Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin, 4 Mart tarihinde düzenlendiği “Kadına yönelik şiddet” konulu çalıştayın sonuç bildirgesini yayımlandı.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin konu ile ilgili yaptığı açıklama ve sonuç bildirgesi şöyle:
Çalıştayın amacı Kadına yönelik şiddeti tüm boyutları ile ele almak her boyutta sorunları saptayıp çözümlemek ve önerilerde bulunmak. Çalıştay, kendi alanında uzman 11 konusmacı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Çağdaş ve medeniyeti yakalamış ülke demek öncelikli olarak engelsiz vatandaşlarına, kadınlarına ve çocuklarına; hukuki, sağlık , eğitim ve güvenlik açısından her türlü olanağı saptamış ve bu yönde politik bir irade gösteren ülke demektir. Biz de KTTB olarak bu politik iradenin oluşması için her türlü katkıyı koymaya devam edeceğiz.
Öneriler:
1- Yasal sürecte ilk olarak şiddetin tanımı yapılmalı ve şiddet alt grupları da bu yasa üzerinde tanımlanmalı. ( Fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik şiddet ve mobbing )
2- Adamızda yapılan bilimsel çalışmalar “Kadınlara yapılan şiddetin varlığını” ıspatlamaktadır. Daha geniş kapsamlı çalısmalar gerek kamu gerekse özel sektörde yapılmalı, kırsal alanlar da dahil edilerek şiddetin adadaki boyutu hakkında daha iyi bilgi edinilebilir.
3- Kadını koruma yasası ivedilikle çıkarılmalıdır. Şu anda bu korumayı sadece yargıç verme hakkına sahiptir. Bu yasa çıkarıldıktan sonra hem polis hem de Sosyal Hizmetler Dairesi kadını koruma yönünde yasal hakka sahip olacaktır.
4- Şiddete maruz kalmış kışilerin ilk başvurduğu hastane (sağlık personeli),polis ve sosyal hizmet uzmanları bu konuda uzman olmalı, şiddete yaklaşım konusunda eğitim görmüş olmalıdır. Yine bu kişilerin görüşüldüğü alanlar özel ve gizlilik özellliği taşımalıdır.
5- Sosyal paylaşım siteleri (İnternet) üzerinden yapılan rahatsız edici davranışları (taciz ,hakaret vs…) önlemek için mutlaka Bilişim-Teknolojileri yasası çıkarılmalıdır.
6- GSM operatorleri tarafından hizmette sunulan Hazır kartların da satılırken kimlik ibrazı yapılması zorunlu kılınmalıdır.
7- Şiddete uğramış kadının şikayet etmesi zorunluluğu yasal olarak ortadan kaldırılmalıdır.
8- Şiddete uğramış kadınların boşanmak için yasal yola başvurdukları zaman ücretsiz olarak devlet tarafından avukat sağlanmalı ve mahkeme ücretleri de devlet tarafından karşılanmalıdır.(Maddi ödeme zorluğu yaşıyorsa)
9- “Aile içi şiddet” yasası bir an önce oluşturulmalı ve yürürlüğe konmalıdır.
10- Sığınma evleri ile ilgli yasa bir an önce çıkarılmalı ilk aşamada adada şu anda tek olan Sosyal Riskleri Önleme Vakfına ait sığınma evi geliştirilmeli Sosyal Hizmetler Dairesi ve sığınma evi arasında yasal bağ kurulmalıdır. Sığınma evindeki kadınların hukuki, sağlik,güvenlik imkanları oluşturulmalı ve varsa çocukları için de bu imkanlar sağlanmalıdır.
11- Şiddete uğrayan kadınların hangi kategoride yardım alacağı (güvenlik,hukuki,tıbbi yardım vs.) Sosyal Hizmet uzmanı, polis, avukat ve psikiyatrist tarafından ortak bir konsey oluşturularak belirlenmelidir.
12- Ceza yasasında toplumsal cinsiyet eşitliği ön planda tutularak tekrar kadınlarla ilgili yapılan yasaların usulüne uygun düzenlenmesi.
13- Cinsel ilişki her iki bireyin isteği ile olması gereken ilişkidir.Yasalarımızda eşe tecavüz tanımının bir an önce yasal çerçevede tanımlanması gerekmektedir.
14- Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından hazırlanan şiddet bildirim formlarının yasal süreç çerçevesinde polis, hastane ve okullara verilmesi ve elde edilen bilgiler çerçevesinde yaklaşımda bulunulması ve yine bu kurumlar tarafından ortak strateji geliştirilmesi uygun olacaktır.
15- Gece Kulüplerinde yapılan insan ticaretinin önlenmesi için her türlü yasal düzenleme yapılmalı bu kadınlara uygulanan her türlü ekonomik, cinsel, psikolojik ve fiziksel şiddeti önlemek için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Çalışma şartları, yaşam alanları, hukuki ve tıbbi destekleri ve bakımları insani çerçevede tekrar düzenlenmelidir.
16- Gerek kadına şiddet gerekse şiddet içerikli haberler yapılırken Medya Etik Kurulunun belirleyeceği kurallar çerçevesinde haberler yapılmalı; kamuyu bilgilendirme açısından özel bir önemi yoksa tecavüz, taciz, istismar haberleştirilmemeli, özel önem varsa mağdurun izni alınmalı, kimlik deşifre edilmemeli suçun işlenışine dair ayrıntı verilmemeli, tv’de canlandırma yapılmamalı, nedenler meşrulaştırıcı biçimde araştırılmamalı, suçu savunan ifade kullanılmamalı, kadını metalaştıran fotograf kullanılmamalı, medya özel hayatı teşhir ve ifsaat alanı olmaktan çıkarmalı, cinsel saldırılar ile ilgili durumlarda 16 yaşından küçük çocukların kimlikleri açıklanmamalıdır. Kaza, felaket ve trajedilerde yaralıyı ve kurbanı korumak, kamunun bilgilenme hakkından önce gelir.
17- Yetişkinlere, çocuk ve gençlere sağlanacak olan etkili iletişim eğitimleri şiddeti deneyimlemeden önce uygulanması halinde etkili olacaktır. Bu eğitim özellikle okullarda çatışma çözme de dahil ögrencilere uygulanabilir. Bunlar uzman kişilerce yapılmalıdır.
18- Aile Destek Merkezleri yerel yönetimler tarafından her bölgede kurulabilir hem evlilik öncesi hem evlilik sonrası danışmanlık hizmeti verilmesi yapıcı bir oluşum olacaktır.
19- Şiddet başta olmak üzere toplumsal riskleri önlemede sistematik yaklaşımın en önemli adımını temel eğitim oluşturmaktadır. Bireyin sadece kendisinin değil aynı zamanda diğer tüm çanlıların da hakları olduğu ve bu haklara saygı sayesinde güveni bir toplumsal hayatın mümkün olduğu yönünde farkındalık kazanması ,eğitim sisteminin en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Aile ve öğrencilere yönelik şiddeti önleyici eğitimler ilgili uzmanlarca yapılmalıdır.
20- Kadına karşı şiddet bir insan hakları ihlalidir ve bir suçtur.Bu konuda bir şey yapmamak da hem bir suç, hem de şiddetin temel nedenlerinden biri olan kadın erkek eşitsizliğinin desteklenmesidir. Kadınların normal ve sağlıklı yaşam hakkına sahip olabilmesi için birey, toplum ve devlet olarak bu eylemi bir suç olarak görmeli, bu suça teşebbüs edenlerin cezalandırılması ve kadınların güvenlik içinde yaşamaları amacıyla her türlü desteğin verilmesi için çalışılmalıdır.
Çalıştaya katılan konusmacılar:
Pervin Gürler (Polis Müdür 1. Yardımcı)
Dr.Ebru Çakıcı (Psikiyatrist)
Aydan Başkurt (Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü)
Emine İnsay (Psikolojik Danışma ve Rehberlik Araştırma Şube Amiri)
Füsun Davulcu (Gazeteciler Birliği Temsilcisi)
Tegiye Birey (Mülteci Hakları Dernegi)
Arzu Yayıntaş (Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı)
Gülşen Özgü (Psikolog)
Şerif Türkkal (Psikolog)
Hatice Düzgün (Sosyal Riskleri Önleme Vakfı)
Ceren Göğnüklü (Avukat)
Dr. Nurçin Arıkbuka
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Çevre Sorumlusu