İsrail-Hamas Savaşına Türkiye Dahil Olur mu?

Kutlay Erk

Ortadoğu’nun Doğu Akdeniz’e açılan kıyısındaki Gazze şeridinde İsrail- Hamas savaşı tüm vahşeti ile devam etmektedir. ABD bu savaşa dahildir de daha hangi ülkelerin de dahil olabileceği gündemde çokça tartışılıyor.

Bu bağlamda adı geçen ülkelerde biri de Türkiye… Özellikle Bahçeli’nin, Deva ve Saadet partilerinin başkanlarının da desteklediği, “Gazze’de 24 saat içinde ateş kesilsin yoksa Türkiye gereğini yapacak” şeklindeki açıklamaları iç siyasete heyecan kattı; Türkiye’nin savaşa dahil olacağına dair yorumlar yapıldığı gibi, olmayacağı görüşü de yaygın… Konuyu Türkiye’nin iç ve dış siyaseti üzerinden incelemek gerek.

Önce iç siyaset… Öyle deyince de ilk akla gelen Türkiye’nin genel ekonomisini çok kötü durumda olduğu gerçeğidir… Uzmanların görüşü altı aydan beridir uygulanan ekonomik programın genel ekonomiyi iyileştiremediği gibi gelecek yıl içinde de düzeltemeyeceği, enflasyonun gene yüksek oranlarda seyredeceği, işsizliğin daha da artacağı, kol ve beyin gücü göçünün hızlanacağı, dış finansman sorununun süreceği yönünde. Ayrıca, Mart sonu yapılacak yerel seçimler nedeniyle de hükümetin seçim ekonomisi, mevcut ekonomik programın en önemli engeli… Uzmanlar yatırım, ihracat gibi konularda da söylenen artışların olamayacağı görüşünde… Dolayısıyla, ekonomi Türkiye’nin İsrail-Hamas savaşına dahil olmasına izin verecek gibi değil…

Ama protestolar yapılıyor, ama milliyetçiler Gazze’ye gitmek istiyor ve bu arada da Cumhurbaşkanı (CB) Erdoğan son günlerde Hamas’ı destekleyen konuşmalar yapıyor?! AKP’nin önünde, nerdeyse beka sorunu gibi duran bir yerel seçimler var; benzer düşünen partileri destek halkaları olarak etrafına toplamaya ihtiyacı var… Saadet var, Deva var, Hüda var ve dahaları da var; onları etrafına çekecek açıklamalar yapmak ihtiyacındadır CB Erdoğan… Peki, asker Gazze’ye gitmek ister mi? Onlara göre “Önce vatan”. Özellikle doğu sınırındaki ülkelerden Türkiye içine terörist girişimler var; askerin onlara karşı sınır ötesi harekatları var. Yeni ve harici bir cephe açmanın sırası değil… Dolayısıyla, sonunda söz uçacak, Türkiye savaşa dahil olmayacak…

Dış siyaset bağlamında konuyu irdelemeye gelince öncelikle diğer İslam ülkelerinin durumuna bakmakta fayda var… Türk Devletleri Topluluğu İsrail dostu, Azerbaycan da önde gideni… Arap devletlerinden de pek ses soluk ve etkili yaklaşım yok. İran’ın da savaşa dahil olmaya pek niyeti yok, imkânsız diyenler bile var. Hepsi, hepsi de ya Filistin Devleti ve başkanı Abbas?! Ne sahip çıkıyorlar Hamas’a ne de İsrail’e karşı bir mücadeleye girişeceklerine dair bir havaları var… Dünyanın değişik ülkelerinde protestolar var ama etkisiz, cılız ve sonuçsuz… Peki Türkiye tüm bunlara liderlik yapıp, Hamas’a aktif destek ve dahi savaşa katılmaları hedefi ile birlikteliklerini sağlamayı organize edebilir mi? Böyle bir siyaset ve askeri güç ekonomik güce dayanmıyorsa işlemez… Hem zaten o devletlerin birbirleri ile ilişkileri de sorunlu, darmadağınık; tümü de kendi çıkarlarına odaklı… ABD birçok ülkeyi peşine taktı çünkü ekonomik gücü ve emperyalist etkinliği var; Türkiye’de o nitelikler yok… Ekonomik gücü yüksek olan Arap devletleri var ama onların ekonomik gücünün kaynağı da ABD… BM bile tavsiyelerini söyler oldu, karar alamıyor, ABD engelliyor; Rusya'nın BM’ye sunduğu ateşkes önerisi de ABD ve şürekasınca reddedildi

Dış siyaset bağlamında Türkiye’nin özeline de bakmak gerek… Hamas yanında savaşa dahil olmak demek NATO’dan çıkmak veya çıkarılmak demek… Türkiye’nin ne mevcut ekonomisi ne de askeri altyapısı bunu kaldıramaz… Zaten doğu komşuları ile sorunları ve oralarda sınır ötesi askeri harekatları da devam ediyor… Şimdiki ekonomik sorunlarının bir müsebbibi de buralardaki askeri harcamalarıdır. Daha büyütmeye değil, askeri harcama giderlerini ‘Komşularla sıfır sorun’ düsturuna dönerek azaltmaya ihtiyacı var… “Gazze şeridi beri kalsın” siyaseti öne çıkar bu durumda…

Ayrıca, öyle görünüyor ki İsrail-Hamas savaşı İsrail’in istediği, daha doğrusu ABD’nin dikte ettiği gibi sonuçlanacak. Bazıları var ki, Türkiye NATO’dan çıksa da dert değil der; aslında dert değil, keşke hiç girmeseydi… Ancak, oradan çıksın diyenler, ABD’nin hışmından kurtulmak için son dönemlerde güçlenen Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya ve İran ittifakına katılsın diyor… Bu ittifak en azından gelecek on yıl içinde bile NATO gibi kurumsallaşabileceğe de benzemiyor.

Ancak, CB Erdoğan Gazze’de çıkan savaşın hemen ardından dünya siyasetinde telefon diplomasisi yaparak Türkiye için önemli bir konum elde etmeye çalışıyor; Büyük Ortadoğu Projesi’nden dışlanmadan, Yeni Dünya Düzeni Projesine dahil olmak istiyor… Bu vizyonunu gerçekleştirmenin eylem planında Gazze’de Hamas yanında savaşa katılmanın yeri yoktur. Bu girişimlerinden murat ettiği belli ki Rusya-Ukrayna savaşında uyguladığı ve uluslararası takdir topladığı en akılcı politikayı uygulamaktır…

Olacağı bellidir… Gazze’de savaş daha sürecek, ABD destekli İsrail’in radikal İslamcı Hamas’ın yönettiği Gazze şeridindeki Filistinlilere karşı soykırımı, Hitler’in Yahudilere uyguladığı ‘Holocaust’ tarzında devam edecek. Türkiye bu savaşa dahil olmayacak, ABD dışında başka ülkenin dahil olacağı da pek görünmüyor. Süreç Hamas’ın Gazze’den atılması ve Gazze’de ABD dostu olan ve Filistin Devleti tarafından denetlenen bir ‘Filistin Otoritesi’ oluşturulması ile tamamlanacak. Bunu da bir başka köşe yazımızda yorumlayalım…

Not:
Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Savaşı emperyalizme karşı kazanılmış ilk zaferdir; sonucunda Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti de yarın 100. Yıl’ını tamamlamış olacak. Kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal’in vizyonu halen sürmektedir, nice yüz yıllarca da sürsün…