İskenderun Hastanesi dersi!

Serhat İncirli

Türkiye ana akım veya havuz medyasında “her haberi” veya “her türlü yorumu” okuma şansınız yok...

Hükümetin veya Erdoğan’ın “canını sıkabilecek” haberler, otosansür yiyor!

-*-*-

BBC’de dün bir haber vardı...

Bu haberde, Hatay’ın İskenderun ilçesindeki devlet hastanesi binası ile ilgili şu cümleler dikkatimi çekti:

“… Arama kurtarma ekiplerinin aktardığına göre hastanede personel, hasta ve hasta yakınları da dahil olmak üzere yaklaşık 300 kişi bulunuyordu. Ancak kaçının kurtulduğu henüz bilinmiyor… Buradaki öfke büyüyor. Bunun nedeni ise Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan bina raporu. Rapora göre binanın dayanıklılık durumu kırmızı harflerle yazılmış. Yani “depreme dayanıklılık testi olumsuz”…

-*-*-

Bu ne demektir?

Devlet, kendi binasına, “depreme dayanıklı değil” diye rapor vermiş…

Aynı devlet, deprem bölgesi olduğu bilinen İskenderun’da hastaneyi çalıştırmaya devam etmiş…

Sonuç?

Bir miktar ölü!

Kader!

Allah rahmet eylesin!

-*-*-

E değil ama!

Öyle olmamalı!

Bahsedilen rapor gerçekse, birileri çıkıp sorumluluk almalı, “ölüme sebebiyetten” de yargılanmalı!

-*-*-

En azından biz bundan ders almalıyız değil mi?

-*-*-

Bir turizm ve “yap – sat – konut” ülkesi olan KKTC’de en ciddi gelirimizi bu iki sektörden elde ediyoruz…

Ve son günlerde öyle haberler yazıyoruz ki, “ha bugün, ha yarın, 7 şiddetinde deprem olacak ve neredeyse ayakta kalan apartmanımız kalmayacak!”…

-*-*-

Yazmayalım demiyorum!

Ama asıl üzerinde durmamız gereken, denetimleri derhal artırıp, depreme dayanıklı olmayanları anında mühürleyip, en kısa sürede de boşaltıp yıkmak olmalı…

Ve bundan böyle depreme dayanıklı olmayacak yapılar yapılmasının önüne geçmek…

-*-*-

Yapacağımız denetimler sonucu da en kısa sürede, ülkenin olası bir deprem için son derece güvenli olduğunun “reklamını” en ileri seviyede başarmak için kafa yorup, bütçe ayırmak.

-*-*-

Ama çalmadan...

Ama yemeden, yutmadan, rüşvete bulaştırmadan...

-*-*-

Türkiye’de yaşanan büyük acıdan ciddi ders çıkarmak ve toparlanmak zorundayız...

-*-*-

Unutmadan belirtmekte fayda var, bu ülkede külliye gibi artık .ezevenklik seviyesindeki gösteriş saçmalıklarına ihtiyaç yoktur.

Olası bir göç dalgası halinde çok ciddi sağlık hizmeti eksikliği yaşanması ihtimali de göz önünde bulundurularak, orada başlatılan binanın, en kısa sürede hastaneye çevrilmesi için elden gelen ne varsa yapılmalıdır.

-*-*-

Bu ülkenin sağlam okullara, daha sağlam hastanelere ihtiyacı vardır...

Şu anda alelade bir kerhane bile olmayacak gösteriş maksatlı saçmalıklara değil...

-*-*-

Ve hükümetin yasalaştırmayı önerdiği “izinsiz bina yapmak” anlamına gelen değişiklik önerisi de derhal geri çekilmeli...


Başbakanlığa veteriner çok lazım, değil mi Mülazım?

Başbakanlık, veteriner istihdam etti!

Lazımdı herhalde!

Çünkü parasızlık had safhada!

Acı daha da büyük falan...

-*-*-

Belli ki Başbakanlığa veteriner istihdam edenler, meselenin insanlık olmadığını gayet iyi biliyor... Haliyle bu istihdamı yapması gayet mantıklı!

-*-*-

Bu arada, Başbakanlık, bazı yeni istihdamlar da belirledi...

Bu istihdamlarda tek bir şart aranıyor:

“Kayınpederi fino UBP’li olup, herkese saldırabilmeli ve her olumsuzluğun sorumluluğunu Rum – Yunan ikilisine saplayabilmeli”...

-*-*-

Şaka yapmıyorum...

Yeni iş olanakları var...

Mesela “Fok eğitmeni”...

Başbakanlık, en az iki yıl herhangi bir hayvanat bahçesinde çalışmışlığı bulunan fok eğitmeni arıyor. Fazladan baba, amca, kayınpeder UBP’liyse, oldu bil!

-*-*-

Yine Başbakanlık, iki kişiyi de UFO Şoförü olarak istihdam edecek...

Özellikle son bir kaç haftadan beri Amerika ve Kanada’da UFO düşürüldüğü yönündeki haberlerle ilgili olarak bu istihdamın kaçınılmaz olduğuna karar verildi.

UFO şoförü olarak alınacak kişilerin Tahsin Ertuğruloğlu ve TC Büyükelçisi’ne yakın olması şartı aranacak.

-*-*-

Bu arada Başbakanlık, 41 kişiyi de “külliye destebanı” olarak iş imkanı sağlayacak.

Bu kişilerin 5’inin Erhan Arıklı, 5’inin Fikri Ataoğlu, 31’inin ise Ünal Üstel’in genel başkanlık yaptığı YDP, DP ve UBP’li olmaları gerekmektedir!

Açık ve de seçik belirtilmiş, helal, dürüst ve şeffaf bir istihdam!

-*-*-

Çok şakacı bir hükümetimiz var!

Devlet “şaka” olunca, hükümetin şakacı olması gayet güzel durmuş!

Ne güzel!

Her şey de yolunda!

Bir kaç ay kaldı, yaz gelecek, havalar ısınacak, soba falan yakmak zorunda da kalmayacağız!

Üşüme ortadan kalkacak!

Derdimiz mi var yani!

Alın alın, başbakanlığa veteriner alın!

Çok lazım! 

-*-*-

Hatta geçenlerde bir yerde okumuştum, yeni neslin en gözde iş alanlarından biri “Quantum machine learning analyst”miş!

Başbakanlık bir tane de bunlardan alsa fena olmaz bence!

Lazım be Mülazım!

Çok lazım!

Bunlar olmazsa, yemin ederim Rum – Yunan ikilisi bizi çiğ çiğ yer!

Yaşasın KKTC!

Yaşasın egemen – eşit devletimiz!


Hollywood efsanelerinden biri olan Raquel Welch, geçtiğimiz Çarşamba günü yaşamını yitirdi… 1960 ve 70’lerin sinemadaki en ünlü kadınlarından biri olan Welch, çocukluk arkadaşı ile aşk yaşayan bi rev kadınını canlandırdığı The Beloved adlı 1970 yılı yapımı filimde de başroldeydi… Bu film, Kıbrıs’ta, Karmi köyünde (fotoğraf) çekilmişti…