KABİNENİN GÖLGESİ

Sami Özuslu

 

Muhalefet partileri iktidarı denetleme görevini yerine getirirken 'gölge kabine' de kurar bazen... Yani 'hükümetin gölgesi'...
Eskiden bizde de partilerin böyle oluşumları vardı. Şimdi -en azından kamuoyuna deklare edilmiş- 'gölge kabine' yok.
Ne yapar gölge kabine?
Adı üstünde, bir 'gölge gibi' adım adım hükümeti izler. Yanlışlıklarını, eksikliklerini, açıklarını yakalamaya çalışır. Ve bunu bir şekilde kullanır. Mecliste, medyada, sokakta...
Her bakanlığın bir 'gölge'si vardır.
'Adam adama markaj' uygulayan takım gibi hükümetin bu şekilde izlenmesi, demokratik bir yöntemdir ve muhalefetin asıl görevi de zaten 'denetim' olduğuna göre, demokrasinin çarklarının daha iyi çalışmasına, kamunun daha iyi hizmet almasına katkısı olur 'gölge kabine'lerin...

***

KKTC'de muhalefet partileri 'gölge kabine' kurmuyor ve/veya bunu kamuoyuna açıklamıyor ama bu ülkede 'gölge kabine' yok anlamına gelmez.
Aksine, Kuzey Kıbrıs'ta hükümetin ensesinde sürekli nefes alıp veren bir 'gölge' vardır.
Bunun 'gölge kabine' mi yoksa 'kabinenin gölgesi' mi olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur.
'Et-bıçak' teşbihinde etin ve bıçağın hangi ellerde olduğu karmaşası ve de meşhur 'davul-tokmak' benzetmesi bütün varlığıyla buralardadır, bugün hala...
Üstelik bizim muhalif partilerimiz (sadece şimdikiler değil, daha önce muhalefette olanlar da) 'gölge kabine' kurmuyor ve/veya bunu halka ilan etmiyor olsalar da, sözü geçen 'gölge' açıktır, açıktadır. O kadar ki, bir web sayfası bile vardır.

***

Sevgili Cemal Mert de geçenlerde facebook ve twitter hesaplarından bu web sayfasından söz etti. Sayfanın açılışında yer alan resimli, hiyerarşik listeyi de fotoğraf olarak yayımladı.
TC'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ne bağlı 'Yardım Heyeti'nin sitesinden söz ediyoruz kuşkusuz!..
Tepede Büyükelçi'nin ismi var 'Başkan' olarak... Bir altta ise 'esas aktör', yani 'Koordinatör' var. İşte bu ülkede ne olup bitiyorsa 'son karar'ı verebilme yetkisiyle donatılmış şahıs o...
Eğer bir konuda ikna değilse, 'lor' diyor, 'nor' demiyor!
Belki 'hellim peyniri' diyor, ama 'nor' asla!..
Eskiden o mevkide oturan isim, KKTC'nin o dönemki Cumhurbaşkanı'nın "görevden alın, içişlerimize çok karışıyor" demesine rağmen, apar topar ve de diplomatik teamüllerin dışına çıkılarak, ayrıca 'süper yetkiler'le donatılarak iki saat içinde Büyükelçi yapılmıştı.
'Besleme krizi'nin yaşandığı ve 'Toplumsal Varoluş Mitingleri'nin yapıldığı günler işte tam da bu döneme rastgelmişti.

***

Kıbrıs'ın Kuzeyinde siyasetin sınırlarını daraltan, kendi programını hükümete geldiği vakit uygulayamayan siyasi partileri sadece geniş kitlelere değil, kendi tabanlarına da yabancılaştıran ve halktan koparan yerdir 'TC Yardım Heyeti'...
Başkanı, süper yetkili Koordinatörü, hayatın her alanına 'bakan' ve karar verebilen müşavirleri ile bir 'gölge kabine'den bile ötedir bu heyet...
Web sayfası vardır, lakin her konuda 'son söz'ü söyleme yetkisine sahip Yardım Heyeti'nin görevlileri halkın huzuruna çıkmazlar, hesap vermezler... Çünkü 'memur'durlar: Türkiye'nin memuru... Ama KKTC'nin de 'yöneticisi'...
Ortaya çıkmazlar, ama kimi yerleri de ya kontrol, ya maniple ederler, kamuoyu algısını yönetebilmek için...
Gerektiğinde (belki gerekmediğinde bile) seçilmiş belediye reislerine, atanmış bürokratlara ve hatta bakanlara bile 'fırça' yahut 'ayar' bile çekerler hem!..
'Su' konusunda olduğu gibi...
'Ankara' çoğunlukla Lefkoşa'dadır. Bir 'Gölge Kabine' kurmuş, bizim seçtiklerimizi sürekli denetlemekle görevlendirmiştir.
Bizim 'Kabinenin Gölgesi'dir o...

***

Ey Diyojen'in ruhu!..