İsrail neden çok güçlü?

Serhat İncirli

İsrail’in askeri gücü elbette “uzmanlık” alanım değil ama çok güçlü bir ordusu olduğunu söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum...

Peki İsrail’i güçlü yapan ordusu mu?

Değil tabii ki!

-*-*-

Tüm Dünya’da ama özellikle de Amerika’da, medya, reklamcılık, sinema, halkla ilişkiler, televizyonculuk ve son dönemlerde sosyal medya, ayrıca finans ve haliyle siyaset, tamamen “Musevi” toplumu üyelerinin kontrolündedir...

-*-*-

Bazı örnekler verelim...

Mesela Sam Altman...

Open AI yani şu anda tüm Dünya’da en çok konuşulan yapay zeka olayını yöneten şirketin patronudur...

Musevi’dir...

-*-*-

Mesela Anthony Blinken...

ABD Dışişleri Bakanı’dır...

Musevi’dir...

-*-*-

Barbra Streisand, Steven Spielberg gibi çok özel isimler Musevi’dir...

Mesela ölüp ölmediğini bilemediğimiz ama “öldü” kabul ettiğimiz Wagner Askeri Grubu’nun lideri Yevgeny Prigozhin de Musevi’dir...

-*-*-

Sayamayacağımız kadar çok Musevi ekonomist vardır ve bunların en az 50 tanesi Nobel ödüllüdür...

Hollywood’un en etkili yönetmenleri, aktörleri, aktrisleri Musevi’dir...

Facebook, Whatsapp patronları da öyle...

Meksika başkenti Mexico City Belediye Başkanı da...

Barbi bebeklerin mucidi, kot pantolonun mucidi ve hatta Dünya’nın en zeki insanı Albert Einshtein da Musevi’dir...

Ve tabii ki sosyalist ideolojinin dev isimleri Leon Trotsky ve Karl Marx’ı unutmamak lazım...

-*-*-

Dünya’da, çok etkili, son derece nifuzlu “Musevi” isimler, kesinlikle saymakla bitmez...

İnternette bir arama yapın, karşınıza binlerce isim çıkar...

Bob Dylan bile Musevi’dir...

-*-*-

Haliyle, İsrail neden mi güçlüdür?

“Hiç bir ulus, hiç bir halk, hiç bir toplum; onlar kadar başarılı insan üretmediği için” diyebiliriz...

Ve muhteşem bir örgütlenme, süper bir nwtvörk yarattıkları için...

-*-*-

Reklamlarıyla, haberleriyle, filmleriyle, gazeteleriyle, finans şirketleriyle, siyasi ağırlıklarıyla; diledikleri gibi, diledikleri ülkeleri yönetmektedirler...

-*-*-

Bir gün içerisinde, neredeyse tüm Batı medyasında, Hamas’ın bebek katili olduğu haberleri yayıldı...

Oysa bu haberin doğru veya yanlış olduğu kesinlikle ispat etilmemişti...

BBC’nin filanca editörü, Fox’un falanca muhabiri bir köye girmiş ve kesik başlı bebekler görmüş!

Jo Biden’a bu fotoğraflar gösterilmiş...

Oysa, gerçek olup olmadığı bilinmiyor...

-*-*-

Ama Dünya, “vay masum İsrail vay” noktasına çoktan gelmiş durumda...

Haaa yukarıda saydığım bilimde, finansta, siyasette, sanatta Dünya devleri yetiştirenlerin karşısında, “mutlak cehalet, mutlak karanlık”ı temsil eden Hamas olunca; bu savaş daha başlamadan bitmiş sayılabiliyor...

Hatta ne ilginçtir, İsrail’in işlediği her cinayet görmezden geliniyor, bundan da acısı neredeyse alkışlanıyor...

-*-*-

İster adına lobicilik dersiniz ister başka isim bulursunuz; İsrail, sadece İsrail’de değil, Hamas’ın, Filistin’in, El Fetih’in hatta Hizbullah’ın kalbinde bile etkilidir...

-*-*-

Irkçılık gibi olacak ama Museviler çok zekidir...

Haliyle “İsrail hep haklı”dır.

Ve görünen odur ki; Araplar ya haksızdır, ya sessizdir, ya da cahildir...

-*-*-

Sık sık savaşa karşı, Benyamin Netanyahu düşmanı onlarca İsrailli çıkıyor karşımıza...

Bence, bunlar bile, propagandanın ta kendisidir...

“Bakın, ne demokratik, ne adaletli bir millet” denmesinin bir “taktiğidir” bu aslında...

Bilmem anlatabildim mi?


Onurum ve Kıbrıslılığım satılık değildir!

Bir çok kişi çok sıklıkla, Türkiye'nin Kıbrıs politikasını açıkça “sorguladığımı” belirtiyor ve bunun korku veren sonuçları olup olmadığını eklemekten çekinmiyor...

Şener Levent ile mahkeme çıkışı fotoğraflarımı görmüşler falan..

-*-*-

Doğrudur, Türkiye’nin Kıbrıs siyasetini ve buradaki kuklacıklarının “işbirlikçi teslimiyetçiliğini” asla kabul etmedim, etmeyeceğim de...

Bu tavrımın, Türkiye düşmanlığı olarak lanse edilmeye çalışılması, sadece aptalca bir propagandadır...

Bunu da belirtmeden geçmeyeceğim...

-*-*-

Ali Kişmir de, Şener Levent de, Ali Osman Tabak da onurumuzdur...

Eğer Türkiye’deki mevcut iktidarı eleştirmek, Türkiye düşmanlığı olarak algılanıyorsa, bu konuda algı sorunu olanlar düşünsün; benim sıkıntım yoktur!

-*-*-

Haaa korkmak mı?

Niye korkayım ki!

Dedelerimin dedeleri, nenelerimin de neneleri Kıbrıslıdır...

Ne malım, ne mülküm, ne de bana heyecan verecek bir emekliliğim var!

-*-*-

Gelecekten hiç de ümitli değilim!

Düşünün ki Allah göstermeye hasta olsam, bana bedava sağlık hizmeti verecek iki ülkeden biri Kıbrıs Cumhuriyeti, öteki ise İngiltere’dir!

KKTC, benim için “sahte” bir devlet bile değildir!

-*-*-

Dedelerimden, Kıbrıslı geçmişimden miras kalan ve onur duyduğum tek şey, inançlarım ve prensiplerimdir...

Kimse de beni bu prensip ve inançlarımdan vazgeçmeye zorlayamaz...

Efendim, “Serhat parayla satın alınır” diyenler mi?

Çok denediler!

Hala deneyenler var!

-*-*-

İşimi yaparım, hakkını veririm, paramı alırım...

Ama dediğim gibi, özellikle iki dedemden kalan tek mirasım, Kıbrıslılığımdır...

Onurumdur!

Satılık değildir!


Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulidis, geçtiğimiz Çarşamba günü sanatçı Ümit İnatçı’nın, Güney Lefkoşa’da kişisel resim sergisinin açılışını yaptı. Christodulidis, Londra’da diplomasi yaşamının ilk yıllarında İnatçı ile birlikte çalıştıklarını ve dostluklarının çok eskiye dayandığını belirtirken, “Dostum, Kıbrıslı ünlü sanatçı Ümit İnatçı'nın sergisinin açılışına katılmak büyük bir onurdur. Sizinle gurur duyuyoruz" dedi... Biz de Sayın Başkan, Ümit İnatçı ile biz de gurur duyuyoruz...