BASIN ODASI'nda "enerji politikaları” ya da sokağın diliyle "deniz altından elektriği" konuştuk!
Bakan Sunat Atun'a sorduk, yanıt verdi, anlattı, dinledik.
Gece eve gittim... Kendime notlar aldım...
* * *
• ELEKTRİK ENERJİSİ için büyük bir sistemin içerisine girmek önemli. Bu anlaşma, aslında, Türkiye üzerinden bizi Avrupa’ya entegre edecek.
• Buna karşı çıkmak, hele de Türkiye'nin Kıbrıs'a yönelik siyasi yanlışları üzerinden bir öfke ya da ön yargı ile "körü körüne" reddetmek toplumsal faydayla bağdaşmıyor.
• Projeyi toplumsal bir uzlaşıya dönüştürmek için izlenmesi gereken formülü açık: KATILIMCILIK.
• Stratejik bir alanda kendimizi güvende hissetmek ve "şalter"i bir başkasına teslim etmemek adına "olmazsa olmaz": KIB-TEK'in ÜRETİM kabiliyetini korumak
• TÜRKİYE'den elektrik gelirken süreç ŞEFFAFLIKLA ilerlemeli, maliyet ve diğer tüm koşullar toplumla paylaşılmalı, ilgili komisyonlarda bağımsız uzmanlar yer almalı.
• Proje, BİRLEŞİK KIBRIS’ın geleceğine güç katacak önemli bir potansiyel olarak MÜZAKERE HEYETİ ile de paylaşılmalı, "fırsat" olarak masaya konmalı.
• Toplumsal barış için Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'ndaki tüm çalışanların GELECEĞİ ve HAKLARI mutlaka GÜVENCE altına alınmalı.
• Elektrik enerjisini temin edecek İŞLETMEYE yönelik Kıbrıs tarafı ‘ihale süreci’ dahil YAPTIRIM yetkisine sahip olmalı.
• TOPLUMUN bütünü ve ÜRETİM sektörleri korunmalı, tarife ve ücretlerin saptanmasında Kıbrıs tarafı eşit söz hakkını elde etmeli.
• Yeni durumda, en önemli ‘sigortamız’ konumundaki KIB-TEK’in “özelleştirilmesi” tümüyle rafa kalkmalı, KIB-TEK toplumsal bir değer olarak bütünüyle güçlendirilmeli.
• Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'nun özerkleşmesi, bu alanda ciddi bir otoriteye dönüşmesi, üretim ayrıca yenilenebilir enerji projelerinde çözüm ve yatırım odağında ilerlemesi hedeflenmeli.
• Sonuç: Elektrikte büyük bir sisteme entegre olmak, süreci şeffaflık ve katılımcılıkla yürütmek, üretim kabiliyetimizi korumak ve bu projeyi Birleşik Kıbrıs için bir fırsata çevirmek.
Bu BAŞARILMALI !