Depremin yerle bir ettiği Van haberini daha almadan, sabah mutlu açmıştık gözlerimizi oysa. Tatil günü olmasından dolayı gece geç vakte kadar ayakta kalındığından, sabah kahvaltıyı geç yapmakta bir sakınca yoktu. Ne güzel, TV’de canlı MOTO GP vardı hem de. Bu tip yarışlardan benim her zaman ilgimi çeken Ralli yarışları olmuştur, sonrasında Moto GP ve Formula 1 gelir. Valention Rossi’nin “GP” sınıfına yeni adım atmaya başlamasından itibaren çok sık olmasa da takip etmeye çalışırım. Pazar günü de futbol maçlarını beklerken magazin programı izlemenin yanında Moto GP’nin çok daha üst düzey bir zevk vereceği açıktı. Fakat keşke bu yarışı değil de Serdar Ortaç’ın ne yaptığını veya Demet Akalın’ın kiminle yakalandığını izleseydim, en azından hafızamda o kadar yer tutmaz, 1-2 güne kalmaz unuturdum.
Henüz 24 yaşında gencecik bir yarışçı olan Simoncelli, Moto GP camiasında umut veren bir isimdi, ona Rossi’nin yerini alacak kişi olarak bakıyorlardı. Ama o talihsiz kaza bir anda genç sürücüyü bu yaşamdan aldı götürdü. Görüntüler çok kötüydü, o kadar ekipman ve korumaya rağmen kask kafasından fırlamış, yerde baygın yatıyordu. Sanırım bu görüntü çok uzun bir süre aklımdan gitmeyecek.
İtalyanların üstünde kara bulutlar dolaşmaya devam ederken, bir haber de Milano’dan geldi. Milan’ın tecrübeli ve hırçın oyuncusu Gattuso’nun, antrenmanda aldığı darbe sonucu retinasının yırtıldığı ve oyuncunun görme kabiliyetini kaybetmek ile karşı karşıya olduğu belirtildi. Böyle talihsizlikler birçok sporcunun başına geliyordur ama böyle üst düzey bir oyuncu söz konusu olunca daha çok haber olması normal.
İtalyanların kâbusu bununla bitmedi, yine Milano’dan, yine bir Milan oyuncusundan geldi haber. Beyninde oluşan bir damar tıkanması sonucu kısmi felç geçirdiği ve konuşma yetisini kaybettiğine dair haberler basına yansıyan ünlü oyuncu Cassano’nun durumu halen belirsiz, kesin haberler gelmedi hâlâ daha.
Sezon içerisinde lig dışında ülke kupaları, Şampiyonlar ligi, Avrupa kupası benzeri gibi birçok üst düzey maçı sık sık yapmak zorunda kalan futbolcularda git gide ağır sakatlıklar baş göstermeye başladı. Gattuso ve Cassano’nun yaşadıklarına ilaven halen daha eski formlarına kavuşamayan Kaka ve Gerrard’ı da örnek gösterebiliriz. Endüstriyel istekler oyuncuları makine gibi görmeye devam ede dursun, birçok yetenekli dünya yıldızını en fazla 3-5 sezon görebileceğiz bu gidişle sahalarda.
Tüm bunların aksine hafta sonu mükemmel bir maç izletti bize yine Londra ekipleri. Chelsea ile Arsenal’ı karşı karşıya getiren maçta gülen Van Persie, yani Arsenal oldu. 3-5’lik skor ile sona eren karşılaşma sonunda bizim derbilerde niye böyle rahat bir futbol ortaya konulamıyor diye sordum kendi kendime, cevabı aslında çok basitti; basın…
Son olarak 31 Ekim’de kutladığım 25. yaş günümde ilgimi çeken bir istatistiğe ulaştım. Benim ile aynı gün fakat farklı yıllarda doğan oyuncular listesi, aklımda kalanlar şöyle; Fritz Walter, Muzzy Izzet, Marco Van Basten, Dunga, Simao, Guti, Ricardo Fuller ve Dennis Irwin. Neden benim futbolcu olmadığım büyük bir soru işareti. Benden bir gün önce, 30 Ekim tarihinde hayata gözlerini açan gazetemizin spor şefi, kardeşim Burhan Gürkan ise Maradona ile aynı doğum gününü paylaşıyor, hiç olmazsa onda biraz futbolculuk geçmişi var, benimki tam bir utanç kaynağı.