Kur’an kursuydu, İlahiyat Koleji’ydi derken, gündemimizde yeni bir ‘dini’ gelişme var.
Türkiye'de alkol satışının engellenmesine yönelik uygulamaların ardından ülkemizde de ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Kendilerini Müslüman İşadamları diye tanımlayan bir grup işadamı ibadet yerlerinin yakınlarında bulunan ve alkollü içki satışı yapan işyerlerine dava açmaya hazırlanıyor.
Alınan bilgiye göre Koloni döneminden kalan bir yasa tahtında açılmaya hazırlanan davalar gündemimizi sıkça meşgul edeceğe benziyor.
Bu konuda ise yetkili makamların ne yapacağı merak konusu…
***
Savcılık belediyeleri inceliyor
Yerel yönetimlerde yaşanan sıkıntılar, Başsavcılığı da harekete geçirdi.
Bugüne kadar Sayıştay Raporları ile belirlenmiş usulsüzlüklerin çok azı yargıya taşındı herhalde…
Belediye çalışanları uğradıkları haksızlıklara, bireysel davalar açarak, haklarını ararken, şimdi başsavcılığın büyük bir çalışma içerisinde olduğu öğrenildi.
Lefkoşa Türk Belediyesi, Başkanı Kadri Fellahoğlu'nun, Cemal Bulutoğluları dönemindeki dosyaları yargıya havale etmesinin ardından Başsavcılık da harekete geçti.
Alınan bilgiye göre Başsavcılık kendilerine intikal eden dosyaları yürürlüğe koymak için özel çaba ortaya koyuyor.
Başsavcılığın tüm belediyelere yönelik de bir çalışmasının olduğu iddia ediliyor.
Özellikle mali açıdan incelenecek, ‘usulsüzlük’ iddiaları birer birer mahkeme gündemlerine taşınacağı bilgisi edinildi.
***
İhtiyat Sandığı’na Ergören…
İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Mehmet Ahmet Ergören atanıyor. Daha önce İhtiyat Sandığı Müdürlüğü yapmış olan Ergören, bu dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda görev alacak.
Henüz ataması konusunda açıklama yapılmazken bu hafta Ergören’in resmi atamasının yapılacağı öğrenildi.
Öte yandan görevlerinden istifa eden ve şuan boş bulunan Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu üyeleri ve Kıb-Tek Yönetim Kurulu üyelerinin ataması konusu henüz netlik kazanmadı.
***
Sahip oluşu hissedebiliyor musunuz?
“Geldiğimiz noktada sormadan edemiyorum. Gercekten, Kıbrıslı Türklerin kordon boyunda gezinmekten bile vazgeçtiği Girne'nin...Gün batımı ile içine girilmekten korkulan Lefkoşa Surlariçi’nin, Mağusa'nın, yasaklı Maraş'ın, dev bayraklı tepelerin...dağların fiilen bizim sahipliğimizde olduklarına inanıyor musunuz? Bu sahip oluşu hissedebiliyor musunuz? Yoksa her gecen gün, bizim de aracılığını yapmış olduğumuz bir devir teslimin acı veren gerçekliği ile mi yüzleşiyoruz sessizce...konuşmadan...ve belki de üzerinde düşünmekten korkarak..!”
Derman Saraçoğlu’nun profilinden
***
YORUM
“Bravo” derim kendisine...
“Doğru bir iş yapılmışsa, kim yaparsa yapsın “doğru” derim...
Yanlışa da,kim yaparsa yapsın “yanlış”...
Örneğin DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş;
“Yahu biz ne yaptık, bu ‘Sarayın aslanlarını’ birinci parti olma hayaliyle aramıza aldık, partiyi bir güzel ‘benzettik’, bir sürü fasariya yaşanmasına neden olduk ama neticede yine ‘üçüncü parti’ çıktık. Bu fasariyaları DP’ye yaşatmasaydık, yine ‘üçüncü parti’ çıkardık seçimlerden. Ben bu ittifakı bozuyorum” derse;
“Bravo” derim kendisine...
Çünkü doğruya doğru;
DP “Saray’ın aslanlarını” arasına almadan da “üçüncü parti” olacaktı.
Belki 12 vekil değil, 7-8 vekil çıkarırdı ama neticede “üçüncü parti” olarak ama orijinal DP kimliğiyle yine CTP ile koalisyon kurardı.
Hem de hiçbir gücün vesayeti altına girmeden...”
ALİ TEKMAN
****
Bu da üçüncü şerit!
Mağusa-Lefkoşa anayolunda UKÜ yakınlarında vatandaşlar, 3’ncü şerit yaratmış.
Trafikte kuralsızlık, keyfiyet, pes dedirtiyor.