nasıl faydalanabiliriz diye bakıyorlar. Ben eski görüşümde ısrarcıyım. Yasanın temeli ve maksadı neyse o olmalı. Maksadı da çok açıktı. Yerli istihdamı teşvik etmekti. Dünyanın her yerinden ülkemize gelen yabancı ara eleman var, bizim bu elemanları yetiştirebilmemiz için bu fon kullanılabilir. Ben kendi dönemimde DAÜ üzerinden 2 yılık teknik okullarda yasa çerçevesinde ara eleman yetiştirebilmek için protokol yapıp, teşvik vermiştik. Ülkede yerli vatandaşımız çalışmak istemiyor çünkü memur ile aralarında çok fark var, eziliyorlar, bu fon da onları ezdirmemek için, destekleyip memur seviyesine yaklaştırmak ve çalışmalarını teşvik etmek içindi. Bu maksatla buna yıllardır destek veren insanlar amacı şaştı diye isyan edebilir. Kaş yapayım derken göz çıkarabilirler.”
Yasanın günümüzde amacından şaştığını da sözlerine ekleyen Tokel, fonun dağıtılması, bölünmesi kısmının yasal yönden de mümkün olmadığını anlattı. Tokel, “Hastane için, eğitim için bu fona dokunulmamalı. Bu fonun dağıtılması, bölünmesi yasal yönden de mümkün değil. Eğer birileri mahkemeye başvurursa haklılık payı vardır. Bu yasanın temeli atılırken, KKTC vatandaşı gençler, yerli vatandaşların istihdamı için yola çıkıldı. Başladığı günden bu güne dek gözler bu fonun üzerindeydi zaten. İstihdam için tamamını harcasınlar, hiçbir itirazım yok.” şeklinde konuştu.
Fondaki rakamın büyümesiyle gözlerin bu kaynağa çevrildiğini dile getiren Tokel, zaman içinde yaklaşık 300 Milyon TL’ye çıkan bu rakamın amacına uygun harcanması gerektiğine değindi.
Seyrüsefer vergilerinin Ulaştırma Bakanlığı’na aktarılması gerektiğini işaret eden Tokel, “Seyrüsefer vergilerinden toplanan para 205 Milyon, ama Ulaştırma Bakanlığı’na ayrılan rakam 22 Milyon…” şeklinde konuştu.
Eski Çalışma Bakanlarından Ömer Kalyoncu:
“Yerli istihdamın zaten sıkıntılı olan ülkemizde bunun böyle yapılması doğru değil”
Fonlardaki kaynakların amacı dışında kullanılmasının yanlış olduğuna değinen eski bakanlardan Ömer Kalyoncu, bunun yerli istihdamın teşvikine darbe vuracağı görüşünde olduğunu belirtti.
Kalyoncu, konuya ilişkin şunları belirtti:
“Bir kaynağı hangi amaçla topluyorsanız o amaçla harcamalısınız. İstihdam teşvik fonu da istihdamı teşvik etmek, gençlerin göçü engellemek, özel sektördeki işçilerin yaşam kalitesini artırmak, engelli ve kadın istihdamının önünü açmak için kullanılmalı. Maalesef yine eski alışkanlıklar gündeme geldi. Hâlbuki bu hükümet TC’den para almayı beceririz, iyi biliriz, para akacak vaadiyle göreve gelmişti. Şimdi ise amacı dışında bir fona el atıyorlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Seyrüsefer vergilerinin genel bütçeye düşmesi ise eski bir uygulamadır. Hükümet sağda solda TC’den bir sürü para geldi diye hava attı ama şimdi bunu yapıyor. Yerli istihdamın zaten sıkıntılı olan ülkemizde bunun böyle yapılması doğru değil. Bu fon zaten yerli istihdamı teşvik maksadıyla kurulmuştu ve epeyi tartışılmıştı. Şimdi bu kaynağa el uzatılması çok yanlış.”
İhtiyat Sandığı Hukukçusu Avukat Öznur Emekçi:
“Ulaştırma veya başka herhangi bir bakanlığa aktarılması mümkün değil”
Yerli İstihdam Teşvik Fonu’na yönelik bilgi veren İhtiyat Sandığı Hukukçusu Avukat Öznur Emekçi, bu fondan, başka bir bakanlığa kaynak aktarılmasının, mevcut haliyle mümkün olmadığını belirtti. Emekçi, “İhtiyat Sandığı Yasası ve bunun altından çıkan tüzükte bu fonda biriken miktarın sadece yerel işgücü istihdamını desteklemesi amacıyla düzenlendiği yer alıyor. Yasal olarak şu an bu fon bir başka alanda kullanılamaz. Bunun için yasal düzenlemeler, yasa değişikliği yapılması gerekir.
Kaynağın yasanın bu şekliyle Ulaştırma veya başka herhangi bir bakanlığa aktarılması mümkün değil. Yasadaki ibareler bu yönde. Bu yüzden aktarılamaz. Yasa değişikliğine gidilirse ve bu madde yeniden düzenlenirse, meclisten geçirilmesi gerekir.” dedi.
SENDİKALARDAN TEPKİ…
Dev-İş Başkanı Koral Aşam:
“Seyrüsefer Ruhsatları (yol vergisi) derhal ulaştırmaya fonlanmalı”
“Bu fon işçilerden kesilerek oluşturulmuştu. Emekçilerin ücret ve menfaatlerinin eksiltilmesine karşıyız. Ulaştırmada yol yapım sıkıntıları olabilir ama bunun için fonlanması Seyrüsefer vergilerinden geçiyor. Dev-iş olarak bizim görüşümüz trafik altyapısına aktarılacak kaynağın, seyrüsefer ruhsatlarından yaratılması yönündedir. Evet, yollarımız berbat durumdadır ve derhal harekete geçilmelidir. Ancak bunun için kaynak bellidir, ruhsatlardır, yol vergileridir. Vatandaş zaten bu parayı yollar için ödüyor.”
TÜRK-SEN Genel Başkan Arslan Bıçaklı:
“Hükümet işçinin 260 milyonuna el koymak istiyor”
“2010 yılından beridir uygulanan fon ile ülkemizdeki gençlerin başka ülkelere göçünü durdurma hedefleniyor. Bu fon 60 bin çalışana katkı sağlıyor. Hüküme, fonda biriken 260 milyon TL’ye el koymak istiyor. TÜRK-SEN bu konunun takipçisi olacak ve gerekirse yasal haklarını kullanacak.
Kıbrıs Türk Kamu Emekçileri Sendikası (KES):
“Ulaştırma Bakanı param yoktur diye ağlamayı bıraksın”
Kıbrıs Türk Kamu Emekçileri Sendikası (KES) Başkanı Buran Atakan, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın basına yansıyan “Yerli İstihdam Destek Fonu’na” ayrılan kaynağı kullanmak istediğine dair açıklamasını eleştirdi.
Atakan yaptığı yazılı açıklamada, İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’nu ve bağlı oldukları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı göreve davet ederek, bu alelacele yapılmaya çalışan uygulamaya engel olmalarını beklediklerini kaydetti.
Halktan alınan seyrüsefer paralarının nereye kullanıldığını ve depolarda imha edilen ilaçların hesabını kimin vereceğini soran Atakan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na da bir tavsiyemiz olacak. Param yoktur diye ağlamayı bıraksın. Parası yoksa yolun tamamına değil sıkıntılı olan noktalara çözüm üretsin. Yolun tamamını para bulunca neticelendirir. Şimdi yapmaya başladığı gibi...”
Atakan, bu ülkenin en büyük sorunlarının başında, gençlerin ülkeden göçünün yer aldığına işaret ederek, “gençlerin ülkede tutunabilmeleri için var olan, engellilerin daha güzel imkanlara sahip olması için kullanılan ve kadınları için kullanılan bir fonu niye kullanmak istiyorsunuz” diye sordu.
HÜR İŞ: “Kurulan fonların itibarsızlaşmasına yol açacak”
Hür-İş Federasyonu, İstihdam Destek Merkezi (İDM) fonunda biriken 260 milyon TL’nin büyük bir kısmına, İhtiyat Sandığı yönetimine hiçbir bilgi verilemeden el konmak istendiğini ileri sürdü ve bundan duydukları rahatsızlığı ifade etti.
Hür İş Başkan Vekili Ahmet Serdaroğlu yazılı açıklamasında, bu fonun kurulma amaçlarının dışında kullanılmasının kurulan fonların itibarsızlaşmasına yol açacağını belirtti ve gençlerin geleceğine yönelik kullanılan bu fondaki paranın tüketilmesinin, istihdama yönelik projelerin önünün tıkanmasına yol açacağını kaydetti.
Paranın söylendiği şekilde kullanılacağına inanmadıklarını da ifade eden Serdaroğlu, “Çünkü bugüne dek sağlık, eğitim ve yollar için açılan ihalelere ödenen paralar boşuna gitmiştir. Hükümetimiz, Hükümete gelirken yollarla ilgili, sağlıkla ilgili, eğitimle ilgili yatırım yapılamamasının sebebini bir önceki Hükümeti beceriksizlikle suçlayarak kendileri hükümete gelmesi durumunda mali kaynak akışının başlayacağından bahsederek göreve geldiklerini hatırlatmak isteriz” ifadelerini kullandı.
Sedaroğlu, hükümeti asli görevi olan eğitim, sağlık ve ulaşımdaki sıkıntıları devlet politikası üreterek çözme becerisini göstermeye de davet etti.