5 yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Eroğlu ve Hristofias ilk görüşmelerini Mayıs ayı sonlarında yapmışlardı.
Derviş Eroğlu, Mehmet Ali Talat’la girdiği yarışı kazanmış, o dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Hristofias ile bir araya gelmiş, ilk görüşmesini yapmıştı.
BM Genel Sekreteri Ban ki Moon da bu görüşmeden sonra bir demeç vermiş ve “ iki liderin görüşmelere BM parametreleri, Güvenlik Konseyi kararları ve 23 Mayıs ile 1 Temmuz 2008 anlaşmaları temelinde devam edecek olmalarından cesaretlendiğini, Barış sürecinin önemli bir noktada bulunduğunu, bir anlaşmaya varmanın vizyon, devlet adamlığı ve cesaret istediğini” belirtmiş.
“Eroğlu da o günlerde yıl sonuna bu işi bitiririz” demiş. Ne anlamda bitireceğini söylememiş ama… Nitekim nasıl bittiğini gördük. 2010’da sorunun bitmesini bırakın, o günden bugüne ne kadar geriye gidildiğini de hep beraber yaşadık.
Aradan beş yıl geçti. Eroğlu yine aday…
Nereye?
Aynı yere…
Cumhurbaşkanlığına…
O makama neden aday olunur peki?
Cumhurbaşkanı’nın en baştaki görevi toplum lideri olarak Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmak.
Eroğlu bu beş yıllık dönemde bu sorunun çözümü için nasıl bir gayret gösterdi?
Bunun için uğraştı mı?
Yoksa beş yıl önce “bu işi yıl sonuna kadar bitiririz” sözü kendince yorumlandığında doğru muydu?
Oysa ki yine o dönemin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’a verdiği güvence sözünde “daha önce varılan görüş birliklerini devam ettirici görüşmeleri sürdüreceğini” belirtmişti.
Aslında daha sonraki açıklamalarında da böyle diyordu ama gerçekte böyle olmadı. Ortada önceden varılan uzlaşılar da kalmadı. Ortada masa da kalmadı zaten. Son olarak Anastasiadis “Barbaros” dedi, “Navtex” dedi, “masaya gelmem” dedi, bu da Eroğlu’nun işine geldi.
Şimdi gayet rahat, yine Saray’a gitmek için köy köy geziyor. Yavruları UBP ve DP’nin desteğini de almış ama şölenini yaptığı Atatürk Spor Salonu’nu dolduramamış. Sandalyeler hep boş kalmış.
Salonların, meydanların doluluğuyla, boşluğuyla seçim sonuçlarının çok da bağlantılı olmadığını daha önce gördük ama yine de Eroğlu’nun salonu dolduramaması bir ölçü olabilir çünkü vaadlerin, dağıtılanların artık fayda etmediğine bir işaret de olabilir.
Çok kalmadı, 1.5 ay var artık seçime… Eroğlu, yıl sonu değil, 1.5 ay sonra bu işi bitirecek! gibi görünüyor.