İşten karantinaya, karantinadan işe

Sağlık Üst Kurulu kararları çerçevesinde geçişlerin kapanması nedeniyle 14 Aralık tarihinden bu yana işlerine gidemeyen güneyde çalışan Kıbrıslı Türklerin bir kısmı, dün ‘karantina’ koşullarını kabul ederek işlerine döndü…

Devrim DEMİR

Salgının yayılması ile Sağlık Üst Kurulu kararları çerçevesinde, 14 Aralık tarihinden bu yana geçişlerin durdurulması ile işlerine gidemeyen güneyde çalışanlardan bazıları, alınan yeni kararla ‘karantina’ koşullarını kabul ederek işlerine dönmeye başladı.

Karantina şartları ile güneye geçmeyi tercih eden çalışanlar, geri dönüşlerinde devletin belirlediği otel veya yurtlarda kalacaklar.

Pandeminin başında, geçtiğimiz yıl bir süre “geri dönmemek üzere” güneye geçen, en son karantina uygulamasına giren işçiler, dün yine karantina merkezlerinde kalacak şekilde güneye geçti.

Kermiya Geçiş Noktası’nda dün sabah işlerinin yolunu tutan 65 kadar çalışan, akşam saatlerinde yine aynı noktada kendilerini bekleyen otobüslerle karantina merkezlerine götürüldüler.

 

Talepleri belli… 

İşçiler,  İngiliz Üsler Bölgesi, Ara Bölge, Kayıp Şahıslar Komitesi, Barış Gücü çalışanları, hasta ve refakatçileri gibi 72 saatte bir PCR testi yaparak ülkeye karantinasız bir şekilde girmek, evlerine dönmek istiyor.

 

Kermiya Geçiş noktasından geçiş yaptılar…

İşçiler dün sabahın erken saatlerinde araçları ile Kermiya Geçiş noktasında toplandı, kayıtlarını yaptırarak yaklaşık 25 araçla işlerine gitti.

İşçiler dönüşte hazır bekleyen otobüsle belirlenen karantina otellerine götürüldü.

 


İşçiler YENİDÜZEN’e konuştu…

Osman Sesli: “Evden çıkarken çocuklarımı bıraktım bu beni çok sarstı ama mecburum”

Haziran ayında yaşadıklarını yeniden yaşamaya başlayanlardan biri olduğunu ifade eden Osman Sesli, karantina koşullarını mecburen kabul ettiklerini, maddi imkânları kalmadığı için yeniden evlerinden uzaklaştıklarını kaydetti.

Sesli, sosyal medyada çok eleştirildiklerini ama çocukları olduğunu ve onları düşünerek hareket ettiklerini söyledi.

Aylardır açılıp kapanma korkusu ile stres yaşadıklarını ifade eden Sesli, “Bizim devletimiz devlet değildir. Strese giriyoruz, ben bugün sabah evden çıkarken çocuklarımı bıraktım bu beni çok sarstı ama mecburum” şeklinde konuştu.


Gürcan Osmanbuba: “Bizi buna mecbur etmek bir şiddettir”

İki çocuğunu ve eşini bırakarak yine ekmek kavgası için evinden zorla uzaklaştığını ifade eden Gürcan Osmanbuba, hem maddi yönden, hem de iş kaybetme korkusu nedeniyle karantina seçimine gittiklerini ifade etti.

Osmanbuba’nın ifadeleri şöyle:

 “İki çocuğumu ve eşimi bıraktım. Mecburuz otel karantinasına gitmeye, bir yandan maddiyat bir yandan ustamız baskı yapar. Bizim yapacağımız, teslim edilmesi gereken işler var. İki kez eylem yaptık, görüştüklerimiz bizi resmen oyaladı. Dünyanın hiçbir ırkı kendi ırkına düşmanlık gözetmez KKTC haricinde. Bizim ırkımız kendi toplumuna düşman,  şiddet eğiliminde. Bugün yaşadığımız da şiddetin başka bir türlüsü, beni ailemden çocuklarımda evimden koparıp otele gitmeyi zorladılar. Anayasayı istedikleri insanlar için çiğnerler, istemediklerini ezerler. Bizi kendi isteğimiz dışında sınır dışı ediyorlar. Hasta değiliz, temaslı değiliz bizi karantinaya alıyorlar. Devletçilik ve hükümetçiliği başaramıyorlar. Üst kurul sağlıkçılığı yapamıyor. Bize bu cezayı kestiler. Üzülerek çocuklarımı bırakıyorum. Ne zaman çıkarız belli değil, 15 Ocak’ta kararların değişeceğini sanmıyorum. Tek umudum aşı bunu yapıp istediğim gibi evime çocuklarımın yanına gidip gelebileyim”.


Hasan Haşimoğlu: “Devletten bir beklentim yok”

İngiltere’den ülkeye dönüş yaptığını ve 2 yıldır güneyde çalıştığını ifade eden Haşimoğlu, Covid-19’un çok etkilerinin olduğunu bu süreçte de devletten herhangi bir destek istemediklerini kaydetti. Tek istediklerinin işlerine gidiş geliş izni verilmesi olduğunu ifade eden Haşimoğlu, “Bizi işimize bıraksınlar,  kendi ekmeğimizi kendimiz kazanırız. Keşke güneydeki şartları kuzeyde de işçilere sunsalar ve gitmek zorunda bırakılmasaydık. Devletten bir beklentim yok. Kendi memleketimizde bizi gurbet ettiler… Oy zamanı gelip kapımıza bizden oy dilenmesinler. Eşimi çocuğumu bıraktım ve gidiyorum işimi kaybedemem ev taksitim var ve geçen ay veremedim. Bu ay gitmezsem yine ödeyemeyeceğim. Her şeye zam koydular seyrüseferlere zam geldi, yol nerde arabalarımız yollarda mahvoldu” dedi.


Yusuf Yalçın: “Hasta eşimi bıraktım”

Yaklaşık 20 yıldır güneyde çalıştığını ifade eden Yusuf Yalçın, söyleyecek hiçbir söz bulamadığını kaydetti. Çocuğu olmadığını ve hasta eşini yapayalnız bırakarak işlemek zorunda olduğunu söyleyen Yalçın, “Kendi memleketimizde gurbet olduk. Hasta eşimi bıraktım gözüm arkada gitmek mecburiyetindeyim” şeklinde konuştu.  

 

FOTOĞRAFLAR BURÇİN AYBARS


Sabahın erken saatlerinde yollara düşen işçiler, dönüşte polis kontrolünde otobüslere bindi


‘Karantina’ şartı ile güneye çalışmaya giden işçiler küçük bir otobüse üst üste bindirilerek karantina otellerine taşındı


Bazı işçiler yaşanan durumu ‘KKTC’nin utancı’ olarak değerlendirdi

Özel Haber Haberleri