CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, Güzelyurt Vergi Dairesi’nin yeni yıl etkinliği nedeniyle kapatıldığına işaret ederek “maaşlarını kesecek misiniz?” diye sordu.
3 bin 500 TL maaş alan bir kişinin çocuklarını nasıl okula göndereceğini, masaya nasıl yemek koyacağını soran Hamzaoğulları, sosyal yardım maaşlarının da gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Karpaz bölgesinin sorunlarına işaret eden Hamzaoğulları, engelli çocukların ciddi sıkıntı yaşadığını söyledi.
Karpaz bölgesinde eğitime ihtiyacı olanlar yanında bakıma ihtiyacı olanlar da olduğunu söyleyen Hamzaoğulları, bölgedeki engelliler için kendi yaptığı yardımlardan da bahsetti.
Yatalak kişiler için gerekli olan elektrikli yatak ihtiyacının giderilmesi gerektiğini anlatan Hamzaoğulları, 50’ye yakın engelli bulunduğunu tespit ettikleri bölgede, engelli rehabilitasyon merkezi konusunda gereken adımların atılmasını istedi.
Hamzaoğulları, İskele bölgesindeki dairelerin tek çatı altına toplanması gerektiğini de söyledi.
Kendi bölgesinden birkaç gencin gelecek sene çalışabilecek durumda olacağını dile getiren Hamzaoğulları, istihdama bunlarla başlanabileceğini dile getirdi.
Ataoğlu: “Mevcut bütçe yeterli değil”
DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kurumların görevlerine bakıldığında mevcut bütçenin yeterli olacağına inanmanın çok güç olduğunu kaydetti.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin hala teşkilatlandırılmadığını söyleyen Ataoğlu, bu dairenin icraata geçirilip geçirilmeyeceğini sordu, eğer geçirilecekse buraya ayrılan rakamın yeterli olup olmayacağını sordu.
Ataoğlu, genel sağlık sigortası konusundaki çalışmaları da sordu.
Çalışma af yasasının bakanlığın prim toplama yeteneğini azaltıp azaltmayacağı sorusunu yönelten Ataoğlu, bu adımla yasalara uyanların kendini “enayi” gibi hissettiğini söyledi.
Gençlerin üretime katılması, meslek liselerinin cazip hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Ataoğlu hükümetin bu yolda gerekenleri yapmak durumunda olduğuna işaret etti.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gereken adımların atılması gerektiğini kaydeden Ataoğlu, hükümetin, sığınma evleri, kadının ekonomiye katılması gibi konularda gerekeni yapmasını istedi.
Ataoğlu, iş kazalarının denetimlerinin hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde yapılması gerektiğini anlattı.
Engelli istihdamına gereken önemin verilmesini isteyen Ataoğlu, yaşlıya, çocuğa ve kadına da devletin yanlarında olduğunun hissettirilmesi gerektiğini ifade etti.
Arıklı: “Çalışma hayatı bozuk ve denetimsiz”
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı KKTC’deki çalışma hayatını “bozuk ve denetimsiz” olarak niteledi.
Geçtiğimiz yıl ve bu yıl iş kazalarında kayıplar olduğunu söyleyen Arıklı, “İş yeri güvenliği konusunda sınıfta kaldık. Kayıpların birçoğu üçüncü ülke insanıdır. Onların hakkını, hukukunu arayan yok. İş kazaları o gün konuşuluyor, gazetelerde çıkıyor. Sonra unutuluyor. Devlet olarak ülkemizdeki her insanın hakkını, hukukunu aramalıyız” dedi.
Yoksulluk yardımı alan kişilerin maaşlarının kesilmesi konusuna değinen Erhan Arıklı, “Verilen maaş insanların çalışmadan hayatını idame ettireceği kadar mı? Bu insanlar bin- bin 500 TL ile geçinebilir mi?” diye sordu.
TC ile KKTC arasında imzalanan işgücü anlaşmasına değinen Arıklı, KKTC’de çalışan TC vatandaşlarının “ırkçı” uygulamalara maruz kaldığını savundu.
Huzur evleri konusunda da konuşan Arıklı, Lapta’daki huzur evinin neden hala bitirilemediğini sordu.
Arıklı iş uyuşmazlıklarının çözümü için yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Üçüncü dünya ülkelerinden gelen işçilerin çok düşük ücretlerle çalıştığını kaydeden Arıklı, yerli iş gücünün bu durumdan zarar gördüğünü anlatarak, hem kaçak çalışma ortamını ortadan kaldırmak için hem de yerli işgücünü korumak için tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.
Engelli istihdamının gereken noktada olmadığını söyleyen Arıklı, meselenin engellilere maddi yardım yapmak olmadığını, bu insanların hayata karışması için çalışmak gerektiğini söyledi.
Arıklı, asgari ücret komisyonundaki temsiliyetin gözden geçirilmesi gerektiğini anlattı.
Sendikaların hükümetin üzerinde bir güç haline geldiğini söyleyen Arıklı “önüne gelenin sendika kurmasına izin verilmemesi gerekir” dedi.
Arıklı, hem sendika kurmayı, hem de grev konusunu “belirli şartlara bağlamak gerektiğini” kaydederek, profesyonel sendikacılık kavramını eleştirdi.