Öfkesi büyük toplumun...
Bunu hissediyorsunuz.
Hem Türkiye'den adaya uzanan ve itaat bekleyen zihniyete öfke var, hem de buna karşı sessizleşen siyasete, dilsizleşen yürütmeye…
***
Avukatların eyleminde bu öfkeyi hissettik.
Bağımsızlık ve özgürlük yürüyüşüne dönüştü eylem…
Haysiyetle…
Kararlılıkla…
Yurtseverlikle…
Dimdik durdu yargımız…
İtaat ve minnet isteyenlere karşı yürekli bir duruşa tanıklık ettik.
Venedik taşından göğe yankılanan ses “sizden korkmuyoruz" diyordu gururla…
***
Ülkeyi yönetenler de umarım bu güçlü duruştan derslerini alırlar.
Yargı bağımsızlığına, özgürlüklere, demokrasiye, irademize ve aslında varlığımıza cesaretle sahip
çıkarlar.
Dünya yoruldu onların eğilip bükülmesinden, kendileri yorulmadı (!)
Hukuk yoksunu kabadayıların gün gele bu sahneden çekileceklerini unutmasınlar!
Bizler bu adada olacağız yine…
Yine, birlikte…
***
“Kalpazan” bir düzen kurmuşlar, “devlet” sayıklıyorlar her gün…
Ne insana saygıları var, ne yargıya…
Kıbrıs'a ait ne kadar değer varsa silmeye yemin etmişler adeta…
Varlığımızı, kültürümüzü, kimliğimizi unutalım istiyorlar.
En iyi yanıtı aldılar, siyah cübbelerin yansıttığı, rengârenk ışıkla…
***
Öfke büyük ve bunu hissediyorsunuz.
Kıbrıs’ı ana yurdu bilenlerin neredeyse tamamı reddediyor bu muameleyi…
Kendini buralarda “güvensiz” hissedenler kalıyor geriye… Çoğunluğu göçmen bu insanların… Türkiye’den gelen telkinlere çok daha açık onlar, çok daha tedirgin, kaygılı… İşte bu toplum kesimlerini de bütünleyecek, örgütleyecek, Kıbrıs’a aidiyetlerini güçlendirecek ciddi bir motivasyona ihtiyaç var.
***
“Utanç” denen duyguyu yitirmiş bir yönetimle baş başayız...
“İktidar” diyemeyeceğim asla!
Çünkü o başka bir yerde, uzaktan yan gözle bakıyor ve korku salıyor içimize…
İtaat istiyor. “Daha çok beklersin” diyor, bu ülkenin onurlu insanları…
Barış, umut, gelecek için gözlerimizdeki gülümseme oluyor her biri…
İyi ki...