Tatlısu – Çetinkaya karşılaşması öncesi istatistikler ilginç bir verileri gösteriyordu. Bu maça kadar bu sezon oynadığı son 5 karşılaşmadan puan alamayan Tatlısu karşısında son 5 haftada kalesinde gol görmeden galibiyet serisi yakalayan Çetinkaya maçında şüphesiz favori konuk takımdı. Ne var ki bu istatistikler yakın zaman dilimini gösterirken, ilginç diğer bir veri de son üç sezonda gerek deplasmanda gerek kendi evinde Çetinkaya’nın rakibini mağlup edememesiydi. Günün sonunda maçta gülen taraf son 3 sezonun neticelerine karşılık şeytanın bacağını kıran Çetinkaya oldu. Bu sonuçla Çetinkaya aynı zamanda bu sezon oynadığı futbol ve aldığı istikrarlı sonuçlarla ilk devreyi lider kapattı.
Defansif anlamda Çetinkaya bu maça kadar oynadığı son 6 maçın hakkını veriyor. Tatlısu karşısında uzun boylu savunmacılarını iyi kullandılar. Zeminin kötü olması, Tatlısu’nun havadan gelen toplarına savunmanın göbeğindeki Serkan ve Abbas ile yerinde müdahale etmelerini sağladı. İleride bulunan uzunları ile de gerek serbest vuruşlardan, gerek yan toplardan gerekse köşe atışlarının birçoğunda etkili oldular.
İlk devrenin büyük bir bölümünde rakibi üzerinde baskı oluşturdu Çetinkaya. Tatlısu takımı da baskıya karşı direniş gösteren bir oyun sergiledi ve kontrataklarla gol bulmaya çalıştı. Onlar adına ilk devrede iki tane kırılma noktası var diyebiliriz. İkisi de Emin’in harcadığı pozisyonlar. Ara pasları ile Çetinkaya savunmasının arkasına iki kez girebilen Tatlısu, birinci pozisyonda Emin’in aldığı pas ile ceza alanı sağından içeri girerek çapraz pozisyondan kaleci Hasan Piro’ya nişanladığı pozisyon var. İkinci pozisyon ise Morris’in ara pası ile bu kez sağ taraftan ceza alanına girmesi, arka direkte boş bulunan Emin’e al da at dercesine bir pas çıkarması, Emin’in de kötü vuruşu ile dışarıya gönderdiği pozisyon. Bu iki pozisyon maçın ilk 25 dakikalık bölümlerinde oldu.
Tabi Çetinkaya’nın da baskısı ve elde ettiği pozisyonlar var. Kaleci Özgür’ün elinden kaçırıp son anda çizgiden aldığı Batshi’nin serbest vuruşta var. Bir de Abbas’ın üst direkten dönen kafası.
İkinci yarının 10’uncu dakikasında Çetinkaya hava toplarındaki hakimiyetini en sonunda avantaja çevirdi. Batshi’nin köşe atışında Cedric kafa ile topu ağlara gönderdi. Bu dakikadan sonra kör dövüşü olarak nitelendirebileceğimiz karşılaşmada çıkan kartlar daha ön plana geçti. Önce 80’de Tayfun hoca itirazları neticesinde saha dışarısına gönderildi. Ardından Morris’in oyunun durduğu bölümde topu Çetinkaya seyircilerinin bulunduğu tribüne atması ortamı gerdi. Sahaya atılan pet şişeler, hatta koltukla ortam bir o kadar daha agresifleşti. Sarı kartı gören Morris, bu pozisyonun iki dakika sonrası yaptığı bir faul nedeni ile ikinci sarıdan oyun dışında kaldı. Artık maçın bu skorla bitmesini beklerken Mehmet Sezener kendisinden beklenmeyecek, ciddi bir hata yaptı. 90’da Tunç’a sarı kart gösteren Sezener, kısa bir süre sonra Tunç’a ikinci sarı kartını gösterdi ancak kırmızı kartını cebinden çıkarmadı. Normalde oyunun devam etmesi için oyuncunun oyundan çıkmasını beklersiniz ancak o da ne! Tunç kendiliğinden oyun sahasından çıkmaya yeltenmişken, Sezener düdüğünü çalarak oyunu devam ettirdi. Tunç’un şaşkın bakışları adeta “Ne oluyor” dercesinden. Tunç’un saha kenarına gelmesi ile birlikte sahaya bir taraftar girdi. Hakemin üzerine yürürken Tatlısu futbolcuları bu seyirciyi saha kenarına aldı. Böylesi enteresan bir olayla maça son verdi Sezener, kendisinden beklenmeyen bir yönetimle tamamladı maçı.
Kolay kolay sahalarda görülen bir durum değil bu ancak günün sonunda Tatlısu mağlup olduğu bu maçın ardından yaşananlar sonrası “Kural hatası” talebiyle maça itiraz etmez mi? Eder tabi. Günün sonunda olası hata ve maçın tekrar oynanması istenirse Çetinkaya galip geldiği maçta buna karşı bir tutum içerisine girer mi? Girer tabi. Kısacası yapılan hata hayatidir. Bu maç da günlerce konuşulur, olan kime olur? Karar sizin…