Devletin itibarını artıracağı için külliye inşa etmeye çalışanlar acaba bu devletin kurumlarının tel tel döküldüğünün farkında değiller mi?
Devletin okulları, hastaneleri, yolları, binaları, o binaların içinde halka verilen hizmetin kalitesi, özetle her yeri dökülüyor.
Bu durumda olan bir devletin önce külliye diye tutturmasını ve bunun için “kendinizi paralasanız da bu külliye yapılacak” yaklaşımını anlamamız mümkün değil.
Sokak lambalarının tükettiği elektriğin parasını insanlardan çatır çatır alacaksınız ama o lambaların bakımını yapmadığınız için yollar, sokaklar kapkaranlık olacak. Buna rağmen siz her ay sokak aydınlatma ücreti olarak her aboneden bugünün fiyatlarıyla ayda 35.52 TL tahsil edeceksiniz.
İnsan biraz utanır. En azından yanmayan ampulleri değiştirecek bir ekip kurar. Kuramazsa özelden destek alır ve sokakların aydınlık olmasını sağlar.
Bunu bile beceremeyen bir devletin, külliye inşa etti diye itibarı artmaz. Aksine bu ülkeyi ziyaret eden turistler halimize bakarak “madem ampülleri değiştirmeyeceklerdi, neden bu kadar masraf yaparak bu direkleri diktiler” diye düşünür.
Hastanelerimizde ilaç yok, doktor yok, binalar dökülür, cihazlar her gün arızalanır, tamirleri günler aylar sürer, yurttaş hastanelerimizden yeterince yararlanamadığı için kendine başka olanaklar arar.
Hastaları için gerekli ilacı alamayan devletin, külliye binası inşa etti diye itibarı artar mı?
Yeni okul binası yapamadığımız gibi mevcut okul binalarını bile tamir edemiyoruz. Tamir ve bakımı geçtim, okullarımızda temizlik ve hijyeni bile beceremiyoruz.
Ülkede hala Covid-19 pandemisi devam ediyor. Sağlık bakanlığı artık günlük değil, ama haftalık covid rakamlarını açıklamaya devam ediyor. Okulların açıldığı bugünlerde bulaş daha da artacak. Biraz daha kapılar, pencereler kapansın, klimalar çalışmaya başlasın vakalar daha da artacak. İşte böyle bir dönemde devlet kendi okullarında hijyen kurallarını uygulamaktan aciz durumdadır.
Bırakın eğitim kalitesini, bırakın çocuklarımızın haftalık eğitim aldığı sürenin kısalığını, bırakın binaları döküldüğünü, bırakın öğretmenin günde kaç saat ders verdiğini, evet her şeyi bir tarafa bırakın pandemi döneminde okul binalarında hijyen koşullarını sağlayamayan bir devletimiz var.
Peki bu devlet külliye inşa etti diye itibar kazanır mı?
KKTC’nin neredeyse bütün yolları çöktü. Ana yollar bile çukur çukur oldu. Bırakın yeni yol ihtiyaçlarının karşılanmasını bu devlet mevcut yolların bakım ve onarımını yapamıyor. Hatta ana yolların temizliğini bile gününde yapamadı. Yaz bittikten sonra bazı ana yolların temizlik işine daha yeni başlandı.
Devlet kendi yollarını temizlemekten, yamalamaktan, bakım ve onarımını yapmaktan acizdir.
Böyle bir devlet külliye inşa etti diye itibarı artar mı?
Bugünlerde işiniz devlet dairelerine düşmesin. Devlet dairelerinde iş takibi insanları çıldırtma noktasına geldi. Herkes Mersin’e giderken, biz tersine gidiyoruz.
Dünya çoktan “e devlet” modeline geçti. İnsanlar oturdukları yerden devletin herhangi bir kurumundaki işini yapabiliyor. E imza ile Arazi satın alabiliyor, devredebiliyor ve koçan alabiliyor.
Biz ise Lefkoşa tapuda başka, Girne’de başka, Mağusa’da başka uygulamalarla ve “bugün git, yarın gel” anlayışıyla insanları çıldırtmaya devam ediyoruz.
Bütün bunlar ortada dururken bu devletin itibarı artar mı?
Katı atık olarak bilinen çöpümüzü kaldırmayı bile beceremiyoruz. Dikmen çöplüğünü birkaç yıl önce kapattık. AB projesi olarak Güngör’e modern çöp tesisi kurduk. Ama işletmeyi beceremediğimiz için onu da Dikmen çöplüğüne benzettik. Çöplük kaç gündür yanıyor ve çevreye zehir saçıyor. Bütün bölge insanları da zehir soluyor.
Sıvı atıklarımızı arıtmayı hiç başaramadık. Arıtma tesisi yapılan yerlerde yıllardır kapasite üstü çalıştırıyoruz. Olmayan yerlerde dorudan denize gönderiyoruz. Sonra da o denizlerde yıkanmaya gidiyoruz.
Son yıllarda yoğun yapılaşmanın olduğu Girne ve İskele bölgesinde temiz plaj bırakmadık. Af edersiniz ama kendi b…muzda boğuluyoruz.
Bu devle 27 yıl önce kendi elektrik santralını devreye alarak elektrik enerjisi üretmeye başladı. İlerleyen yıllarda ihtiyaç arttıkça ilave elektrik santralları alındı. Ama hala bu santralların bacalarına filtre takılmadı. Bu devlet tam 27 yıldır kendi insanını zehirliyor.
Böyle bir devlet yöneticilerinin şatafatı için külliye inşa etti diye itibarı artar mı?