“İsveç arkeoloji ekibine yardım eden Terkurafis’in öyküsü...”

Sevgül Uludağ

KIBRIS’TAN HATIRALAR...

“Tales of Cyprus” yani “Kıbrıs’ın Öyküleri” başlıklı internet sayfasını yaratmış olan Avustralya’dan çok değerli arkadaşımız Konstantinos Emmanuelle, ünlü İsveç Kıbrıs Seferi’nde yer almış olan Kıbrıslı Toulis (Hristodulos) Terkurafis’in öyküsünü kaleme aldı. İsveç kazı ekibi, 1927 ile 1931 yıllarında Kıbrıs’ta arkeolojik kazılarda bulunmuşlardı. Terkurafis ise onlara bu kazılarda yardım etmekteydi.  Bu ilginç öyküyü okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik... Konstantinos Emmanuelle arkadaşımız, özetle şöyle yazıyor:

***  Pek çok anlatılmamış öykü gibi, Toulis’le ilgili de pek bir şey yazılmamış olduğunu keşfettim ve neler bulabileceğime bakmaya giriştim... İki sene öncesine kadar hala onunla ilgili pek çok bilinmeyen şey vardı... Ancak bu gizemli adamla ilgili birkaç şey öğrenebilmiştim... Eğer Toulis hakkında birşeyler biliyorsanız, benimle temasa geçiniz ki hikayesindeki boşlukları doldurabilelim...

***  Toulis (Hristodulos) Terkurafis, 5 Mayıs 1897 tarihinde Girne’de dünyaya gelmişti... Konstantinos (Kostis) Terkurafis ile Eleni (Elengu) Konstantinidis’in altı çocuğunun en büyüğü idi – çocuklar Yannis, Rebekka, Savva, Maria ve Nikolas ile Toulis idi... Anlaşılan odur ki Maria ve Nikolas bilinmeyen nedenlerle genç yaşta vefat etmişlerdi, Rebekka ise akıl sağlığına ilişkin sorunlardan ötürü bir akıl hastanesine gönderilmişti...

***  Terkurafis isminin kökleri de bir gizem içeriyor... Ancak bunun Türkçe telaffuz ediliş şekliyle “Telgrafçı” manasına gelen bir sözcükten türemiş olabileceği, 19ncu yüzyılın sonlarında Toulis’in dedelerinden birinin bu işle meşgul olduğu belirtiliyor.

***  Kardeşi Yannis’le birlikte Toulis başarılı biçimde taksicilik yapıyordu – bunu 1918 ile 1927 yılları arasında yapmaktaydılar. Başlangıçta bir at ve bir arabayla Girne ve Lefkoşa arasında eşya ve yolcu taşımaktaydılar – sonra yeni icat edilen ve belki bir Ford olan bir arabayla bu işi yapmaya başlamışlardı... Toulis, büyük olasılıkla o bölgede ilk otomobil sürücülerinden birisiydi ve başarılı ve yetenekli bir şöför olarak ün yapmıştı...

***  1928 yılında Toulis, Einer Gjerstad tarafından İsveç Kıbrıs Seferi şöförü olarak işe alınacaktı, onu Lukas Pieridis’in tavsiyesi üstüne şöför olarak almışlardı... Onun İsveçliler’in nasıl ilgisini çektiğine ilişkin iki anlatı okudum. Gjerstad’ın kendisi, Toulis’in tesadüfen bulunduğunu söylüyor... “Kıbrıs’a geldikten birkaç gün sonra” diye yazıyor, “Pieridis ve ben Lefkoşa’da dolaşıyorduk arabayla... Ona zaten arkeoloji ekibinin bir şöföre ihtiyacı olduğundan söz etmiştim. Pieridis aniden arabayı durdurdu ve bir kahvehanenin önünde bir sandalyeye oturmuş kahve içmekte olan küçük bir şişman adamı işaret etti, “İşte bu adam” dedi, “başkalarının namussuz biçimde davranabileceği bir durumda, bana son derece dürüst biçimde davranmıştı...” Bu sözler de benim için yeterliydi ve anında onu işe almıştım...”

***  Bu anlatının bir başka versiyonunda ise İsveçliler, Toulis’le karşılaşmışlar, otomobillerinin yanında bekliyormuş o,  onlar henüz bir kazı alanından dönmüşlermiş... Aslında bir ağacın altında, restore etmiş olduğu antika bir çanakla onları beklemekteymiş... Bu çanak paramparçayken, onu kusursuz biçimde restore etmiş... Bu da İsveçlileri çok etkilemiş ve onu ekiplerinin parçası olarak işe almışlar...

***  İthal edilmiş olan Volvo otomobili sürmenin yanısıra (bu otomobile Jakob ismi takılacaktı), Toulis aynı zamanda başka işler de yapıyordu, bunlar arasında antikaların restorasyonu da vardı... “Çok sayıda terrakota parçadan bir heykel yapabiliyordu, küçük parçacıklardan antika bir vazoyu restore edebiliyordu” diye yazıyor Gjerstad.

***  Toulis için İsveçliler, uygarlığın doruğunu simgeliyordu ve onlara hayranık duyuyordu, neredeyse kardeşçe bir bağ hissediyordu... Zamanla Lefkoşa’da yeni oluşturulmuş İsveç Enstitüsü’nde arkeolojik buluntuların değerlendirilmesinde ustabaşı olarak çalışmaya başlayacak ve bulunan arkeolojik eserlerin korunması ve restore edilmesini burada öğrenecekti...

***  İsveç Prensi Gustaf Adolf adayı 1931 senesinde ziyaret ettiği zaman Toulis onun adadaki şöförlüğünü yapacak ve onu adanın çeşitli yerlerindeki arkeolojik kazı alanlarına götürecek, çoğu zaman da çevirmeni ve özel rehberi olarak görev yapacaktı. Buna karşılık Prens de Toulis’ten hoşlanacak ve daha sonra ona vize ve İsveç yurttaşlığı almasında yardım edecekti...

***  Kişisel hayatına gelince... Toulis’in bir dizi önemli ilişkileri olduğunu keşfettim... 1920’li yılların başlarında, kendisi 27 yaşında iken Kiriaku isimli bir Kıbrıslı kadınla evlenmişti, kadının soyadı bilinmiyor. 1925 yılında kızları Ellu yani Eleni dünyaya gelmişti. Toulis hayatının bu noktasında bir baba ve bir eş olarak evlilik hayatından uzaklaşmıştı... Çünkü arkeoloji ve İsveç Kıbrıs Seferi aklını başından almış ve zamanının çoğunu İsveçliler ve onların aileleriyle geçirmeye başlamıştı. O kadar ki Mayıs 1931’de Kıbrıs’taki İsveç arkeoloji seferi sona erdiği zaman Einar Gjerstad ve diğer İsveçliler’le birlikte Stokholm’e gitmeye ve eşi Kiriaku ile kızı Ellu’yu geride bırakmaya karar vermişti... Mağusa limanından 5 Mayıs tarihinde İsveç’e ait Orient Line gemisiyle ayrılmışlardı – geminin adı MS Gotland idi – kazılarda bulunan arkeolojik eserlerin yüzde 60’ını da birlikte götürüyorlardı ki bunlar 771 kasaya yüklenmişti. Toulis’le birlikte bir diğer Kıbrıslı çalışan daha vardı ki onun adı da Yorgos (George) Kakullis idi...

***  İsveç’e varmalarından kısa süre sonra Toulis soyadını Terkurafis’ten vazgeçip Suidos soyadını alacaktı... Stokholm’de ise kazının küratörü olarak istihdam edilecek ve özellikle Kıbrıs’tan getirilen eserlerle çalışacaktı...

***  Kocası İsveç’te çalışan Kiriaku ise hayatta kalmaya çalışacaktı. Larnaka’daki Dianellos sigara fabrikasında aşçı olarak çalışmaya gidecek ve böylece annesine ve altı yaşındaki kızına destek olmaya çalışacaktı. Anlaşılan o ki, Toulis’in erkek kardeşi Yannis Terkurafis, Kiriaku ve Ellu’ya onun yokluğunda bakmaya çalışıyordu... Toulis eşine para göndermemiş gibi duruyor ancak bundan kesin emin değilim, belki de göndermiştir.

***  1939 yılında Toulis Kıbrıs’a geri dönerek Kiriaku’dan boşanmaya çalışacaktı... O senenin Ağustos ayında yazdığı bir mektupta, boşanmasını tamamlayıp Stokholm’de İnes Johansson adlı kendisini bekleyen kadına dönmekten söz ediyor. Mektubunda Toulis, İsveçli meslektaşlarından 1939 yılı sonuna kadar aile işlerini düzene koymak üzere Kıbrıs’ta kalmasına izin vermeleri için ricada bulunuyor... “Ne tür zorluklarla karşılaştığımı düşünebiliyor musunuz?” diye yazıyor... “Kızıma gideceğimi her söylediğimde ağlamaya başlıyor, ona acıyorum, ben de ağlamaya başlıyorum. O benim çocuğum, bunu inkar edemem. Bu ciddi bir durum ve beni derinden kaygılandırıyor... Bayan Johansson’a selamlarımı söyle ve onu yakında göreceğimi de ekle...” Mektup Rumca olarak yazılmış ve T. Suidos diye imzalanmış... 1939’da kızı Ellu 14 yaşlarında olmalıydı...

***  Toulis’in şansına ne yazık ki Kıbrıs’tan ayrılarak İsveç’e dönmesine İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi engel olacaktı. O günlerde Florenzo Nikola Vey adlı bir kadınla tanıştırılacaktı. Aynı zamanda Funtzu du Vey diye tanınan Florenza, 1909 yılında Leonarisso köyünde (şimdiki adı Ziyamet – S.U.) dünyaya gelmişti. Babası Nikola Vey idi. Çok fakir bir aileden geliyordu... Kendinden küçük üç kardeşi daha vardı: Yanni, Andriani ve Maria... Bölgedeki pek çok çocuk gibi Florenza da tütün tarlalarında ve tütün ambarlarında çalışmaya zorlanmıştı çocuk yaşlarda... Okula yalnızca bir sene gidebilmişti, öğretmeni onu o kadar sık dövüyordu ki, okula geri dönmeyi reddedecekti.

***  1920’li yılların sonlarında Florenza, annesi ve babası tarafından Lefkoşa’da zengin bir avukat olan Hrissafinis ve ailesi için hizmetçi olarak çalışmak üzere şehere gönderilecekti... Yeğenine göre Florenza ve Toulis, 1939 yılında ortak bir tanıdıklarının onları tanışmasıyla bir araya gelmişlerdi. Toulis 42 yaşındaydı, Florenza’dan 12 yaş daha büyüktü. İkinci Dünya Savaşı esnasında ilişkileri gelişecek ve bu dönemde Lefkoşa’da birlikte yaşamaya başlamışlardı. 1946 yılında Florenza ikiz kızları Andrulla ve Marulla’yı dünyaya getirecekti...

***  Toulis dokuz sene Kıbrıs’ta kalacaktı... Hatta ünlü Alman arkeolog Arne Furumark’ın ekibinde kazılarda iş bile bulabilecekti bu dokuz senenin sonuna doğru... Toulis daha sonra 1948 senesinde İsveç’e geri dönmek üzere Kıbrıs’tan ayrılacaktı – Florenza, oğlu Nikos’a yedi aylık hamileydi... İkiz kızları Andrulla ve Marulla’ya göre anneleri bir gün eve gelmiş, dolabı açık bulmuştu – babalarının giysileri ve ona ait eşyalar yoktu... Herhangi bir uyarıda bulunmaksızın çekip gitmişti... Annelerinin Toulis’i çok sevdiğini fakat babalarının İsveç’e neden geri döndüğünü ya da Kıbrıs’taki ailesinden neden uzak durduğunu bilmediklerini anlatıyorlardı. Florenza 25 Mart 2011’de 102 yaşında vefat edecekti...

***  Toulis’in üçüncü önemli ilişkisi ise daha önce sözünü ettiğimiz İsveçli kadın İnez Johansson’laydı. Ancak İnez’in Toulis’le hayatına dair herhangi bir bilgiye rastlamadım. İsveç’in Örebro kentinde 1906’da dünyaya geldiğini keşfettim – Toulis’le 1930’lu yıllarda o ilk kez Stokholm’e gittiğinde tanıştıklarını varsayıyorum... 1949 senesinde veya 1950’li yılların başlarında evlenmişlerdir diye düşünüyorum... Kadının evlilik adı İnes Linnea Vilhelmina Suidos diye kaydedilmiş.

***  1954 senesinde Medelhavsmuseet yani Akdeniz Müzesi oluşturulduğunda, Toulis de küratör olarak atanmıştı buraya. 1962 yılında 65 yaşında emekli oluncaya kadar İsveç Kıbrıs Seferi’nde bulunan arkeolojik eserlerin restoresinde çalışacaktı. Kıbrıs’ta bulunan 18 bin eserin çoğu onun ellerinden geçecekti... Bu da binlerce seramik parça ve zarar görmüş taş heykelin çok nazik biçimde ve dikkatlice restorasyonunu içermekteydi... Bilimsel araştırmalar için çok yüksek değerde kültürel materyali içeren bir zenginliği kurtaran kişi olarak anılıyor...

***  Müzede Toulis konservatör olarak çalıştı ve genç öğrencilere çanak çömlek yapmayı ve çanak çömleklerin tamirini öğretmek için önemli zaman harcadı. Öğrencilerinden birisi de Brigitta Lindros Wohl idi – o da İsveç Kıbrıs Seferi fotoğrafçısı John Lindros’un kızı oluyordu.

***  Toulis, ikiz kızlarını ya da Florenza’yı bir daha görmedi. Ancak oğlu Nikos ilk kez babasıyla tanışmak üzere 1971’de Stokholm’e gittiğinde onunla tanıştı. Babasının kendisini görünce çok duygusallaştığını, oğlunun yanında olamadığı için de çok üzüldüğünü söyledi Nikos. Annesi ve kızkardeşleri için hediye alsın diye ona biraz ara verdi. Kızları Andrulla ve Marulla’ya göre Toulis onlara sık sık İsveç’ten mektup yazıyordu ve annelerine para da göndermişti – ayda on lira kadar bir paraydı bu – ta ki Akdeniz Müzesi’nden 1962’de emekli oluncaya kadar böyle yapmıştı. Toulis Suidos, Stokholm’de 3 Mayıs 1974’te vefat etti – 77’nci yaşgününe iki gün vardı... Stokholm’de Sundbyberg’te defnedildi.

***  Toulis ve İnez’in çocukları yoktu. Onunla ilgili verilen İsveç’teki bir gazeteye verilen Mayıs 1974 tarihli bir ölüm ilanında eşi İnez ve Kıbrıs ile Londra’daki akrabalarından, kızı Ellu ve kızının eşi George’tan söz edilerek onların üzüntüsü paylaşılıyor. 1995 yılında İnez vefat etti ve Kıbrıslı eşinin yanına defnedildi.

***  Einer Gjerstad, hatıralarında Toulis’i “nazik, çocuk gibi bir karaktere sahip, dünyanın kötülüklerinin kirletmediği, spontane bir neşesi olan, sıcak bir kalbi ve mizah duygusu olan bir insan” olarak tarif ediyor. Gjerstad, Toulis olmamış olsaydı İsveç Kıbrıs Seferi’nin bunca çok başarı kaydedememiş olacağını, özellikle de onca saat boyunca çıkarılan eserlerin restorasyonunu yapmasıyla kayda değer pek çok başarıya imza attığını belirtiyor.

***  Umarım ki Hristodulos Toulis Terkurafis’in hayatına ilişkin bu kısa yazıyı okumaktan mutlu olmuşsunuzdur. İnanın ki bu bilgileri toplamam çok uzun zamanımı aldı... Bazı Kıbrıslı akrabalarını ve ailesinden insanları bulabildiğim için müteşekkirim çünkü onların katkısı olmasaydı, bu makale çok daha kısa olurdu... Aynı zamanda İsveç Kıbrıs Seferi’nin orijinal üyelerinin de Kıbrıslı arkadaşları ve meslektaşlarına ilişkin düşüncelerini yazmış olmalarından ötürü onlara da müteşekkirim. Bende öyle bir izlenim var ki sanki Toulis de onları kucaklamış, yeni İsveçli ailesi olarak... İsveç’le birlikte anılmaktan gurur duyduğu izlenimi var bende ve sanki de kendisini Kıbrıslı’dan çok İsveçli olarak anmayı seviyor gibi geliyor bana... Sanırım her üç dili yani Rumca, İngilizce ve İsveççe’yi çok iyi konuşabildiğini ve hatta Türkçe de konuşabildiğini düşünüyorum... 

***  Trulla (Dimitrulla) Hrisantu, İsaak Katekku ve Marina Terkurafi’ye Toulis Duidos’un yani Hristodulos Toulis Terkurafis’in hayat öyküsünü birleştirmemde bana zaman ayırdıkları ve harika biçimde beni destekledikleri için teşekkür ediyorum. Göteborg, İsveç’teki Dünya Kültürü Milli Müzeleri’nden Jenny Ringarp’da da çok teşekkürler...

 

***  Diğer kaynaklarım ise şöyledir: Gjerstad, E. (1980) Ages and Days in Cyprus. Published by Prof. Paul Astroms Forlag

Astroms Forlag, P. (2008) The Swedish Cyprus Expedition – 80 Years. Savadalen, Sweden.

Serveris, R. (2008) The Swedes in Cyprus. Nicosia.

Storica National Geographic N 131 Gennaio. 2020

(TALES OF CYPRUS’ta Konstantinos Emmanuelle’in yazısını derleyip özetle Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).