2015-2016 sezonunun öncelikle herkese hayırlı olmasını dileyerek sözlerime başlayayım. Kuşkusuz futbolumuzu, futbol yazmayı özlemiştik. Dün de keyifli geçeceğine inandığım GAÜ Çetinkaya-Değirmenlik maçını yerinde takip ettim.
Yepyeni bir yapılanmaya giderek kurumsal bir kimliğe kavuşmaya çalışan GAÜ Çetinkaya, karşısında Birinci Lig’den tarihinde ilk kez Süper Lig’e yükselen yepyeni bir Mesarya takımı Değirmenlik.
Maçın başından sonuna kadar rakibi boğan, hücum varyasyonları geliştiren, dikine oynayan ve keyifli bir futbol resitali sunan Çetinkaya takımı izledim. Takımın iskeletinin değiştiği ve yeni bir kimliğe kavuşan Çetinkaya’nın ligdeki konumu ligin sonunda ne olur orasını bilemem ama Çetinkaya bana göre bu ligin şampiyonluk adaylarından biridir.
Bunu dün oynadığı ve farklı kazandığı maçtaki performansı için söylemiyorum. Kâğıt üzerinde isim bazında bakıldığı zaman her bölgede çok iyi oyuncuları var.
Dünkü maçta özellikle Esin Sonay’ın istek ve arzusu sarı kırmızılıları hırslandıran etkenlerin başında geldi. Orta sahada takımını bir lider gibi yöneten kaptan Erdinç Börekçi de dün sahanın en iyileri arasında yer aldı.
Esin’in sürekli pozisyona girme isteği ve golü koklaması, doğru bölgelere koşular yapması Değirmenlik savunmasını darmadağın etti.
Erdinç Börekçi’nin yıllara meydan okuyan ve genç oyunculara örnek futbolu da dünkü maçta ön plana çıkan olaylardandı. Erdinç orta sahada sürekli arkadaşlarına goller hazırlayan, savunmayı ve hücumu rahatlatan bir oyun yapısında oynadı.
Savunmanın göbeğinde oynayan Kadir-Lawal ikilisi için bir şeyler söylemek için henüz erken. Değirmenlik’in üzerlerine fazla gelmemesi sebebiyle uyumlarını test etmek güçtü.
Ancak beklerde oynayan Çağrı Kıral ve Akın Topal’ın özellikle Çetinkaya karşısında geriye kapanan takımlara karşı inanılmaz işler yapacağını düşünüyorum.
Çağrı Kıral hemen hemen bütün ataklarda sağdan bindirmelerle Değirmenlik’in o bölgesini dağıttı.
Önünde oynayan Eko’nun da bitmek bilmeyen enerjisi sayesinde Çetinkaya özellikle sağ kanattan çok pozisyon üretti.
Ancak Çağrı’nın bu maçtaki tek sıkıntısı son paslardaki yanlış tercihleri oldu.
Bu da takıma uyum süreci kazandıkça olacak bir şeydir. Özet olarak dünkü Çetinkaya’yı beğendiğimi söyleyebilirim.
Rakibi iyi çözümleyen ve kalesinde çok fazla bir pozisyon vermeyen bir görüntüdeydiler. İşte beklenen Çetinkaya da buydu.
Değirmenlik takımı ise beni ilk maçta büyük hayal kırıklığına uğrattı. Tarihinde ilk kez Süper Lig’de mücadele edecek olan Değirmenlik, büyük denizlerde yüzmenin telaşına kapıldı ve rakibi karşısında neredeyse hiçbir olumlu hareket yapmadı.
Oysa hücum bölgesinde oynayan Victor ve Amani gibi iki oyuncusu varken onları kullanamaması kendileri adına büyük kayıp. En başta bu takımda bir yaratıcı oyuncu eksikliği var.
Takımı pozisyona sokacak, ara pasları atacak veya topu ayağına aldığında savunmasını rahatlatacak bir oyuncu kimliğine sahip değiller. Değirmenlik’in ortasaha ve defansını zayıf buldum diyebilirim.
Çetinkaya bulduğu fırsatları değerlendirse bu sonuç daha da farklı olurdu. Savunmanın göbeğinde oynayan Zeki Taçsoy ve Gençali Kumaş hemen hemen her pozisyon Tansel ve Esin’i savunmanın arkasına kaçırdı.
Orta alanda oynayan Michail ve Haşim’in de savunma ve hücuma katkı sağlamaması rakibin üzerlerine rahatça gelmesine olanak verdi.
Özet olarak Değirmenlik takımının Süper Lig’ alışması biraz zaman alacak diye düşünüyorum.