İstikrar!

Serhat İncirli

Tutturdular bir “istikrar” gidiyorlar!
Cevdet Yılmaz’dan bizim Ünal abiye kadar, “istikrar da istikrar!” uçuyorlar!

-*-*-

Çok fazla uğraşmaya gerek yok!
Kısa süre içerisinde, bir çırpıda, KKTC’de nerede, hangi konuda, hangi sektörde, hangi alanda istikrar sağlandığını bulmak zor değil!

-*-*-

Mesela?
Evet mesela son zamanlarda nüfus aktarımında ciddi istikrar var!
Nüfusu bilmemek konusunda da istikrar sürüyor!

-*-*-

Bitmeyen ihaleler konusunda da maşallah istikrarlıyız!

-*-*-

Uyuşturucu ticareti ve insan kaçakçılığında da ciddi bir istikrar yakaladığımız gerçeği apaçıktır!

-*-*-

Rüşvet ve komisyon işlerinde istikrar, tam tebriklik seviyesinde!

-*-*-

Narenciye ve patates gibi ürünlerin tükeniş hızı da gayet istikrarlı bir ivme kazanmış durumda!

-*-*-

Turist azalışında istikrar!
Kumar geliri artışında istikrar!
Kumarcı sayısında da artış istikrarı!

-*-*-

Sıfır yatırımda istikrar!
Elektrik kesintileri gayet istikrarlı bir şekilde sürüyor!

-*-*-

Pahalılık ve zamlarda muhteşem bir istikrar seviyesi yakalandı!
İnkar edemeyiz!

-*-*-

İlaç sıkıntısında istikrar!
Eğitim altyapısını, deprem sağlamlaştırmasını bir türlü başaramamak konusunda da istikrar!

-*-*-

Yalan vaat konusunda “mutlak istikrar!”…

-*-*-

Ve bir diğer istikrar, çam kese böceği ile mücadele konusunda yıllardır ilaçlama yapılamaması!

-*-*-

Ve en istikrarlı en başarılı konuyu yazıp bitirelim: Kıbrıs sorununun çözülmemesi için sürdürülen saçma – sapan, ilkesiz, temelsiz siyasette istikrar!

-*-*-

Helal!
Bayrak?
Gönderdedir!
20 Temmuz hamaseti?
Hazırlanmaktadır!
Ezan?
Susmayacak!
Tamamdır, devam!
İstikrar vardır!


Utanmak!

Filistin – İsrail meselesi ya da İsrail’in Filistin’e uyguladığı soykırımla ilgili muhteşem bir yoruma rastladım…
Paylaşmak (özetini) istiyorum…

-*-*-

Filistin’i bir küçük akvaryum olarak düşünün…
İsrail, 7 Ekim öncesinde de bu akvaryumu istediği gibi dolduruyor, istediği gibi boşaltıyordu…

-*-*-

7 Ekim’den önce Filistinli 5 bin tutuklu İsrail hapishanelerindeydi…
Şu anda bu rakamın 12 bini aştığı söyleniyor…

-*-*-

İsrail ne yapıyordu?
Akvaryumun en üst kısmını, dış taraftan arada bir temizliyordu…

-*-*-

Bir gün, o akvaryumun içindeki balıklardan biri sıçradı, sudan çıktı ve İsrail’in parmacığını ısırdı!
Bir anda İsrail’in feryadı tüm Dünya’ya yayıldı!
“Balık serçe parmağımı ısırdı, balık serçe parmağımı ısırdı!”

-*-*-

Derken, İsrail akvaryuma ellerini soktu, önüne çıkan balığı öldürdü, yuvalarını dağıttı…

-*-*-

Ve Dünya sadece o serçe parmağından akan pembe kanı konuşuyor!

-*-*-

Bizim kahramanlar mı?
Bizim kahramanlar, bir yandan Filistinli çocuklardan yanaymış gibi görünüyor; öte yandan hiç utanmadan, İsrail’in en büyük destekçisi Azerbaycan ile kardeşlik taslıyor!
Utanıyorum!

-*-*-

Türkiye’nin Anadolu Ajansı da bir haber hazırlamış; İsrail’e silah satan, destek olan tüm ülkeleri sıralamış!
Azerbaycan listede yok!
Oysa Azerbaycan, İsrail’in akaryakıt ihtiyacının neredeyse yarısını sağlamaktadır!


İki ayrı devlet fikrini unutun!

Kıbrıs sorununda hareketli değil, “çok hareketli” günler yaşanıyor…
Maria Angela Holguin Cuellar, içeriği merakla beklenen ve bu satırları yazdığım Kıbrıs saati ile dün öğle saatlerine kadar içeriği açıklanmayan raporunu BM Genel Sekreteri’ne sundu…

-*-*-

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, NATO zirvesinin oturum aralarında Washington'da bir araya geldi…

-*-*-

Medyaya yansıyan haberlere göre Yunanistan Başbakanı, Kıbrıs meselesine değinerek, “1974 trajedisi”nden 50 yıl sonra bile AB üyesi olan Kıbrıs'ın bölünmüş durumda olduğunu belirtti ve sorunu çözmek için müzakerelerin yeniden başlatılması gerektiğini yineledi.

-*-*-

Türkiye tarafından yapılan açıklamada, iki liderin toplantısında, Türk-Yunan ikili ilişkilerinin yanı sıra bölgesel ve küresel konuların ele alındığı belirtildi. 

-*-*-

Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye'nin iyi komşuluk ilkesine dayanarak Yunanistan ile bir dayanışma ruhu geliştirme çabalarını sürdürdüğünü ve bu çabaların daha da güçlendirileceğini belirttiği yazıldı… 

-*-*-

Bu arada Holguin’in hem Türk hem de Yunan dışişleri bakanları ile ayrı ayrı görüşme talep ettiği açıklandı… 

-*-*-

Bu hareketlilik, “gelin haydi bu defteri kapatalım, iki eşit egemen devlet yan yana yaşasın” şeklindeki bir sonuçla alakalı olamaz!
Yani akıl ve mantık diyor ki; bu çok hareketlilik ve Erdoğan’ın, “NATO, AB yolumuzu açsın” şeklindeki çıkışı sonrası, “masaya oturmayı” zorunlu kılacak!

-*-*-

Yani Ersin Tatar, tüm tükürdüklerini yalayacak ve o masaya oturacak mı?
Oturmazsa, oradan indirilmesi için çok fazla emeğe gerek duyulmaz ki!
“İn” derler, “iner” garibim!

-*-*-

Tataristler neyle avunuyor bilmem farkında mısınız?
Eski Rum lider Anastasiadis’in, Crans Montana’da, “en iyi çözüm iki devletli çözümdür” dediği iddiasıyla!

-*-*-

Lütfen o kuru kafalarınıza iyice sokun; çözümsüzlük için çırpınan hırsız ve rüşvetçi takım da iyice aklına koysun; Anastasiadis, KKTC’den siyasi sığınma talep edip; “yaşasın KKTC” diye bağırsa; “Kıbrıs Adası üzerinde, eşit – egemen, ayrı ve bağımsız, Türk etnik temeline dayalı bir devleti ilk reddedecek devlet TC’dir!”…


Holguin, pes edecek gibi görünmüyor…