VARŞOVA- Yapılan araştırmalar şunu söylüyormuş:
“Kadın girişimciler, erkeklere oranla daha az sermayeyle iş kurabiliyor. Kuruluş sermayesini genelde aileden/yakın çevreden toparlıyor. Kredi kullanıyorsa da geri ödemeleri erkeklere oranla çok daha düzenli yapıyor.
Hal böyle olunca, kriz ortamlarında bankalar için kadınlar çok daha makul müşteriler oluyor.
Ayrıca kadın girişimcilerin başında olduğu işletmeler daha yavaş büyüse de istikrarlı büyüme bakımından erkekleri geride bırakıyor.”
Avrupa Birliği bünyesinde yapılan çalışmalarda bunun gibi daha epey ilginç veri var.
2009’dan bu yana faaliyet gösteren “Avrupalı Kadın Girişimci Elçileri Ağı” ve diğer bazı bağlı sivil örgütlenmeler, Avrupa ülkelerinde kadın girişimcileri desteklemek için programlar ve projeler üretiyor.
İsveç ve Birleşik Krallık’ta başlayan “ağ” çalışması süratle genişleyerek iki yılda 22 ülkeden 320 “elçi”ye ulaşmış. Bu ülkeler arasında Kıbrıs’ın da adı var. **
AB Dönem Başkanı Polonya’nın başkentinde uzun soluklu bir toplantılar zinciri vardı dün…
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden kadın girişimciler deneyimlerini paylaşmak üzere Varşova’da buluştu.
AB Komisyonu ve Avrupa Gazetecilik Merkezi (EJC) organizasyonuyla farklı ülkelerden 35 gazeteci de bu etkinliğe davet edildi.
Avrupa genelinde kadınların iş yaşamına daha fazla katılımını hedefleyen çalışmalar hakkında detaylı bilgiler verilecek, tartışmalar yapıldı. İki yılda önemli aşama kat eden “ağ”ın daha da genişlemesi için mesajlar verildi, yeni projeler açıklandı.
AB Komisyonu, yürütülen çalışmanın bir sonraki aşamasıyla ilgili adımı ise 2012’nin ikinci yarısında atmayı planlıyor.
Yani “Kıbrıs Cumhuriyeti” dönem başkanlığı döneminde!..
***
AB Komisyonu’nun kadın girişimcileri desteklemek için ürettiği kararlar, yürüttüğü projeler-çok yüksek meblağlarda olmasa da- ayırdığı parasal kaynaklar var.
“Kadınlar İş’te” (women@business) diye anılan proje çerçevesinde, gelecekte iş dünyasına girmeyi planlayan kadınların kariyerleri için eğitim desteği veriliyor. Eğitim genellikle ‘deneyim aktarımı’ şeklinde yapılıyor ve örneğin etnik azınlıklara mensup veya göçmen kadınların iş sahibi olması da hedefler arasında sıralanıyor.
Avrupa Birliği, bizim genelde ‘esnaf’ diye andığımız “küçük ve orta boy” işletmelerin (KOBİ) desteklenmesi için zaten özel programlar uyguluyor, ciddi kaynakları bu yöne kanalize ediyor.
Ancak bununla da yetinmiyor ve iş yaşamına katılımı erkeklere oranla düşük olan kadınlara “pozitif ayırımcılık” uyguluyor.
Acaba Kıbrıslı Türk kadınlar da yararlanabiliyor mu bu “pozitif ayırımcılık”tan?
Yarın da bu soruya yanıt arayalım…