Hüseyin ÖZBARIŞCI
Ülkemizde pandemi öncesinde başlayan ekonomik sıkıntılar, kapanma dönemlerinin de etkisiyle daha da büyüdü. Birçok işyeri özellikle son bir buçuk yıldır bir daha açmamak üzere kepenklerini kapattı, yüzlerce kişi de işsiz kaldı. Bunun yanında TL’nin döviz karşısında günden güne değer kaybetmeye devam etmesi, artan hayat pahalılığı ve alım gücünün düşmesi de hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor.
YENİDÜZEN’e dert yanan bazı vatandaşlar, işsiz oldukları için geçinemeyecek durumda olduklarını söyleyerek, devlet yetkililerinden yardım eli istedi ve “geçinemiyoruz” dedi.
Çocuklarının geleceği için endişe duyduğunu aktaran yuttaşlar, “Ben şu anda geçinmekte sıkıntı çekiyorum ki, çocuklarıma ileride ne verebileceğim?” diyerek sitem etti.
Zübeyde Bayraktar: “Usandık bıktık artık çünkü bu ülkede bir sistem yok”
“Ben işsiz bir kadınım, geçindirmem gereken bir evim, bakmam gereken bir kız çocuğum var. Kaç kez gidip yetkililerin kapılarını çaldık, benim istediğim sadece bir iş. Bize ‘tamam halledeceğiz’ dendi ama hiçbir şey yapılmadı, yapılmıyor. Bu ülkede sadece bu durumda olan ben değilim. Birçok insan benim gibi işsiz ve geçinemiyor. Devletimiz bu insanlara yardım eli uzatmalı. Ama bu ülkede ne yazık ki torpil var. Her şey torpile dayalı. Usandık bıktık artık çünkü bu ülkede bir sistem yok. 1400 TL yardım alıyorum ama bu 1400 TL ile geçinme şansım var mı? Özel sektörün de durumu belli. Gidip başvuruyoruz ama bir türlü olmuyor. Herkes bu dönemde birçok kişi işçisini durdurmak zorunda kaldı. Çünkü bu insanlar işini küçültmüş, yanında çalışacak fazla elemanları ödeyemez duruma gelmiş. İşverenlerde de haklı olanlar var. Peki, bu işsiz insanlar için devletimiz ne yapıyor? Bu insanlar için belli bir plan proje var mı? Hadi biz bir şekilde böyle yaşayıp gideceğiz. Ya çocuklarımız ne olacak? Dövizin durumu belli, üretmiyoruz, ürettiğimizi bile kullanamayacak duruma geldik. Ben gençlerimizin önünü hiç parlak görmüyorum.”
Aygül Sözeri: “Ben şu anda geçinmekte sıkıntı çekiyorum ki, çocuklarıma ileride ne verebileceğim?”
“Ben gençlik yıllarımdan bu yana özel sektörde çalıştım, bunun yanında kamu sınavlarına girdim. Kamu sınavında başarılı olmama rağmen bir işe ne yazık ki giremedim. Önce aradılar “başlayabilirsin” dediler. Tam başlayacakken yine aradılar “ayın 17’sinde başka bir yere başlayacaksın” dediler ama o ayın 17’si şimdiye kadar hiç gelmedi… Ben sadece Sosyal Hizmetler Dairesi’nden aldığım yardımla geçinmek zorundayım. Bakmam gereken iki çocuğum var ve bana kimsenin desteği yok. Bazı günler kendim aç yatıyorum, çocuklarımın karnı doysun diye… Gün olur iki bardak pirinçle pilav yapıp tüm günü geçiriyoruz. Bir işim olsun, sosyal yatırımlarım olsun ve güzelce evimi geçindirebileyim. Benim tek istediğim bu. Ben şu anda geçinmekte sıkıntı çekiyorum ki, çocuklarıma ileride ne verebileceğim?
Ben merak ediyorum ki, devlet yetkililerimiz ülkedeki işsiz insanlar için ne gibi çalışmalar yapıyor. Hele hele salgın döneminden sonra işsizlik daha da arttı. Hiç düşünüyorlar mı bu insanlar ne yiyor, ne içiyor, nasıl geçiniyor diye… Hiç görmüyorlar mı gençler birer birer göç ettiğini. Çocuklarımıza gelecek sağlayamıyoruz. Çocuklarımızın gelecek kaygısı var. Bu ülkede torpilin oldu mu bir yerlere gelebilirsin ama torpilin yoksa hiçbir şey yapamazsın.”
Sevil Kalaycılar: “Bu ülkede herkesin memur olması mı gerekiyor?”
“Pandemiden önce ekonomik sıkıntılar yaşıyorduk, pandemiyle birlikte bu sıkıntılar daha da arttı. Benim şu anda bir işim var ama bu ülkede işsiz kalan ve evini geçindirme zorunda olan binlerce insan var. Bu insanları kimse düşünmüyor. Bu süreçte de birçok örneğini gördük ki, birçok özel sektör çalışanı işsiz kaldı. Yani bu ülkede herkesin memur olması mı gerekiyor? Niye özel sektör güçlendirilmiyor? Niye bu konuda bir sistem yok? Ben uzun bir süre işsiz kaldım. Geçinmekte güçlük çektim. İşsiz kaldığım dönemde yakınlarım bana yardım etti. O yüzden ayakta kaldım. Yetkililerimiz, bu insanların sesini duymalı, onlara yardım elini uzatmalı.”