Ayşe GÜLER
Girne’de 2016 yılında evinin balkonundan atladığı öne sürülen ancak “cinayet kurban gittiği” ortaya çıkan Akile Nacisoy’un ölümü ile ilgili yargılanan eşi Yaşar Akdoğan, 30 yıl hapse mahkum edildi.
Girne Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, cinayetten suçlu bulup, mahkum ettiği Yaşar Akdoğan aleyhindeki kararı oybirliğiyle aldı.
Heyet Başkanı Fadıl Aksun, Akdoğan’ın cinayetten önce şiddet uyguladığını dile getirdi, cinayetin işlendiği mahal ve zamanda gelişim çağındaki iki küçük çocuğun bulunduğunu ve sanığın her iki çocuğun da annelerinin cansız bedenini görme ihtimallerinin olduğunu hiçe sayarak, bu suçu işlediğini vurguladı.
Aksun, sanığın eşini öldürerek, çocuklarına “annelerinin öz babaları tarafından katledildiği” yükünü ömür boyu yaşatmayı ve bu durumun çocukların ruhsal sağlığı üzerinde yapabileceği ağır ve olumsuz etkiyi hiçe saydığını da belirtti.
Akdoğan’ın eşi Akile Nacisoy’u öldürmek kastı ile balkondan aşağıya attığına dikkat çeken Aksun, bu suçu işledikten sonra sanığın delillerin yerini değiştirdiğini de dile getirdi.
Kararın ardından, Akdoğan polis aracına yoğun güvenlik önlemi altında bindirildi, bu sırada Nacisoy’un yakınları“Gözlerimize iyi bak, ilahi adalet” diye bağırdı.
Aileler izledi…
Uzun soluklu davanın son duruşması olan dünkü duruşmayı hem Akdoğan’ın hem de Nacisoy’un ailesi takip etti.
Polis, mahkeme avlusunda geniş güvenlik önlemi aldı.
Boyra: İstinafa gideceğiz
Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Pınar Beyoğlu ve Yargıç Temay Sağer huzurunda görüşülen davada, İddia makamı adına Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ve sanık avukatı Boysan Boyra hazır bulundu.
Duruşmada ilk olarak savunma avukatı Boysan Boyra dinlendi.
Boyra, mahkeme kararına saygılı olduklarını ancak istinafa gideceklerini açıkladı.
Heyet Başkanı Fadıl Aksun, kararın saat 15.30'da açıklanacağını belirtti, duruşmaya ara verildi.
Karar, oybirliğiyle…
Aranın ardından duruşma yeniden başladı.
Başkan Aksun, sanık aleyhinde açıklanacak kararın oybirliğiyle alındığını belirtti, tek tek bulgulara değindi.
“Mahkum ettiğimiz en temel ve ağır dava, ‘öldürme’ davası”
Sanığı suçlu bulup, mahkum ettikleri temel ve en ağır cezayı içeren davanın ‘öldürme davası’ olduğunu söyleyen Aksun, Ceza Yasası’na göre bu suçun azami müebbet yani ömür boyu hapislik cezası öngördüğünü kaydetti.
Aksun, dava ile ilgili karar verirken, olguları ayrıntılı olarak incelediklerini kaydetti.
“Maktüleden kasti öç alma ve cezalandırmayı amaçladı”
Huzurlarındaki davanın aile içinde, yani bir eşin diğer bir eşe karşı işleyebileceği en ağır suç olduğuna vurgu yapan Aksun, “Sanığın bu cinayeti işlemedeki en temel saiki aldatma şüphesidir. Sanık bu saikle hareket ederek, maktulden kasti öç alma ve cezalandırmayı amaçlamıştır” dedi.
Aksun, kişilerin sahip olduğu yaşam hakkının başka bir bireyin kararı ile ellerinden alınamayacağına değinerek, sanığın maktulenin yaşam hakkını elinden alarak, Ceza Yasası’ndaki en ağır suçu işlediğine değindi.
“Çocuklar, böyle bir gerçeği sırtlarında kambur olarak taşıyacak”
Evlilik birliği içerisinde mutluluk kadar, mutsuzluğun da olduğunu ifade eden Aksun, sanığın maktüleyi öldürmek yerine, hukuk sistemindeki hakları ve çareyi kullanması gerektiğini dile getirdi.
Aksun, bir eşin, diğer bir eşi evlilik içerinde işlediğini iddia ettiği bir kabahatten ötürü şiddete başvurarak, cezalandırmasının toplum yapısına ciddi zarar verdiğini kaydetti.
Sanığın bir baba olarak çocuklarını hiçe sayarak, onların annelerinin canına kıymış olmasının çok ağır bir tablo olduğuna dikkat çeken Aksun, “Henüz gelişimlerini tamamlamamış iki çocuğun böyle bir gerçeği ömürlerinin sonuna kadar sırtlarında kambur olarak taşıyacağını da belirtti.
Aksun, sanığın çocukların evde olduğu bir esnada önce maktüle şiddet kullanıp, ardından her iki çocuğun da maktülenin cansız bedenini görebileceği bir konumda cinayeti işlemesinin çocukların ruhsal sağlığı üzerindeki etkilerini hiçe saymadan sadece ego ve duyguları ile hareket ettiğini gösterdiğini aktardı.
“Öldürmek kastı ile balkondan aşağıya attı”
Aksun, sanığın sabıkasız oluşunu tek hafifletici neden olarak değerlendirdiklerini kaydetti, ardından aleyhine verilen tek tek ağırlaştırıcı faktörleri sıraladı.
Sanığın müteveffaya cinayetten önce şiddet uyguladığını dile getiren Aksun, cinayetin işlendiği mahal ve zamanda gelişim çağındaki iki küçük çocuğun bulunduğunu ve annelerinin cansız bedenini görme ihtimallerinin bulunduğunu hiçe sayarak, bu suçu işlediğine vurgu yaptı.
Aksun, sanığın eşini öldürerek, çocuklarına annelerinin öz babaları tarafından katledildiği yükünü ömür boyu yaşatmayı ve bu durumun çocukların ruhsal sağlığı üzerinde yapabileceği ağır ve olumsuz etkiyi hiçe saydığını belirtti.
Akdoğan’ın eşi Akile Nacisoy’u öldürmek kastı ile balkondan aşağıya attığına dikkat çeken Aksun, bu suçu işledikten sonra sanığın delillerin yerini değiştirdiğini, tüm bunları aleyhine değerlendirdiklerini aktardı.
30 yıl… Nacisoy’un ailesinden Akdoğan’a: İlahi adalet!
Aksun, sanığın lehine ve aleyhine olan faktörleri değerlendirdikten sonra 30 yıl hapse mahkum ettiklerini açıkladı.
Kararın açıklanmasının ardından Nacisoy’un yakınları gözyaşlarına boğuldu, Akdoğan’ın mahkemeden çıkarılmasını bekledi.
Akdoğan polis aracına yoğun güvenlik önlemi altında bindirildi, bu sırada Nacisoy’un yakınları “Gözlerimize iyi bak, ilahi adalet” diye bağırdı.
Akdoğan, mahkeme avlusundan cezaevine götürüldüğü sırada, Nacisoy’un yakınları polis aracına doğru yürüdü.
Ardından, herhangi bir taşkınlık yaşanmadan, Nacisoy’un yakınları mahkemeden ayrıldı.