Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, kadın cinayetleri ve kadına şiddetin normalleşmesine müsaade etmeyeceklerini vurguladı.
KAYAD Başkanı Akıncı, 25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü dolayısıyla yürüyüş etkinliği organize edeceklerini açıklayarak, yürüyüşe tüm kesimlerin destek vermesini istedi.
Kadın cinayetleri hakkında bugün bir basın toplantısı düzenleyen Akıncı, Gülbahar Ulutan ve ev içi şiddet sonucunda kaybedilen bütün kadınların ölümüne toplum olarak katkı koyulduğunu dile getirerek, bu durumun her geçen gün daha da vahimleştiğini vurguladı.
KAYAD olarak çeyrek yüzyıldır toplumsal cinsiyet çalışmaları yürüttüklerini belirten Akıncı, “Kurulduğumuz ilk günden itibaren kadınları doğrudan ilgilendiren sorunlara parmak basıp, kanayan yaraya psiko-sosyal, ekonomik ve legal yapıcı çareler üretmekteyiz” şeklinde konuştu.
KAYAD olarak kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle ilgili yıllardır birçok ülkede eğitim aldıklarını dile getiren Akıncı, 2015 yılından itibaren kadına yönelik şiddete karşı Avrupa ağının resmi üyesi olduklarını kaydetti.
Meral Akıncı, bu bilgi ve birikimle yıllardır kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve merkezinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu, ilaveten ülkenin bu politik sorunu gidermek için gerekli mekanizmaların olmadığını dile getirdi.
Ev içi şiddet vakalarında yıllardır lobisini yaptıkları adli yardımın dahi birkaç ay öncesine kadar olmadığını söyleyen Akıncı, yürürlükte olan adli yardım sisteminin ise tam anlamıyla kapsamlı ve etkili bir adli yardım müessesesi olmadığını vurguladı.
Akıncı, ev içi şiddete ilişkin yasal düzenlemenin yokluğu sebebiyle kadınların zaman zaman poliste yaşadıkları travmalar, şikayetçiyken sanık durumuna düşmeleri, ücretsiz erişebilir danışmanlık hizmetlerinin eksiklikleri ve bir çok altyapısal eksiklikler sebebiyle şiddete direnemediklerini ve birey olarak varlıklarını ortaya koyamadıklarının kaydetti.
Meral Akıncı, tüm paydaşların katkısıyla hazırlanan ev içi şiddete ilişkin yasa tasarısının, sosyal hizmet görevlilerine, basın görevlilerine, eğitmenlere, sağlık görevlilerine ve polise tek tek ve bir bütün olarak almaları gereken sorumlulukları harfiyen belirttiğini vurguladı.
Akıncı sözlerini şöyle devam etti:
“Artık toplum olarak bir karar vermemiz gerekir. Ya şiddet uygulayıcılarını canileştirip, bireysel sorunmuş gibi davranıp sürekli olarak cinayetlere ‘eyvah’ deyip hayatımıza devam mı edeceğiz, ya da bu sorunun uzmanlarına kulak verip, bu sorunun politik bir sorun olduğunu kabul edeceğiz ve bu politik sorundaki kendi sorumluluğumuzu fark edip toplumsal dönüşüme katkı koyacağız.
Artık yeter. Ülkemizde kadın cinayetlerinin veya kadına yönelik şiddetin normalleşmesine müsaade etmeyeceğiz”