Kimi kandırıyorsunuz?
Aptal bir “kalabalık” var sanıyorsunuz!
O kadar da değil.
Böylesi şahsiyetsiz bir siyaset mi olur?
İtaat, boyun eğme ve utanç…
Teslimiyet!
Bir de büyük yalan!
Hükümeti kurma görevi verilecek ya…
Güya!
Tatar diyor ki, “UBP yetkili organları bu ismi kendi belirleyecek.”
Belirledi.
Başkan seçti hem de ezici bir oyla…
Ne oldu?
“Yani benim hükümeti kurma görevini vereceğim isim, partinin yetkili kurullarından çıkacak isim olmalı” diyor Tatar.
Yalan!
Entrika!
Ayak oyunu!
Partinin yetkili kurullarının seçtiği ismin hükümet kurmasına izin verilmedi.
Bakan bile atayamadı.
“Yoksa konu tartışmalara neden olabilir” diyor Tatar!
Daha ne tartışılacak?
Rezillik akıyor paçalarınızdan!
İradesizlik hepimizi nefessiz bırakan bir sarmala dönüşüyor.
“UBP’nin bu ismi bir an önce belirlemesinde fayda var” diyor.
Bu ismi UBP değil Ankara belirleyecek.
Büyükelçi belirleyecek.
Beytepe belirleyecek.
Bey belirleyecek.
Sonra!
Uşaklar ve yalakalar onaylayacak.
Dalkavuklar alkışlayacak.
“Demokrasi” bir oyuna dönüşecek iyice, kurulan kukla sahnesinin önünde, gölgeler ve suretler birbirine karışacak.
“Egemenlik” diye dünyaya masal anlatılacak.
Bir yalan bu kadar pervasız ve riyakarlıkla nasıl yinelenir, defalarca…
Suçların en ağırını işliyorsunuz.
Kendinize, topluma ve dünyaya yalan söylüyorsunuz.
Bıkmadan…
Usanmadan…
Utanmadan…