Bir süre "KKTC Başbakanı" olarak anılacak "ebistat", zoraki kabineyi okudu.
Döve döve yazıldı adeta siyaset tarihi!
Reisin dediği oldu.
Ne kadar "atanmış" Bakan varsa, yerinde kaldı!
"Tayin, terfi" gibi hükümet kuruldu.
“Mavi Boncuk” üzerinden gerisi paylaşıldı.
"Kabine" dediler "Kabile" beteri yapıya!
Enkaz yığıldı, kokuşmuşluk büyüdü, çürümüşlük yayıldı.
İliklerine kadar yalakalık işleyenlerin iştahı kabardı.
Şaibeli bir dönem daha tarihimize kazındı böylece!
"UBP"lilerin bile yüzde 8'inin onay verdiği birisi "baş" oldu.
Unutulmadı o karanlık skandal!
Görüldü ki "garantör"ün tek arzusu ne bilgidir, ne kapasite; ne temiz siyasettir, ne de irade!
"Kendi ayakları üzerine" durmak da yalandır, "egemenlik" de!
İTAATTİR istenilen sadece!
"Alkışlarla" süreci onaylayan UBP PM gibi "eylem planı" gevelemeleri ile önceki hükümeti deviren DP, YDP de şaibeye ortaklık etti.
Şahsiyetsiz bir sürecin finali yaşandı böylece!
Bitmedi daha...
Bitmeyecek elbette...
* [ebistat: (Mec) Yetkisiz kişinin çevresine buyruk vermesi / Kıbrıs ağzı. / Hakeri’nin Kıbrıs Sözlüğü ]
“Yarabbi şükür” halleri
“Faiz’i ya da UBP’yi savunmak size mi kaldı” dedi birisi, öfkeliydi…
“Demokrasiyi savunuyoruz” dedim.
“Darbeyi yiyenlerin keyfi yerinde, sana ne oldu” diye sürdürdü sözlerini…
“Ulusal Birlik Partisi’ne değil, Kıbrıslı Türklerin kendi söz hakkına, özgürlüğüne, iradesine darbe var” dedim.
İkna olmadı.
***
Bu nasıl bir şahsiyetsiz duruştur.
Sandık kuruyor, seçim yapıyor, partisine başkan seçiyor, binlerce insan…
Deviriyorlar!
Yüzde 8 oy alan adamı Başbakan yapıyorlar, yüzde 60 yerine!
“Hükümet olalım da yeter.”
Bu mu?
Olamıyorsun!
Söz hakkın yok!
İradeni değil sadece haysiyetini de yitiriyorsun…
Alkışlarla onaylanıyor sonuç…
“Yarabbi şükür” hali tam da…
Islandık ey halkım…
Islandık!
Yazık…
Denetim, standart, vizyon farkı
Yeşil Hat Ticareti, Avrupa Birliği kontrolünde yapılıyor.
“KKTC” düzeni geçerli değil…
O nedenle denize lağım akıtılan Mağusa’dan adanın güneyine balık satışı yasaklandı.
Kuzeye serbest!
Denetim, standart, vizyon farkını gördük.
***
Güneye ticaret yapıyoruz ya, balık…
Tam 170 tekne var, balığını güneye satıyor, öylece yaşıyor.
Ekonomiye önemli bir kaynak aktarılıyor.
Ne de olsa 1 Euro, 16 TL!
***
Gazimağusa Belediyesi’ni batıran zihniyet yine başarısını gösterdi.
Tek bir özellik isteniyor çünkü: İtaat!
Kapalı Maraş’ta yıkıntının ve ölümün üzerine gösteriş yapıtları dikenler, birkaç kilometre ötede denize lağım akıtıyorlar.
***
Avrupalı uzmanlar denetledi, uyardı.
Olmadı!
Balıkçılar dikkat çekti.
Olmadı!
Öyle “hatır, gönül, partili, yandaş” işi yok Avrupalıda…
“Elçi aradı”, “Komutan emretti” işe yaramıyor.
Pis denizden çıkan balığa ticaret izni vermediler.
***
Mağusalı balıkçılar isyanda şimdi…
Güneye ticaret durdu...
Peki, adanın kuzeyi?
Bu sorunun yanıtı henüz yok…