Feminist Atölye - FEMA
feministatolye2016@gmail.com
Erkek şiddeti yüzünden hayatları son bulan kızkardeşlerimiz Burcu ve Gamze’nin ölümü üzerinden iki hafta geçmiş olmasına ragmen devletin atması gereken adımlarda herhangi bir gelişme olmayışını vurgulamak amaçlı, FEMA olarak bizim de bileşeni olduğumuz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu 4 Mayıs günü çeşitli bölgelerde bildiri dağıtımı gerçekleştirdi. Bizim söylemekten dilimizde tüy biten ancak yetkililerin bu konuları ilerletmek için kılını bile kıpırdatmadığı sorular şunlardı:
- Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda ‘Ulusal Eylem Planı’ hazırlandı mı?
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi kuruldu mu?
- Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri açıldı mı?
- Aile Yasasında düzenlenen adli yardım desteğinin yürürlüğe girmesi için gerekli tüzük çıkarıldı mı?
- İhtiyaç analizleri ve sığınma evi açılması için girişimde bulunuldu mu?
- Sığınma evi açmak isteyen sivil toplum örgütü ve belediyelere gerekli destek sunuldu mu?
- Polis teşkilatında Şiddete Müdahale Birimleri bölgelerde faaliyete geçti mi?
- Devlet hastahanelerinde en az bir adli tıp doktoru ve bir psikoloğun görev yapacağı Şiddete Müdahele Birimleri açıldı mı?
Biz bu soruları sorarken Mağusa’da genç bir kadın cinsel birliktelik talebini reddettiği gerekçesiyle bir erkek tarafından saldırıya uğradı. Erkek egemen sistemin bir tezahürü olan bu olay ve Burcu ile Gamze’nin katledilişinin önüne ne zaman geçilecek? Erkekler kadınlar üzerinde tahakküm kurabilecekleri yanılgısı ile yaşamaya devam ettikçe bu gibi olayların sonu gelmeyecektir. Devletin bu konuya bütünlüklü yaklaşıp gerekli önlemleri alması için daha kaçımızın ölmesi, feci şekilde yaralanması ya da ruh sağlığının derinden sarsılması gerekmektedir?
1 Mayıs 2017 de geçti
1 Mayıs bu yıl da her yıl olduğu gibi ortak mücadele ekseninde ara bölgede ‘Barışa Rock’ etkinliği ile kutlandı. Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden geniş katılım ile gerçekleşen 1 Mayıs kortejleri ve ortak etkinlikte emek sömürüsünün altı çizildi.
Bu vesile ile kısaca ülkemizdeki sendikalara bakacak olursak, sendika yönetimlerinde kadınların yeterli yer bulmadığı, sendikalaşma oranının daha düşük olduğu özel sektörde özellikle düşük ücretli işlerde daha çok kadınların çalıştığı, bu durumda sendikalı olmamaktan kadınların daha çok etkinlendiği gerçeğini de hatırlatmak istedik.
Malumat-ı Nisvan
Avustralya, Kanada, İsrail, Güney Afrika ve ABD’de öldürülen kadınların yüzde yüzde 40 ile 70i arası eş veya partnerleri tarafından öldürülmüştür. (UNWomen, 2014)
Mor Kitaplık
Yengeler Cumhuriyeti – Tanıl Bora ve Mustafa Çiftçi (Der.) – İletişim Yayınları
Yenge… Ne kadar sık duyduğumuz bir hitap, bir ad. Kadını evlilik ilişkisi üzerinden tanımlayışıyla, onun “sahipli” olduğunu vurgulayarak “korumaya” almasıyla, ataerkilliğin bir alâmeti.
İçerdiği hürmet ifadesi, “yenge”nin kendinden ziyade onun eşi olan “abi”ye mi yönelik aslında? Yengeliğin de kendince bir ağırlığı, bir saltanatı, bir cumhuriyeti yok mu ama? Yenge “makamının” kadınlar arası ilişkilerdeki hükmünü de düşünürsek…
Yenge hitabının binbir anlamı… Yengeliğin “hukuku”, konforları ve tekinsizlikleri… Yengelerin akrabalık ilişkilerinin keşmekeşiyle baş etme stratejileri… “Korkunç Yenge” imgesi… Korkulan, şefkat duyulan, minnet edilen, hayran olunan, arkadaş olunan yengeler… Edebiyatta, sinemada ve televizyon dizilerinde yenge tiplemeleri… Kürtlerde yengeliğin “jinbra” (küçük kardeş ya da ağabey eşi), “jinmam” (amca eşi), “jinxal” (dayı eşi) kategorileri… “Yenge” mertebesini asla elde edemeyen “madam”lar…
“Yengelik realitesi” üzerine zevkli denemeler…
Cadı Süpürgesi
Yukarıda da bahsettiğimiz cinsel birliktelik talebinin reddedilmesi sonrası saldırıya uğrayan kadın vakasını sözümona eleştirdiğini sanarak ‘tipine bak öyle cinsel birliktelik talep et’, ‘saldıran da saldırıya uğrayan da turist’ gibi erkekçe reaksiyon verenleri tecavüz ve kadına yönelik şiddet kültürünü tetiklemeye devam ettikleri ve olayın özünü kaçırdıkları için cadı süpürgemizle süpürmek istiyoruz!