Onur Erdoğan
onurerdogann@gmail.com
Bir ada düşünün ki ada kutsal kabul edilsin. Uzun yıllar Ada’ya din görevlisi dışında kimse çıkamasın ve insan ayakları bu kutsal adayı kirletmesin diye ibadet denizin üzerinde kayıklarda yapılsın.
Böyle bir ada Japonya’da var. Japonya’nın güneyinde, Hiroşima’ya yaklaşık bir saatlik uzaklıkta Seto iç denizinde bulunan Miyajima Ada’sı yüzlerce yıl önce kutsal olarak kabul edilmiş. Miyajima, adanın dünya çapındaki turistik ismi. Resmi olarak adı Itsukushima Adası. Tamamen Şinto ve Budist rahiplerin yaşadığı Miyajima adası çok eski tarihlerde kutsal kabul edildiği zamanlarda Japonya’nın en kutsal yeri olarak özel bir ilgi görmüş. Adaya Şinto ve Budist rahipleri dışında birinin ayak basmasını yasaklamışlar.
500’lü yıllarda adanın kıyısına, Itsukushima Shrine inşa edilmiş ve önüne, denizin ortasına büyük bir Torii konulmuş. Shrine, Şinto Dinine inananların ibadethanesidir. Torii de Shrine’ların önüne inşaa edilen bir çeşit giriş kapısıdır. Torii tam denizin ortasına inşa edilir. Bundaki amaç ibadet etmek için gelenler, adaya ayak basıp adayı kirletmeden denizin açığındaki Torii’de ibadetlerini yapabilmeleri.
ARTIK AYAK BASIYORLAR!
Günümüzde adanın kutsallığı devam ediyor ama insan ayaklarının adayı kirlettiğine inanılmıyor. Öyle ki 2bin nüfuslu bu küçük adaya yılda 4 milyon turist ziyaret ediyor. Japonya’da yapılan araştırmaya göre Japonya’da en çok fotoğrafı çekilen üç yerden birisi bu Itsukushima Shrine’nın denizin ortasındaki Torii’si.
Miyajima adasında çok fazla sayıda Şinto shrine’ı ve Budist tapınağı bulunuyor. Shrine’ların en önemlisi ve en büyüğü Itsukushima shrine. İlk yapıldığında küçük yapılmış ve zamanla büyütülmüş. Çok defa yangından kül olmuş tekrar yapılmış. Japonlar her seferinde Itsukushima Shrine’nı tekrar tekrar yaparken diğer taraftan da Toyokuni Shrine’nı, Beşli Pagoda’yı, Omoto Shrine’nı, Tahoto Pagodası’nı, Daishoin Tapınağını, Kiyomori Shrine’nı, Daiganji Tapınağını, Miyama Shrine, Okunoin Tapınağını ve daha birçok Budist tapınağı ve Şinto Shrine’ı yapmış. Böylelikle kutsal adayı daha da kutsamışlar.
MİSEN DAĞI VE MANZARA
Ada, kutsallığının yanında büyüleyici bir doğaya sahip. Adanın en yüksek yeri 535m. yükseklikteki Misen Dağı. Misen Dağı’na teleferikle çıkılabileceği gibi yürüyerek de çıkılabiliyor. Birkaç çeşit yürüyüş rotası var. Misen Dağı’na yürüyerek çıkmak biraz yorucu olsa da yürüyüş esnasında seyredilen manzara yorgunluğu unutturuyor. Uzun bir yürüyüş ya da kısa bir teleferik yolculuğundan sonra Misen Dağı’nın zirvesinde büyük bir seyir terası ziyaretçileri bekliyor. Manzara tam anlamıyla büyüleyici. İrili ufaklı onlarca Japon adaları gözlerinizin önüne serilirken, uzaklardan tüm güzelliği ile Hiroşima, manzarayı tamamlıyor.
Adada dini mekânların yanında çok sayıda gezilecek yerler de var. Bunların başında parklar geliyor. Tipik Japon bahçe süsleme sanatı ile yapılan parklar oldukça ilginç. Az sayıda bulunan müzeler de çok zengin olmamasına rağmen ada tarihi ve Japon halkının gelenekleriyle ilgili her şeyi bulunuyor. Bütün bunların yanında adada bir de akvaryum bulunuyor.
ADA LEZZETLERİ
Adanın her yerini hızlı bir tempoyla bir günde, yavaş tempoyla iki günde yürüyerek gezmek mümkün. Bu gezi esnasında mola vermek için en uygun yer adanın sahiline yakın merkezindeki çarşı. Merkez çarşı, hediyelik eşya dükkânlarının, yöresel kıyafet ve Hello Kity oyuncağı satan dükkânların ağırlıkta olduğu oldukça canlı bir çarşı. Ayrıca birbirinden güzel kafelerde yöresel tatları deneyebilirsiniz. Yiyecek konusunda adanın en gözde yiyeceği ıstakoz ve onu çeşitli deniz ürünleri takip ediyor. Bir diğer geleneksel yiyecek ise Momiji Manju adında bir kek. Momiji Manju çınar yaprağı şeklinde, tatlı fasulyeden yapılan bir kek. Waffle tarzında değişik tatları üzerine sürerek yiyebileceğiniz Momiji Manju’yu merkez çarşıda her yerde bulabilirsiniz.
GEYİKLER: HOŞGELDİNİZ-GÜLE GÜLE
Momiji Manju’yu yerken tek dikkat etmeniz gereken şey kekinizi geyiklere kaptırmamak olmalı. Adada dini mekânlar kadar çok görebileceğiniz başka bir şey ise adanın neredeyse yerlisi olan geyikler. Geyikler çok fazla sayıda ve tamamen serbest yaşıyorlar. Adanın her yerinde karşınıza çıkıyor. Geyikler evcil olmamasına rağmen insanlarla yaşamaya alışmışlar. İnsanlardan kaçmıyorlar ve zarar vermiyorlar. Geyikler kek hırsızlığı yanında insanların ellerindeki harita ya da biletleri yiyecek sanıp yemeye çalışıyor. Nitekim çoğu yerde “elinizde kâğıt (harita, bilet vs.) taşımayın” diye uyarılar var. Benim de bizzat şahit olduğum bir olayda, geyik arkadan bir turiste yanaşıp elindeki haritayı alıp hızla yemeye çalışırken, turist şaşkınlıkla geyiğe bakmaktan başka bir şey yapamadı. Geyikler, sabah adaya gelirken sizi karşıladıkları gibi güneş batmaya yakın adadan ayrılırken de sizi uğurlamaya geliyor.
Miyajima Adası’na, Hiroşima’dan kara yoluyla ya da tren ile bir saatlik mesafede olan Miyajimaguchi feribot limanına, oradan sürekli kalkan ve yaklaşık 10 dakika süren feribotla varılıyor. Daha hızlı adaya varmak isteyenler için de direkt Hiroşima’dan Miyajima adasına hızlı feribot var. Fakat bunun fiyatı 5 katı daha pahalı. Ada oldukça küçük olmasına rağmen çok etkileyici bir ada. Daha adaya yaklaşmadan denizin ortasındaki Toriiyi görüp etkilenmeye başlıyorsunuz. Adaya adım atar atmaz geyiklerden oluşan bir karşılama komitesi tarafından karşılanınca adanın çok farklı bir yer olduğunu anlıyorsunuz. En son adadan ayrılırken unutulmaz bir gezi yapmanın mutluğu ve adayı arkada bırakmanın hüznü birbirine karışıyor.