Tamamen TL kaynaklı sıkıntılardan bunalan hükümet son günlerde ciddi ve beklenen kimi adımlar atmaya başladı.
Ülkenin en önemli sorunu haline gelen asayişle ilgili alınan ve alınacağı açıklanan tedbirler umut vericidir.
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars tarafından dile getirilen ve bir kısmının uygulanmaya başladığı anlaşılan önlemler, bu konuda çaresizlik hislerine kapılan insanlara bir umut ışığı oldu.
‘Her isteyenin elini kolunu sallayarak girebildiği ve dilediği kadar kalabildiği bir toprak parçası’ haline gelen Kuzey Kıbrıs’ın artık kontrollü bir muhaceret politikası izleyeceğinin duyulması bile kulağa hoş geliyor.
2 bin 561 kişinin ülkeye ‘turist’ olarak girişinin engellendiği bilgisi, ‘sorma gir hanı’ndan daha iyi bir noktaya gelebileceğimizin işareti sayılabilir.
Toplum tam da bunu istiyordu işte…
* * *
Alınan ve alınacağı söylenen önlemlerin etkilerini görmek için beklemek gerekecek. Ancak çıkılan yol doğru yoldur.
Kentsel güvenlik sistemi gibi yeni ve polisiye başka önlemlerin de gündeme gelmesi de olumludur.
Burada iki nokta önemli…
Birincisi, hükümetin ve sorumluluk sahibi kurumların bu kararların arkasında durup duramayacağı…
İkincisi ise, asayişle ilgili önlemler alınırken özgürlüklere ve demokratik yaşama halel gelip gelmeyeceği…
Her iki mevzu da kritiktir.
Zira bu ülkede ‘muhaceret’ ve ‘nüfus’ konularında Ankara ile Lefkoşa’nın zaman zaman ters düştüğü herkesçe bilinen bir ‘sır’dır.
Öte yandan ‘güvenlik’ konuları bizim gibi demokrasi seviyesi üst liglere çıkamamış ve yanı başında son derece berbat örnekler bulunan bir ülkede haklar ve özgürlüklerin ‘budanma’ ihtimali yüksektir.
Hatta idarecilerin niyeti iyi olsa bile, çıkarılacak yasa, tüzük ve diğer yönetsel kararlar kötü niyetlilerin elinde bir tehdide dönüşebilir.
Dolayısıyla yoğurdu yerken ağızların yanmaması için üflemekte fayda vardır.
* * *
Asayiş konularında atılan ve atılacağı söylenen adımların yanı sıra hükümetin bugünlerde attığı başka umut verici adımlar da var.
Mesela DAÜ’den ‘tek başına UBP’ hükümeti tarafından koparılarak haraç-mezat özele devredilen DAİ ile DAK’ın geri alınması için düğmeye basılması harika bir haberdir.
O dönemde TC Yardım Heyeti’nin aklıyla hareket edip başta KTHY ve Ercan olmak üzere bu toplumun önemli varlıklarını elden çıkaran, çalışan-çalışmayan, emekli-engelli demeden her türlü kazanılmış hakka göz koyup bunları budamaya çalışan UBP hükümetlerinin yarattığı bir yıkım daha tersine çevrilmiş olacak.
Keşke hükümet KTHY ve Ercan’da da zamanı geriye sarabilse!..
Hatta daha da gerilere gidip ETİ’ye, Sanayi Holding’e falan yeniden hayat verebilse…
Ekonomik ve sosyal nedenlerle değil belki…
Sırf moral değerler için…
Toplumun tam da buna ihtiyacı var.
Ekonomik açıdan çökmüş vaziyetteki insanlar böylesi adımlarla toparlanıp yeniden geleceğe umutla bakabilir.