Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı işkence ve insanlık dışı muamelelerin soruşturulması için polis dışında bir birim kurulmasını istedi.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı geçtiğimiz gün basına yansıyan polis şiddeti ile ilgili basın açıklaması yaptı, hukuki olarak hiç kimsenin işkence veya insanlık dışı muamelelere maruz bırakılmamasının en temel insan hakkı olduğuna vurgu yaptı.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği binasındaki basın toplantısında yapılan açıklamada “İşkence Evrensel İnsan Hakları beyannamesi tarafından yasaklanmıştır” denilerek ilgili maddenin detayları okundu.
İşkence yasağının birçok uluslararası sözleşmede yer aldığına işaret edilen açıklamada işkencenin KKTC Anayasası ile de yasaklandığına dikkat çekildi.
Olağanüstü hallerde dahi işkence yasağının askıya alınamayacağının kaydedildiği açıklamada işkence iddialarının polis dışında soruşturulması gerektiği belirtildi. Açıklamada şunlar ifade edildi: “Özel bir soruşturma birimi kurulmalıdır. İşkence veya insanlık dışı muamelelere maruz kalanlar devlet tarafından tazmin ve rehabilite edilmelidir. İşkence veya insanlık dışı muamelelerin önlenmesi için polislerin de çalışma koşulları iyileştirilmelidir”
İşte açıklamanın tam metni
31 Temmuz 2019 tarihinde sosyal medyada görüntüleri paylaşılan ve polis memuru Gürşah Üregül’ün işkence veya insanlık dışı muamele yaptığı şahsın kimliğini bilmiyoruz.
Ancak, hukuki olarak hiçbir istisnaya yer bırakmadan, herhangi bir şahsın işkence veya insanlık dışı muamelere maruz bırakılmamasının en temel insan haklarından biri olduğunun bilincindeyiz.
İşkence yasağı; kişinin vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığı hakkını ihlâl eden ve diğer bütün insanlık dışı, zalimane ve onur kırıcı muamale ve cezaları içine alan bir ilkedir.
İşkence, evrensel bir şekilde, öncelikle insan haklarının gelişiminin temel taşı niteliğindeki bir belge olan Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi (EİHB) tarafından yasaklanmıştır.
EİHB 5. maddesi işkence görmeme hakkını: “Hiç kimseye işkence ve zulüm uygulanamaz, insanlık dışı ya da onur kırıcı biçimde davranılamaz, ceza verilemez” şeklinde tanımlamıştır.
İşkence yasağı, uluslararası insan hakları sözleşmelerinin yanında, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlıkdışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme (1984), Avrupa İşkenceyi Önleme Sözleşmesi (1987) gibi sözleşmelerde de özel olarak korunmaktadır. Tüm bunlar yanında işkence, KKTC Anayasanın 14. maddesi altında da yasaklanmıştır.
İşkenceyi yasaklayan tüm uluslararası sözleşmelerin en temel ortak özelliği, işkencenin mutlak bir şekilde yasaklanmış olduğudur. Olağanüstü hallerde bile işkence yasağı devletler tarafından askıya alınamaz.
KKTC iç hukukunun parçası olan İşkence ve Diğer Zalimane, Gayrı İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmenin 3. maddesine göre işkence; bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayrım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatıyla uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir.
Aynı sözleşmenin 16. maddesine göre, işkence derecesine varmayan diğer zalimane, gayrıinsani veya küçültücü muamele veya ceza gibi fiillerin, bir kamu görevlisi tarafından veya onun teşviki veya açık veya gizli muvafakatı ile veya resmi sıfatıyla hareket eden bir başka şahıs tarafından işlenmesini de insanlık dışı muamele olarak tanımlanmaktadır.
Bu hukuki bilgilerin yanında, söz konusu olay buz dağının görünen yüzüdür. Polis görevlilerinin, bilgi veya itiraf elde etmek, suça karışan zanlıyı tespit etmek, yakalamak, suçhazırlıklarını ve delilleri öğrenmek için, işkence yöntemini sistematik olarak kullanıklarını biliyoruz.
Bu bağlamda İşkencenin önüne geçilmesi için aşağıdakileri talep ederiz.
İşkence ve insanlık dışı muamele ceza yasasında ağır bir suç olarak düzenlenmeli;
İşkence yasağına dair, kanun uygulayıcı personele, sağlık çalışanlarına, kamu görevlilerine, herhangi bir şekilde tutuklanan, nezarete alınan veya hapsedilen (cezaevine konulan) bir şahsın tutuklanması, sorgulanması aşamasına görev alacak diğer şahıslara eğitim verilmeli;
İşkencenin tıbbı anlamda raporlanması aşamasında İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi için El Kılavuzu (İstanbul Protokolü)’nda yer alan kurallara uygun muayene yapılmalı ve hastanelerin özellikle acil servislerinde hazırlanan raporlar Protokole uygun hâle getirilmeli,
Herhangi bir şekilde tutuklanan, nezarete alınan veya hapsedilen kişilerin tutuklanması ve tabi tutulacağı muamele ile ilgili mevzuat sistematik şekilde gözden geçirmeli;
Polis tarafından alınan ifadelerde, zanlı veya sanıkların yanında avukat bulundurma hakkı yasal olarak güvence altına alınmalı,
İşkence iddialarına yönelik ivedi ve bağımsız soruşturmalar yapılabilmesi için Polis Teşkilatı dışında özel bir soruşturma birimi kurulmalı;
İşkence veya insanlık dışı muamelye maruz kalanlar devlet tarafından tazmin ve rehabilite edilmeli;
İşkence ve insanlık dışı muamelenin önlenmesi için polislerin de çalışma koşulları iyileştirilmeli.
Örgütler: Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı.