Kaçağa ruhsat alalım, yasallık kazansın!

Tayfun Çağra

 

İskele’de Boğaz Otel’in deniz kıyısında yaptığı kaçak yapılar İskele Belediyesi tarafından mühürlendi ve eğer ruhsatlandırılmazsa bir hafta sonra yıkılacağı söylendi.

İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, söz konusu kaçak yapıların asla ruhsatlandırılmayacağını da açıklıyor.  O zaman neden ruhsatlandırılmasını istiyor?

Açıklama böyle çelişkili olunca ortada bazı spekülasyonlar da dolaşıyor. Daha doğrusu spekülasyon mu bilinmez ama geçtiğimiz bayramda belediyenin bazı konuklarının kalması için Boğaz Otel’de yer ayrılmış ama son gün rezervasyon iptal edilince Otel, söz konusu rezervasyonun faturasını da Belediye’den istemiş. “Ödemelisin-Ödemem” tartışmasının sonucu Sadıkoğlu böyle bir uygulamaya gitmiş.

Tabii bu durum işin başka bir yanı, belki de önemsiz olan yanı… Belediye ile Otel arasındaki bir konu…

Bundan çok daha önemli olan yönü var… Ülkenin kapişari düzeni söz konusu... Girne’nin bütün kıyılarının işgal altında olduğunu biliyoruz, işgalleri yasal hale getirilmek için neredeyse de her dönem düzenleme yapılıyor… Girne’de sorun her gün büyürken, İskele’de de yolun altında kalan, yani deniz kıyısındaki bütün yapıları kaçakmış. Sorunun esası bu.

Belediye Başkanı Sadıkoğlu, Boğaz Otel’in kaçak yapıları için prosedür gereği herhalde “Bir haftaya kadar ruhsatlandırılmazsa yıkılacak” diyor ama ruhsatlandırılmayacağını da söylüyor. Peki diyelim ki yukarıda anlatılan hikâyeden dolayı böyle bir karar almış başkan… Eğer ortada öyle bir hikâye olmasa, kaçak yapılar belediyeler tarafından ruhsatlandırıldığında yasal hale mi geliyor! Ben de (eğer kaldıysa) bir deniz kıyısında bir yeri işgal edeyim, kaçak bir yapı yapayım, belediyeye gidip ruhsatlandırayım… İşgalim, kaçak yapım yasal mı olacak? Hukuk bu mudur, belediyeler bir gelir elde edince yasadışılık yasallık mı kazanır?
Sistem böyle midir?

-----------------------------------------------

Söyleyene değil, söyletene bak

Hükümet, Kıbrıs sorunu müzakere heyetinde temsiliyet istiyor. Cumhurbaşkanı Akıncı “hükümet art niyetli” diyor.

Hükümetin müzakerelerde temsiliyet isteği nereden çıktı? Toplantı tutanakları kendilerine verilmesine rağmen okumayan hükümet üyeleri şimdi neden temsiliyet istiyorlar?

Kıbrıs müzakereleri Federal bir çözüm için, bir barış için yapılırken, çözüm ve barış konusunda karşı görüşler ortaya koyan, barış olmaması için dağa çıkmaya bile hazır! üyeleri varken şimdi böyle bir heyette temsiliyet istemenin nedeni nedir?

Bu temsiliyet fikri bizim hükümetten çıktıysa bir sorun yok! Eğer öyleyse bugün isterler, yarın vazgeçerler…

Onların makam arabalarını yenilemek, konuklarına yeni arabalar almak, muhaceret afları, vatandaşlık verme, seyrüsefer afları gibi popülist ve bireysel lüks yaşama gaileleri varken Kıbrıs sorunuyla uğraşmak istemezler zaten… Ama ya bu fikir Ankara’dan geldiyse ve Özgürgün, Denktaş ve Ertuğruloğlu’na bunu söyletiyorlarsa o zaman sorun var demektir.

O nedenle bugünkü 1 Eylül Barış Günü’ne de yakışan bir yaklaşımla birleşme, barış için savaşma zamanıdır.