Bir tarafta Adalet ve Barış duyguları içerisinde dünya ile bütünleşme hayalleri, diğer tarafta ise, adeta içi boş bir kavram olan ve sürekli pişirilip önümüze konan, sözde; "Ekonomik istikrar ve gelişme" kavramları...
BİZE DÜŞEN NEDİR?
Kısacası CTP’yi liberalist/kapitalist bir "ibadethaneye" dönüştürme girişimleri...
Oldu-bitti türü bürokrasiler...
Alınyazısıymış gibi, birileri tarafından yönetilip, manipüle edilmek!
İthal malı ıslahatla yola devamın müjdecileri !
Peki bu düzende bize düşen nedir o halde?
Bize düşen, vasıtaları gayeye uydurmak, ya da gayeyi vasıtalara...
Ahbap-Çavuş çemberi içinde kalanlara dağıtımını sağlamak ! MI ?!
UBP’nin bunu yapmaya ihtiyacı olabilir ...
Peki ya CTP istikbal’e böyle mi hükmedecek?
UBP'nin geçmişte yaptığı gibi itaat ederek mi?
İtaat ederek var olmayı hedeflemiş bir parti miyiz biz?
Bizim, paradan başka mukaddes tanımayan bu adamlara söyleyecek sözümüz yok mu ?
PASTAYLA YETİNMEYENLERE PASTANE DE VERİLECEK Mİ?
Buna uyum sağlamak, Kendi doğamızdan çıkıp, kendimizin dışındaki düşünce, eylem veya ahlakla kendimizi özdeşleştirmemizdir...
Toplumu kuşatan zorbalık döngülerine karşı, kendi haklı ütopyamıza ihanettir...
Ekonomik bağımsızlık olmamasından ötürü siyasi bağımsız kararlar vermesi de engellenen,
Demokratikleşme adımlarında önüne engeller çıkarılan bu toplumun teslim olmaktan başka çaresi yok mu?!
Artık pastayla yetinmeyenler halktan pastaneyi de isterken,
CTP gerçek kimliğinin öne çıkmasından neden imtina ediyor?
Bu kendine "devrimciyim" diyen hiçbir kimseye yakışmaz...