Herkesin bildiği bu deyimin devamını ben getirmeyeceğim ancak Akşam Gazetesi’nin dünkü manşeti bu devamı çağrıştırıyordu. Manşete göre TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı AKP’li Zeyid Aslan, “Kaderde varsa dinlenmek bunu engelleme şansınız da zaten yok” demiş. Dikkatli olmanın dışında dinlemeyi engelleyecek hiçbir tedbirin olmadığını söyleyen Aslan, bakın ne diyor:
“Uzmanlar yasadışı dinlemelerin teknik anlamda çok kolaylaştığını, herkesin yapabileceğini söylüyorlar. İnternet bağlantısı kurulabilen her cihaz bir dinleme aleti ve kameraya dönüştürülebilir. Dinleme cihazlarının satın alınması ve kullanılması da çok kolay. Az bir teknik bilgisi olanlar da bunları kullanabilir…”
Aslan CHP lideri Baykal ve MHP vekilleri ile ilgili seks görüntülerinin kendi araştırmalarının kapsamı dışında olduğunu da söylemekten geri kalmadı.
Harika!
Özetle bu işi araştırıp yasa dışı dinlemelerle ilgili öneriler sunması gereken komisyonun başkanı Aslan içimizi hepten kararttı. Çünkü yasal ve yasal olmayan yöntemlerle elde edilen ses kayıtları Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, 12 Eylül, KCK ve benzeri tüm davalarda önemli delil olarak kabul edildi. Yani Aslan’ın deyimi ile “kaderde varsa dinlenmek neye yarar önlem almak”!
Daha önce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da “Dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın” demişti. Yani demokratik susma hakkınızı kullanın demişti!
Anlaşıldı, “kaderde varsa dinlenmek neye yarar sızlanmak” deyip bizi dinleyenleri hoş görmemiz isteniyor.
Tavsiyem karanlık işleriniz yoksa rahat konuşun, umursamayın ve keyfinize bakın! Ama ne olur ne olmaz yatak odalarınızı arada bir kontrol edin. Böcek ya da gizli kamera olmadığından emin olmak için!
***
Unutmadan…
Türkiye’de ‘yasal’ dinleme ve izlemeleri yapan devlet kurumlarından bir ekip şimdi KKTC’de görev yapıyor. Ne dersiniz belki de Ankara’nın hoşlanmadıklarının peşinde koşturuyordur!
‘Dinlenmek’ deyince sakın aklınıza yalnızca telefon dinlemesi gelmesin. Dinleme artık her türlü haberleşmeyi kapsıyor. Yani normal ve cep telefonlarının yanı sıra tweeter ve facebook gibi sosyal medya ortamlarındaki her türlü SMS’ler, yazışmalar, mesajlar ve her türlü bilgi ve görüntü alışverişleri izleniyor ve gerektiğinde çalınıyor.
Cambridge Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre Facebook’u sık kullanan 60 bin insan izlenmiş. Bu kişilerin kullanım tercihleri incelendiğinde % 90’a varan doğru analizlere varıldı. Yani bu kişilerin ziyaret ettiği siteler, kullandıkları deyim ve kavramlar, beğendikleri reklam, müzik ve sanatçılar, özel diyalogları ve benzeri davranışlarından yola çıkarak hemen hemen hepsi doğru tasnif edildi. Örneğin insanların seksüel tercileri, etnik ya da dinsel kökleri, siyasal eğilimleri net olarak tespit edildi. İsteyen kurumlara verilen bu sonuçlar legal ya da illegal alanlarda değerlendiriliyor. Örneğin reklamlarda, siyasal propagandalarda, eğitimde ve son olarak insanların psikolojik tedavilerinde...
Tabii istihbarat örgütlerinin 2 milyar insanın sıkça ve günlük olarak dolaştığı Facebook, Tweeter ve benzeri sosyal medya üzerinden topladıkları bilgileri bir yana bırakırsak!
Acaba taş devrine mi dönsek!