Fehime ALASYA
İthal ürünlerle savaşmanın güç olduğunu kaydeden Bülent Çıraklı Sanayi Limited şirket yetkilileri, en çok da ürün tazeliğine önem veriyor, pazar kapasitesinin genişlemesi veya ihracatların başlaması ile yüksek üretime ulaşabileceklerini düşünüyor.
Çeşitli devlet prosedürlerinden dolayı artık ürün ihraç etmeyen şirket, olası bir barış veya çözüm durumunda, Türk toplumunun birlik beraberlik içerisinde başarı ile çalışıp güzel yarınların sahibi olacağı düşüncesinde. İhracat yapmayan şirket, iç piyasada başarıyla hizmet veriyor.
Lefkoşa’da Organize Sanayi Bölgesi’nde hizmet veren Bülent Çıraklı Sanayi Limited, 1915’li yıllardan bu yana, yaklaşık 99 senelik geçmişi bulunan bir şirket. Ülkedeki ekonomik durumu değerlendiren Çıraklı, kendi bünyesinde aldığı tedbirlere de değindi. Bunu yaparken kaliteden ödün vermeden, sistemli bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Şirket başarılarını her zaman olumlu düşünmeye borçlu olduğunu dile getiren Bülent Çıraklı, “Başarılı olacağıma inanıyor ve bu şekilde çok çalışıyorum. Ailem de bana çok yardımcı, onlar da canla başla çalışıyor. Ailemizin mirası olan Çıraklı soyadını, artık onlar ileriye taşıyacak…” diyor. Günümüzde Bülent Çıraklı’nın kızları Gıda mühendisi Süheyla Çıraklı, Biyolog Yeşim Direl ve eşi Mevhibe Çıraklı’nın muhasebe bölümünün başına geçmesiyle sektörde hız kesmeden ilerliyor.
‘Panayır yemişleri’ ve ‘Bastelli’ ile başlayan 99 yıllık serüven...
Her şeyin ‘Panayır yemişleri’ ve ‘Bastelli’ ile başladığını ifade eden Bülent Çıraklı, günümüze dek kaliteden ödün vermeden, bünyelerine birçok yenilik kattıklarını anlatıyor. “1945’li yıllarda Çıraklı ve Oğulları olarak hizmet veren şirketimiz o dönemlerde Kıbrıs’ın en büyük şirketlerinden biriydi, 1958 yılından sonra şirketimiz Hüseyin Çıraklı olarak Kıbrıs halkına hizmetlerini vermeye devam etmiştir. Çekirdekten yetişmenin ve bu sektörün içinde büyümenin verdiği deneyim ile şirketimiz 1991 yılında Bülent Çıraklı olarak son ismini almıştır.” diyen Bülent Çıraklı, aradan geçen onca yıla rağmen, bu soy ismini yaşatmaktan duyduğu mutluluğu anlattı.
“İthal ürünlerle rekabet: Ford marka ile Ferrari marka bir yarış arabasını geçmeye çalışmak gibi…”
Yaşadıkları en büyük sorunlardan birinin de ithal ürünlerle rekabet etmek olduğuna değinen Yeşim Direl, konuya ilişkin örnekler vererek açıklamalarda bulundu: “İthal ürünlerin olması yanlış bir şey değildir. İthal ürünler rekabetin artmasını sağlıyor ve firmalar kendini geliştiriyor. Fakat bizler kapalı bir ekonomiye sahibiz ve sınırlı tüketim miktarları içerisinde zor şartlarda üretim yapıyoruz. Gerek ambalaj sanayide, gerek ham maddeye ulaşım, gerekse iş gücü teminleri konusunda sıkıntılarımız var. Devlet desteği veya katkısı çok eksik bir yapıda. Son yıllarda devlet bazı ilerlemeler göstermeye başlasa da henüz olması gereken düzeyde değil. İthal ürünlerle olan savaşımızı bir örnekle açıklayacak olursak, Ford marka ile Ferrari marka bir yarış arabasını geçmeye çalışıyoruz diyebilirim. Dünyada 24 saat üretim yapan ve tüm imkânları uygun fiyata elinin altında bulan şirketlerle yarışmak çok zor.”
“İç piyasada yürütmeye çalışıyoruz, ihracat yapamıyoruz”
Geçmiş yıllarda lokum üzerine ihracat girişi yaptıklarını ve kendilerinden kaynaklanmayan sıkıntılardan dolayı başarısız olduklarını dile getiren Bülent Çıraklı, “Biz üçüncü ülke durumundayız, farklı gümrük, vergi, tahlil ödemeleri olduğu için fiyatımız pahalı oluyor. Bizim için tazelik çok önemli, bir ayda ihraç ettiğiniz ürün tazeliğini de kaybediyor, bu da fiyat rekabetinde daha eksiye düşmemize neden oluyor. Türkiye gibi büyük bir piyasada da rekabetimiz mümkün olmadı. Çok büyük devlet desteği veya kredi yardımları, faiz indirimleri olmadan ihracat başarılı olamaz. KTHY batmadan önce her gün İngiltere’ye ürün ihracatı yapıyorduk, hava yollarının batmasıyla onlar da durdu. Türkiye’de yapılan yanlış gümrük birliği antlaşmaları da ihracatımızı olumsuz etkiledi. Zaman içerisinde üretimden koparılan bir toplum haline döndürülsek de dede mesleğini tüm zorluklara rağmen iç piyasada yürütmeye çalışıyoruz, ihracat yapamıyoruz” diyor.
“Kıbrıs’ın güneyi ile rekabet edebilir durumdayız”
Türk toplumunun birlik beraberlik içerisinde başarı ile çalışıp güzel yarınların sahibi olacağı düşüncesinde olan Bülent Çıraklı, “Özellikle 2003 yılından sonra üretimimiz giderek geriledi, Güneyin ise giderek arttı. Eskiden onlarla rekabet edebilir durumdaydık fakat 2003’ten sonra bu zayıflamaya başladı. Olası bir çözümde şirket olarak, alt yapı ve vizyon olarak gelişmemiz, ayaklarımızı yere sağlam basmamız gerekiyor. Bizler tüm bunların üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Bu kriterlerde olan her şirketin de çözüm sonrası karşısına çıkan her kritere göğüs gerebileceğine inanıyoruz. Fakat bu yol kolay olmayacak, bunun farkındayız… Biz zaten çok zorluklar içinde ilerleyen bir toplumuz… Kalite olarak çok kaliteli ürünlerimiz var ve Kıbrıs’ın güneyi ile rekabet edebilir durumdayız. Birlik ve beraberlik içerisinde çalışırsak başarılı oluruz, buna inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Çeşitli pahalılık veya vergiler ürünlerimize yansıyor fakat biz bunu ürün fiyatlarımıza yansıtamıyoruz”
Döviz, hayat pahalılığı, zam gibi etkenlerden her şirketin etkilendiğine dikkat çeken Çıraklı, tüm bu etkenlerden dolayı hiçbir fiyat artırımına gidilemediğini dile getirdi. Artan maliyet ile şirket giderlerinin orantılı seyretmediği bir piyasada tutunmaya çalışan Çıraklı, kaliteden ödün vermeden, sağlam bir sistem ile çalıştıklarını belirtti. Ülkedeki ekonomik durumu değerlendiren Çıraklı, kendi bünyesinde aldığı tedbirlere de şöyle değindi. “Girdiler arttı, satış fiyatları aynı oranda artmıyor, bu da hem ticari kuruluşları etkiliyor hem de insanları. Çeşitli pahalılık veya vergiler ürünlerimize yansıyor fakat biz bunu ürün fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Şu anda ülke ekonomisinin bize sunduğu ışıklar çok da parlak değil. Dikkatli yatırım ve sağlam adımlar ile ekonomiyi takip ederek tüm bu olumsuz durumlara karşı kalkan geliştirmeye çalışıyoruz. Kontrollü büyümek çok önem veriyoruz, sistemli çalışıyoruz”
Sosyal kişiliğiyle de ön planda
Şirket başarılarını her zaman olumlu düşünmeye borçlu olduğunu dile getiren Bülent Çıraklı, “Başarılı olacağıma inanıyor ve bu şekilde çok çalışıyorum. Ailem de bana çok yardımcı, onlar da canla başla çalışıyor. Ailemizin mirası olan Çıraklı soyadını, artık onlar ileriye taşıyacak… Birçok ekonomik krize ” diyor. İş hayatının yanı sıra çok sosyal bir kişilik olan Bülent bey, yorgunluğunu bisiklet sürerek attığını belirtiyor. Uzun yıllardır bisiklet süren Bülent Çıraklı, birçok organizede ve faaliyette aktif görev alıyor. “Ben bisiklet sürerek dinlenirim, hala daha da bisiklet benim bir parçam. Birçok dalda uğraşıyorum. Şirkette ailem de görev alıyor bu yüzden bana biraz daha bol zaman kalıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Mezunlar Derneği Kurucusu ve Yöneticisiyim, Kızılay’da yıllarca görev aldım. LTB Spor Kulübü Kurucularındanım, belediye meclis üyeliği de yapıyorum. Yıllarca Bisiklet Federasyonu Başkanlığı yaptım. Tüm ada genelinde Kıbrıs’ın ilk bir numaralı lisanlı sporcusuyum. Triatlon federasyonu as başkanlığı yapmaktayım. İnsanları seviyorum, sosyal olmayı çok seviyorum” diyen Çıraklı, özel hayatının kapılarını YENİDÜZEN için araladı.