Anne babasının önünde öldürüldü Aşkın Şevketoğlu boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından…
Ne dram, ne acı ne büyük keder… Hem annesine babasına hem de geride bıraktığı 3 oğluna…
Oysa okudunuz gazetelerde, televizyonlarda gördünüz.
Kadın, kaç kez yardım istemiş, polis koruması talep etmiş, ne devletten bir yardım eli görmüş ne de polisten bir koruma…
Öylesine bile bile ölüme teslim edilmiş.
Dün Aşkın Şevketoğlu’nu son yolculuğuna uğurlamak için toplandı sevenleri…
Cenazelerin vazgeçilmez iki siyasetçisi de ordaydı…
Maliye Bakanı Ersin Tatar ve UBP Milletvekili Zorlu Töre…
Kalabalık öfkeli, sevenleri, babası isyanda…
Bu iki isim ‘başsağlığı’ diliyor, kalabalık başlıyor bağırmaya, protesto etmeye…
“Kaç kez koruma istendi yardım istendi, ne korumadınız da şimdi gelip başsağlığı diliyorsunuz” diye tepki gösterilmiş…
Alkışlar kopmuş, bir bağrış çağrış ki sormayın…
Bugün YENiDÜZEN’in haberinde de okuyacaksınız ayrıntılarını…
Tatar, açıklama yapmış, derhal polisten izahat istemiş, ayrıntılı rapor yollayın demiş…
3 çocuğun, anne babanın acısını, üzüntüsünü ‘rapor’ dindirir mi?
Kadın ölmüş gitmiş, Ersin Bey…
3 çocuk annesiz bir anne baba evlatsız kalmış…
Belki direk sizin sorumluluğunuzda değildi bu mesele ama şimdi siz neyin izahını neyin raporunu istiyorsunuz ki?!
Marifet ‘yüce’ devletinizin, hükümetinizin Aşkın’a en başından sahip çıkmasıydı.
Hele bir kadın bakanımız var ki sormayın evlere şenlik…
Bir kadın cinayeti yaşanmış ülkede, sesi soluğu çıkmadı, kim bilir Gülin Küçük ile hangi açılışın peşinde…
Polisimize ne demeli…
Kısacası şu;
O kalabalık, Aşkın’ın sevenleri dün karşılarında buldukların iki siyasiye isyan ederken, aslında tüm yetkili mercilereydi isyanı…
Hem de sonuna kadar haklıydı isyanlarında…
Korkuyor yok başka izahı…
Başbakan İrsen Küçük, kurultaya gitmekten KORKUYOR…
Mahkeme kararına rağmen kurultaya gitmemekte inat eden Küçük’ün başka izahı olmamalı…
Mızıkçılık yapıyor, ‘ben oynamam’ diyor.
Oysa, partilisinin karşısına çıkıp, “Ben koltuğumu bırakıp gitmekten korkuyorum” demeli.
Bu erdemi göstermeli.
Aylardır UBP Kurultay gündemi ile meşgul ediliyoruz, hayır sonunda hayrım bir şey olacağı da yok.
Yine sefalet, yine partizanlık, yine adam kayırmacılık, yine benim yakınım, eşim, dostum, ahbabım…
Bizi çok sevdikleri, ülkelerinin hayrını çok da düşündükleri için değil bu kavga…
Bu kavga, büyük bir KAVGA!..
Denktaş’ın oğlu sorun oldu…
Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş, otel projesi ile gündeme geldi. Ancak iddia o ki bir başkasına ait arazi, Denktaş’a verilmek istenince olay
Dün konu hakkında, ‘Açıkla bunu da Serdar Denktaş’ kampanyaları sosyal paylaşım ağlarında yayılırken, Denktaş, Facebook’ta açıklama yaptı. Oğlunun tek suçunun ‘Denktaş’ soysimi taşımak olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
“Arkadaşlar öyle anlaşılıyor ki siyasetimize söyleyecek sözü olmayanlar bu tür haberlerle yol kat etmeye çalışıyor...Oğlum kendi arazisinde bir ortaklık işine girişti ve oraya son derece modern bir otel yapma uğraşı içindedirler...Kendi arazisi ile deniz arasında kalan ince hali araziyi kiralamak üzere başvuru yaptılar ve başvuruları incelenerek onaylandı. Shayna Beach Clup ile ilgili herhangi bir talepleri olmadı... Aslında bu tesisin üzerinde kurulu olduğu arazi uzun yıllar önce Salih Boyacı tarafından Belediyeye hibe edilmiş tapulu malıdır ve halen kulübün otoparkı oğluma ait araziyi de işgal etmiştir... Buna rağmen orasıyla ilgili en ufak bir talep bile yok iken bu şekilde bir haber yapılmış olması ilginçtir... Oğlum devletten özel bir uygulama talep etmiş değildir... Sadece yatırım yapılacak alanın önündeki hali araziyi 'üzerine inşaat yapmamak' denize giriş alanı olarak kullanmak üzere kiralama talebinde bulunmuştur. Suçu soyadının Denktaş olması ise bunu kabul etmek mümkün değildir. Sanırım gerekli açıklamalar zaten kendileri tarafından da yapılacaktır.”
‘Lefkoşe’ değil Sayın Bakan ‘Lefkoşa’
Milli Eğitim Bakanı Mutlu Atasayan, Lefkoşa’yı, ‘Lefkoşe’ olarak söyleyiverdi, Türkiye’de…
Biliyorsunuz İlahiyat Koleji’nin ‘protokolü’ için Türkiye’deydi…
İmza töreni düzenlendi, bu arada bizim bakan, bir anda şaşırıverdi…
Türkiye’nin havasından suyundan etkilenen Bakan, Lefkoşa’yı onlar gibi söyleyiverdi.
Amma delegeymiş!
İstihdamların ardı arkası kesilmezken, son gelen istihdam iddiası, “Amma delegeymiş’ dedirtti.
Başbakan İrsen Küçük’e çok yakın olduğu bilenen bir kurultay delegesi, 2010 yılında ilk yapılan istihdamlar içerisinde kendi oğlunu Emlak ve Malzeme Dairesi’ne yerleştirmiş. Bundan bir süre sonra oğlunu Kalkınma Bankası’na aldıran delege üyesi, geçtiğimiz gün oğlunu 12’inci baremden kadrolamış. Başbakana oldukça yakın bir kişi olduğu bilenen UBP üyesi, ayrıca LTB’de daha önce işlerine son verilen çalışanların içerisinde bulunan gelinini de Ulaştırma Bakanlığı’na istihdam ettirmiş. Kişinin UBP içerisinde güçlü bir etkisi olduğu biliniyormuş.
FOTO YORUM
''Hala Sultan TOBB İlahiyat Koleji''nin protokolü, “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapıyoruz” sloganı altında imzalandıJ