“İşin gözündür ve gördüğündür. Fotoğrafı Photoshop kullanarak değiştirmek istemiyorum”

Belgesel fotoğraf sanatçısı ve Kraliyet Fotoğraf Derneği Üyesi belgeli Sinan(Sin) Bozkurt ile Rüstem Kitabevi’nde açılan Backstage adlı sergisi sonrasında buluşarak keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Murat OBENLER

Belgesel fotoğraf sanatçısı ve Kraliyet Fotoğraf Derneği Üyesi belgeli Sinan(Sin) Bozkurt ile Rüstem Kitabevi’nde açılan Backstage adlı sergisi sonrasında buluşarak keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Fotoğrafçılığa başlangıcınız nasıl oldu ve bu süreç nasıl ilerledi?
Sinan Bozkurt: Bu yolculuk 2010 yılının başına kadar gider. İlk zamanlar sahneyi çekiyordum. Portre fotoğrafları da çektim. Bu süreçte insanlarla ve sahne üzerindeki kişilerle ilişkilerimi geliştirdim. Bu ilişkiler zaman içerisinde özel fotoğraf çekimlerine, birlikte performans öncelerinde sahne arkası sohbetlerine dönüştü. Ben her zaman mekana erken giderek hem sohbet için hem fotoğraf için rahat çalışmayı tercih ederim. Zaman içerisinde aranızda oluşan güven ilişkisi de daha yakın davranışlara evrilir. Daha önce “Behind the Cabaret” adlı bir sergi açtım. Orada hem sahne önü hem de sahne arkasından fotoğraflar kullandım. 

“Ben daha çok nerede bulunursam oranın fotoğraflarını çekerim”

Çalışma sistematiğin nasıldır? Fotoğrafları çektikten sonra bunları bir konu etrafında toparlıyor musun yoksa bir konu belirleyip sadece o konuyla alakalı mı çalışıyorsun?
Ben daha çok nerede bulunursam oranın fotoğraflarını çekerim. Bu Backstage projem benim sahne arkasında çektiğim fotoğraflardan yaptığım bir seçkidir. 

“O alan çok özel ve her türlü duygunun yaşandığı bir alan. Ben o kişilere herhangi bir yönlendirme de yapmıyorum, doğal hareketi/duruşu kendi gözümden fotoğrafa alıyorum.”

Sahne arkası insanın gerçek kişiliği ile sahne üstündeki kişiliği arasında bir geçiş süreci ve süresi. Çok az insanın girdiği gizliliği de olan özel bir alan. İnsanlar sanatçıları, performans yapanları hep sahne üzerinde görürler. Sen buna farklı bir boyut kazandırarak sanatseverlere fotoğrafı kullanarak başka bir göz, başka bir bakış, başka bir algı sunuyorsun.
Evet senin de dile getirdiğin gibi o alan çok özel ve her türlü duygunun yaşandığı bir alan. Komik olanlardan düşünceli olana, tam konsantrasyondan düşünsel dönüşüm yaşayana kadar birçok farklı durumu fotoğrafladım. Sahne arkasındaki o bekleme/ hazırlanma sürecinde heyecan,korku,neşe,endişe gibi duygular da birbirine karışıyor. Bazen duygusal boşalma da oluyor ve kişilerin gözlerinden yaş da düşüyor. Ben o kişilere herhangi bir yönlendirme de yapmıyorum, doğal hareketi veya duruşu kendi gözümden fotoğrafa alıyorum.

“O alandaki insanlar bir aile gibidirler. Backstage gerçek arkadaşlık ve yardımlaşmanın olduğu yerdir. Sanatta takım çalışmasının en iyi örneklerinin verildiği yerlerden birisidir.”

Hazırlanma da çok telaşlı,disiplinli ve heyecanlı ilerleyen bir süreç. İçinde kozmetik, kuaförlük, kıyafet, peruk, yardımcı malzemelerin olduğu büyük bir sektörel ekipman kullanılıyor ve insan gerçek kişiliğini o kapıda bırakarak bir süreliğine sahne üstündeki yeni karaktere bürünüyor. Senin fotoğraflarında bu hazırlık süreçleri de oldukça fazla yansıyor.

 Benim yıllar içinde bu kişilerle yakınlaşan ilişkilerim ve oluşan saygı ve güven sonucunda bu alanı rahatça kullanmanın verdiği avantajla elimde sayısız backstage fotoğrafları arşivi oluştu. O alandaki insanlar bir aile gibidirler. Profesyonel çalışan teknik personel vardır ama bu insanlar da birbirine ailenin bireyleri gibi yardım ederler. Bazen bir yaraya veya yanığa su/buz uzatırlar, bazen arkadaşının fermuarını kapatırlar bazen fotoğrafını çekerler bazen ayaküstü yemeğini paylaşırlar bazen de sohbet ederek aşırı heyecanını dengelerler. Backstage gerçek arkadaşlık ve yardımlaşmanın olduğu yerdir. Herkes ne kadar çok iyi hazırlanırsa sahne üzerinde de o kadar iyi olacaktır. Sanatta takım çalışmasının en iyi örneklerinin verildiği yerlerden birisidir sahne arkaları.

“Hiçbir zaman tam olarak ne olacağının bilinmemesi beni en çok heyecanlandıran yanıdır. Her zaman değişik,yeni şeylerin olması en çok keyif duyduğum yanıdır”

Sizi orada en çok heyecanlandıran anlar nelerdir?
Hiçbir zaman tam olarak ne olacağının bilinmemesi beni en çok heyecanlandıran yanıdır. Her zaman değişik,yeni şeylerin olması benim en çok keyif duyduğum yanıdır. Backstage başlangıçtır. Oradan başlayan bir şey olacak. İlk zamanlar backstage gitmeyi düşünmüyordum. Bir gün izin alarak çektiğim fotoğrafların beğenilmesi ile benim de bu fotoğraflamayı beğenmem ile bu işleri yapmaya başladım.

“Kıbrıs’ta en büyük farklılık güneş olmasıdır. Ben daha salaş sahne arkalarını beğenirim. Her anlamda daha rahat oluyorsun.”

İngiltere ile Kuzey Kıbrıs’taki sahne arkalarını değerlendirecek olursak ne gibi benzerlik ve/veya farklılıklar vardır?
Kıbrıs’ta en büyük farklılık güneş olmasıdır. Bir deniz kenarındaki festivalde sahne arkası denize sıfır bir çadırın içerisiydi ve bol bol buzlu içki vardı. Oturma yeri bile yoktu, sadece bir masa var. Bazı sahne arkaları da süper koltuklar, müthiş yemekler-içecekler, tuvalet,banyo vs. vardır. Bir defa Kraliyet Opera Salonu’nda sahne arkası çalışması yapmıştım. Dev bir yapımdan bahsedebiliriz. Canlı terzilik hizmeti,onlarca makyaj sanatçısı, müthiş temizlik ,müthiş profesyonel. Ben daha salaş sahne arkalarını beğenirim. Her anlamda daha rahat oluyorsun.

“Ben şeffaf olmak istedim ve gözümün gördüğünü teknik olarak da paylaşmak istedim. Çoğunu 50 mm lens ile çektim.”

Bu Backstage konseptiyle ne kadar fotoğraf sergiliyorsunuz? Teknik detayları da yazdınız fotoğrafın altına. Bunun nedeni fotoğraf çekenlere bir rehberlik yapmak mıdır?
Bu sergi için 60 fotoğraf seçtim. Fotoğrafçılar sergilerde sanatsal olsun diye paylaşmazlar ama ben biraz da eğitici olsun istedim. Ben şeffaf olmak istedim ve gözümün gördüğünü teknik olarak da paylaşmak istedim. Bana fotoğrafçılar hep nasıl çektiğimi sorarlar ve ben de bu fotoğrafların ayarlarını da verdim. Bu fotoğrafların çoğunu 50 mm lens ile çektim. Çoğunlukla F2’de çektim. F 1.4’a kadar da düştüm.

“Bakmak ile görmek arasındaki farkı insanların yaklaşarak ortadan kaldırmalarını istedim. Fotoğraftaki gizemi çözmek için bazen birden fazla bakmaya ihtiyaç vardır”

Bazı fotoğrafları çok küçük çerçevelere koydunuz. İnsan zorlanıyor gerçekten. Bunun özel bir sebebi var mıdır?
Bazı fotoğraflar küçük hiçbir anlam ifade etmez, kesinlikle büyük kullanılması gerekir. Ben insanların bazı fotoğraflara yaklaşarak daha detaylı bakmalarını istedim. Bakmak ile görmek arasındaki farkı insanların yaklaşarak ortadan kaldırmalarını istedim. Fotoğraf ilk bakışta sana herşeyi söylemez/anlatamaz ve ona bir kez daha bakma ihtiyacı duyarsın. Fotoğraftaki gizemi çözmek için bazen birden fazla bakmaya ihtiyaç vardır. Bu sergide öyle fotoğraflar da mevcuttur. Sergideki fotoğrafların 20 tanesi Kuzey Kıbrıs diğerleri de İngiltere’de çekilmiştir.

“İşin gözündür ve gördüğündür. Fotoğrafı Photoshop kullanarak değiştirmek istemiyorum.”

Teknolojik gelişmeler artık fotoğrafın çekilmesi ile bilgisayarda yapılmasının sonunda ortaya çıkan görsel haline dönüştü. Sizin gözünüzün gördüğü ile sergide görülenin başka şeyler olduğu zamanlardan geçiyoruz. Bu fotoğrafları sizin gördüğünüz gibi yansıttığınızı düşünüyorum. Bilgisayar oynaması yokmuş gibi duruyorlar.
Ben duyguyu çok bozmadan, doğalında, ne görüyorsam verme taraftarıyım. İşin gözündür ve gördüğündür. Fotoğrafı Photoshop kullanarak değiştirmek istemiyorum. Kompozisyon, ışık ,flaş olaylarını artık otomatik olarak anladığımızdan çekilen fotoğraflarla oynama yapmıyorum.

“Bu sergiden elde edilecek gelirin % 50’sini Filistinli ailelere vereceğim. İnsanların kendi düşüncelerini ifade etme yolu olarak sanatı kullanırken başka insanları da düşünmesi gerekir. Filistin’i hep düşünüyoruz”

Bu fotoğrafların satışı olacak mı?
Evet olacak. En büyükler 150 Euro ve en küçükler 35 Euro olacak. Bu sergiden elde edilecek gelirin yüzde 50’sini Filistinli ailelere vereceğim. Sergideki dans performansını da Filistin’e adadık. İnsanların kendi düşüncelerini ifade etme yolu olarak sanatı kullanırken başka insanları da düşünmesi gerekir. Filistin’i hep düşünüyoruz. Oradaki acının son bulması çok önemlidir.

“Manzarayla insanları detaysal bağlamda birleştirdiğim bir proje üstüne çalışıyorum. Doğa ve insan bütünleşmesini bu fotoğraflara yansıtacağım.”

Bu kadar çok fotoğrafla içli dışlı olan birisinin kafasında kesin yeni projeler de olduğunu düşünüyorum.
Evet.Şimdi dış mekanlarla/manzara insanları detaysal bağlamda birleştirdiğim bir proje üstüne çalışıyorum. Bu projeyi de Kış aylarında fotoğrafseverlerle buluşturmayı düşünüyorum. İngiltere’de hava şartlarından dolayı stüdyolarda çekimler tercih edilir ama Kıbrıs’ta dışarıda çok güzel yerler ve fotoğraflama için çok uygun hava şartları vardır. Ben de Alagadi’yi çok beğendim ve orada çalışıyorum. Doğa ve insan bütünleşmesini bu fotoğraflara yansıtacağım.

Röportaj Haberleri