IŞIK Kitap Fuarı'da "Medyada Etik ve Adalet" tartışıldı.
Canan Onurer'in moderatörlüğünde akademisyen Gürdal Hüdaoğlu, avukat Mustafa İnan ve gazeteci Hüseyin Ekmekçi panelde görüşlerini paylaştı.
Hüdaoğlu: “Asıl etik sorun!”
Gürdal Hüdaoğlu, Kıbrıs Türk medyasının modernleşme içerisinde bir dönüşüm yaşadığını, okurun da artık daha katılımcı olduğunu söyledi.
"Medya dönüşürken, modern bir kavram olan 'etik' kavramı öne çıkıyor" diyen Hüdaoğlu, medyanın çapı, erişimi ve kapasitesi geliştikçe, etik kavramının da ihtiyaç olarak öne çıltığını belirtti.
"Medya ile flört eden" ticari ve siyasi çevrelerin, basın kurumların içine sızdığını, medyayı ablukaya aldığını anlatan Hüdaoğlu, "En ciddi tehdit budur" dedi.
Hüdaoğlu artık 'basın camiası'ndan ziyade 'medya piyasası'ndan söz edildiğini, bunun da tüm süreçleri etkilediğini belirtti.
Gürdal Hüdaoğlu şunları söyledi:
"Bir yandan medyaya sızmaya çalışan dış unsurlar, öte yandan yazı işleri ile mülk sahipliğinin iç içe geçtiği bir yapı... İlke peşinde koşma dönemi böylece ortadan kalkıyor."
İnan: “Bilişim Yasası geçmeli”
Avukat Mustafa İnan da 'etik' kanunlarının yazılı olmadığını, evrensel kabul gören kurallar olduğunu anlattı.
Özel hayatın gizliliği, fikir ve anlatım özgürlüğü, düzeltme, cevap hakkı gibi konuların Anayasal haklar olduğunu anlatan Mustafa İnan, "Kimileri basın hakkını kullanırken, başkalarının özgürlüklerine müdahale ediyor, hakaret ediyor, özel yaşamın gizliliğini çiğniyor" dedi.
İnan, yeni yasa ve düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, özellikle 'Bilişim Yasası'nın mutlaka geçmesinin şart olduğunu, anlayışların değişmesi gerektiğini söyleyerek, basının özellikle "yargısız infaz" konusunda suç işlediğini belirtti.
İnan, yalnızca basın değil tüm mesleklerde etik konusunda ciddi bir erozyon yaşandığını sözlerine ekledi.
Ekmekçi: “Haklı ile haksızı ayırma görevimiz var”
Gazeteci Hüseyin Ekmekçi ise "gazetecilik mesleğinin içine sızanlar" ve "koşulların kendilerine dayattığı" etik dışı unsurlardan, gazetecilerin de ciddi anlamda rahatsız olduğunu söyledi.
Ekmekçi, gazetecilerin haklı ile haksızı ayırmak gibi ciddi bir görevi olduğunu belirterek, "Medyanın çoğu zaman medya adaleti sağlayan bir güç olarak öne çıktığını" ifade etti.
Gazetecinin doğrudan ve haklıdan yana 'taraf' olması gerektiğini anlatan Hüseyin Ekmekçi, "Körü körüne parti ve körü körüne patron gazeteciliği medyayı zehirliyor" şeklinde konuştu.
Ekmekçi, "tetikçiliği içselleştirerek" medyayı kullananlar karşısında hukukun çaresiz ve yetersiz kaldığını da sözlerine ekledi. YD