Türkiye- KKTC arasında geçmişten gelen rutin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ilişkilere, AKP-UBP hükümetleri döneminde iki yeni olgu eklendi. Bunlardan biri “dini eğitim”, diğeri de “İslami sermaye”dir. Diğer dönemlerden faklı olarak eklenen bu iki yeni olgu söz konusu dönemde ilişkilerin biçimini, yönünü ve derinliğini belirlemektedir.
24 Ocak’ta TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, KKTC Milli Eğitim Bakanı Mutlu Atasayan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı (KİSAV) Başkanı Hikmet Kaynarca tarafından “Hala Sultan TOBB İlahiyat Koleji”nin protokolü imzalandı.
Haspolat’ta KİSAV’a verilen 200 dönümlük vakıf arazisine inşa edilen ve bitme aşamasına gelen ilahiyat koleji binasının yanına cami etrafına ise konferans salonu, 300′er kişilik kız ve erkek öğrenci yurtları ve spor tesisleri yapılacak. İlk açıklamalarında kreş ve ilkokul da olacağı söylenmişti.
İmza töreninde konuşma yapan Atalay, “Kuzey Kıbrıs hepimizin bildiği gibi dini eğitime ihtiyaç olan bir yer. Bu protokolle de bu ihtiyacı tamamlanmış oluyor.” dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise “Hala Sultan’da bu fetihte yer almış, Peygamber efendimizin süt teyzesidir. Eğer Hala Sultan 86 yaşında bu topraklarda İslam dinini yayma yolunda şehit olduysa, bize düşen vazife de buna yakışır nesiller yetiştirmektedir.” şeklinde açıklama yaptı.
Yeni eğitimin yeni vizyonu: Hala Sultana yakışır dindar nesiller yetiştirmek.
Eğitim Bakanı da teşekkür ederek imza koyuyor, protokolü bir ucundan tutarak anı fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmiyor.
Gelinen aşamada yanıt bekleyen sorular ortaya çıkmaktadır.
KİSAV Başkanı daha önce yaptığı açıklamada Haspolat’a ilk önce 8,5 milyon TL’lik, toplamda ise 50 milyon TL’lik yatırım yapılacağını açıklamıştı.
Bu kadar büyük paralar Haspolat ovalarına neden atılıyor?
Bu paraları kim, kimler ne amaçla veriyor? Yeni kurulan bir vakıf bu kaynağı nerden buluyor?
TOBB Başkanı yeni nesiller yetiştirme vazifesini üstüne nasıl olur da alıyor?
Bu ülkede eğitimin ansıl olduğu yasalarla belirlenmiş, vazife de Eğitim Bakanlığı’na verilmiştir!
Üstüne vazife edindikleri “dini eğitim” ilk önce Haspolat Meslek lisesinde ilahiyat programı olarak başladı. Daha sonra İmam Hatip Lisesi’nden söz edildi. Lise oldu kolej; kolej oldu Hala Sultan; Hala Sultan’da TOBB’a dönüşerek “Hala Sultan TOBB İlahiyat Koleji” oldu. TOBB, kolej adının tam ortasında yerini aldı.
TOBB’un bu işlerdeki görevi nedir? Neden dini eğitimin merkezine adını koydu?
Beşir Atalay imza töreninde, “TOBB yurt içinde ve dışında eğitim faaliyetine katkı vermiştir. Bunun için TOBB bizim için çok önemli bir kuruluş. Buradaki katkısı ise çok özel.” diye açıkladı.
TOBB’u çok özel yapan nedir?
Ne tür bağlantı ve katkıları vardır?
TOBB’un 2009 yılında İslam Kalkınma Bankası'yla (İKB) işbirliği başlattığı görülür. Bu arada TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanlığı ve İslam Ticaret ve Sanayi Odası Başkan yardımcılığı görevlerini de yürütmektedir.
KKTC’deki yetkililerin de gayretleriyle Hisarcıklıoğlu ilgisini ve zamanını Kıbrıs’a yoğunlaştırır. Birincisi 5 Ekim 2010’da, ikincisi ise 26 Kasım 2011’de Girne’de gerçekleştirilen “Yatırım Danışma Konseyi” toplantılarının düzenlenmesinde etkin rol oynar.
Birinci toplantıda KKTC’yi “En azından, turizm ve eğitim gibi iki sektörde ‘cazibe merkezi’ haline getirmeliyiz.” diye açıklar. Toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Eroğlu da: “Ayakta durabilmemiz için Türkiye ekonomisi ve iş dünyası davayı sahiplenmeli.” talebinde bulunur. Başbakan Küçük ise “Dış yatırımların ülkeye çekilebilmesi için gerekli tüm yapısal reformları sabır ve kararlılıkla yapmaya devam edeceklerini” ifade eder.
İkinci toplantısından yaklaşık beş ay sonra 8 Nisan 2012’de TOBB, Türkiye basınına İslam ülkelerinden iş adamlarını KKTC'ye yatırım için götüreceğini açıklar.
Başkan yardımcılığı yaptığı İslam Ticaret ve Sanayi Odası’nın 8-11 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da yapılan 28. Genel Kurulu’ndan sonra, çeşitli İslam ülkelerinden gelen 150’ye yakın iş adamını ve İslam Kalkınma Bankası (İKB) yetkililerini 12-13 Nisan tarihleri arasında “fırsatlar adası” temasıyla “Kuzey Kıbrıs: Yatırım İmkanları Adası Forumu”nu gerçekleştirmek amacıyla Girne’ye getirir.
Bu arada Forum’dan bir hafta önce Cumhurbaşkanı Eroğlu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun daveti üzerine Cidde’ye gider. KKTC’nin gözlemci üye olarak İİT nezdinde Cidde’de temsilcilik açmasını talep eder. İslam Kalkınma Bankası Başkanı Dr. Ahmad Mohamed Ali’yle de bir görüşme yapar. Eroğlu yaptığı açıklamada “İhsanoğlu'nu gelecek hafta KKTC’de yatırım konulu bir foruma davet etmiş bulunuyorum. Kabul ettikleri için de kendilerine teşekkür ediyorum.” der.
Foruma Cumhurbaşkanı Eroğlu, Başbakan Küçük, İKB Başkanı Dr. Ahmad Mohamed Ali, İİT Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ve diğer bakan ve yetkililer katılır.
Kur’an okunarak açılışı yapılan Forum 12-13 Nisan 2012 tarihlerinde tamamlanır.
Forumda konuşma yapan İhsanoğlu, İİT’nın insan kaynaklarını iyileştirme çalışmaları da bulunduğundan söz ederek, özel sektör için eylem planlarına göre hareket edilmesinin önemini vurgular.
İKB Başkanı Ahmad Mohammed Ali ise Eroğlu’nun Cidde ziyaretinden duyduğu memnuyeti ifade ederek, yatırımlar konusunda ilk mesajın Türkiye’den gönderildiğini belirtir. Ali, iş fırsatlarını incelemek ve bu fırsatları kaçırmamak için geldiğini, gıda güvenliği, tarımın desteklenmesi, üniversiteler gibi alanlara değinir. Ayrıca “seçkin öğrencilerin” yeteneklerinin geliştirilmesinde yapılacak yardımları dört gözle beklendiğini anlatır.
Ali, Kıbrıs’ın İslam tarihinde yerine, stratejik ve coğrafik konumunun önemine işaret ederek Ümmü Haram’ın mezarının da adada bulunduğunu hatırlatır.
Ne ki Hisarcıklıoğlu’nun konuşması Türk Ajansı Kıbrıs tarafından pek kısa özet verilir. Ancak TOBB’un internet sayfasında Hisarcıklıoğlu’nun yaptığı konuşmaya geniş bir şekilde yer verilir. Kıbrıs meselesinin “Türk-Rum anlaşmazlığı”nın ötesinde olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasından bazı bölümler:
“Asıl mesele, Kıbrıs’ta asırlardır süregelen İslam varlığının, devam edip - etmeme meselesidir. İşte bu yüzden, önümüzdeki süreçte İslam ülkelerinin KKTC’ye verecekleri destek hayati önem taşıyor. Bu kapsamda, İİT Kıbrıs’taki soruna büyük önem veriyor. Bundan dolayı Sayın Genel Sekreter Ekmelettin İhsanoğlu’na teşekkür ediyorum.
Asla kendimizden ayrı düşünmediğimiz kardeşlerimizin vatanı, bizim de kader ortağımızdır. İslam tarihinde de Kıbrıs, çok önemli bir rol oynamış; asırlar boyunca, Akdeniz coğrafyasında ve Orta Doğudaki İslam kültürünün muhafızlığını yapmıştır. Eğer bugün, bu coğrafyada İslam kültürü hakim varlığını koruyabildiyse; Doğu Akdeniz’in ortasında bir amiral gemisi rolünü üstlenen Kıbrıs’ın bunda payı büyüktür. Bugün KKTC üzerindeki haksız baskının, ve ekonomik ambargonun temel sebebi, işte adanın bu önemli rolüdür.
İslam ülkeleri dahil pek çok ülkeden 47 bin öğrenci, Kuzey Kıbrıs’ta üniversite öğrenimine devam ediyor. Önümüzdeki süreçte, siz değerli iş adamlarının yapacağı her türlü eğitim yatırımı, sektörün daha da gelişmesini sağlayacak. Öğrenci barınma yurtları alanında ciddi kapasite eksiği var. Burada da yatırım için ciddi potansiyel var.
Biz yıllarca Peygamberimizin hadisini çocuklarımıza öğrettik. ‘Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var’ dedik. Ama kendimiz bir araya gelmedik. O yüzden de bereketi bir türlü bulamadık. Çok açık söylüyorum. İslam coğrafyası olarak kaderimiz tek. Ya hep birlikte kazancağız, ya da hep birlikte kaybedeceğiz. Her birimiz ayrı ayrı yönlere gitmeye çalışırsak, bir araya gelmek yerine yine dağılırsak kaybedenlerden olacağız. Ama bir araya gelirsek, emin olun hiçbir güç bu birlikteliğin karşısında duramayacak.
Biz kazanmak istiyoruz. Şimdi tek yapmamız gereken ortak vizyon ve çıkarlar etrafında bir araya gelmek. İnanıyorum ki bu birliktelik bizi hem bu dünyada, hem de ahrette kazanan taraf yapacak.”
Başbakan Küçük ise İKB ile daha fazla projeye işbirliği halinde imza atılacağına inandığını belirterek, ülkeye gelen yatırımcılara teşekkür ederek. Kalkınma potansiyeline dikkat çekerek yatırım yapmalarını ister. Müslüman işadamlarının desteğiyle ambargoların aşılıp ülke olarak hak edilen refah seviyesine ulaşılacağına inancını dile getirerek, Allaha ve TC’ye inançlarını yitirmediklerini belirtir.
Cumhurbaşkanı Eroğlu ise KKTC’nin küçük ekonomiye sahip olsa da büyük yatırım imkanları bulunduğunu; bugün olduğu gibi kendisinin Başbakan olduğu hükümetler döneminde de bu yatırım imkanlarını artırmak için çalıştıklarını kaydetti.
Bu ekip yine aynı yıl 20 Temmuz 2012’de bir araya gelerek dualar eşliğinde Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin temelini atar. Dönemin Eğitim Bakanı Dürüst, ülkede eksik olan bu büyük projeyi hayata geçirmekten gurur duyduklarını belirtir.
Bir yandan bu gelişmeler olurken, diğer yandan da İslami sermaye yarım kalan inşaatları, üniversite öncesi eğitim kurumlarını alarak yatırıma başlar. Muhafazakar hotellerin yapılacağından söz edilir. Bir üniversitede ilahiyat fakültesi açılır. İki üniversiteye cami yapılacağı duyrulur. Cemaat yurtları ortya çıkar.
Böyle bir rol ve işlev üstlenen TOBB, son olarakda Hala Sultan İlahiyat Koleji’nide içine alacak olan “külliye”nin yapımına ilişkin protokole imza koydu.
Bu bağlantılardan ve gelişmelerden olayın “ilahiyat koleji” açılmasına, ya da Kıbrıs Türkünün imam ihtiyacını karşılanmasına indirgenecek kadar basit olmadığı anlaşılmaktadır.
İslamın Doğu Akdeniz’deki amiral gemisi rolüne uygun olarak sermaye ve eğitimle, gerektiğinde nufüs aktarımıyla “dini anlayışı” toplumsal yaşamda, devlet yapısında ve işleyişinde, siyaset alanında daha görünür, belirleyici hale getirmek amacı güdüldüğü anlaşılmaktadır. Mesele Kıbrıs’ta siyaset-hukuk çerçevesinde sürdürülen görüşmelerin ötesinde İslam davasıymış...
“İslamın Doğu Akdeniz’deki amiral gemisi” anlayışı, 2009 sonrası AKP-UBP hükümetleri işbirliğinde geçmiş dönemlerden farklı olarak Türkiye-KKTC ilişkilerine farklı bir boyut ve derinlik eklemiştir. Seyrin bundan böyle buna uygun olacağı anlaşılıyor.