Bu yıl Kadın Tarihi ayı için Kıbrıs'ta, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve tüm dünyada kadınların ve kız çocuklarının başarılarını takdir edip, eşitliği sağlama yolunda kaydedilen ilerlemeyi kutladık ve tüm insanların hak ettiği onur ve fırsatları her yerdeki kadınlara sağlamaya kendimizi yeniden adadık. Bu amaca ulaşmak için, kadınların ve kızların bilgi, beceri ve yeteneklerini tam olarak kullanmalarını engelleyen varsayımları ve politikaları sonlandırmaya odaklanmalıyız. Özellikle 2022 Dünya Kadınlar Günü teması olan “Önyargıları Kırmak” ihtiyacının olduğu alanlardan biri, benim kariyerimin bir kısmını geçirdiğim barış ve güvenlik alanıdır.
Çeyrek asırdan fazla bir süre önce, kadınların küresel barış ve güvenlikteki rolü tartışması modern çağa 1995 Dünya Kadın Konferansı ile girdi. Beş yıl sonra, BM Güvenlik Konseyi, kadınların çatışmaların önlenmesinde ve barışın inşasında oynadığı önemli rolü bir kez daha teyit etti. Karar, barış ve güvenliğin teşvik edilmesinde kadınların katılımının önemini vurguladı ve üye devletlere kadınların karar almadaki rolünü artırma çağrısında bulundu.
O zamandan beri, daha güvenli ve barışçıl bir dünya inşa etmek için çeşitli kurumlarda çalışan kadın sayısında yavaş ama istikrarlı bir artış gördük. Kadınlar, siyasi liderlik, diplomasi, uluslararası kalkınma ve savunma alanlarında lider roller üstlenerek barış inşasında kilit oyuncular haline geldi. Onlar dikkate alınması gereken bir güçtür.
Son zamanlarda, kadınlar arasında bir çığır açan bir öncüyü kaybettik. Madeleine Albright, ABD eski Dışişleri Bakanı, ABD’nin Birleşmiş Milletlerdeki eski Büyükelçisi ve 1995'teki o konferansa katılan Amerikan delegasyonunun lideri, engelleri aşan, geleneklere karşı çıkan ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için savaşan bir kadındı. Savaşın harap ettiği Doğu Avrupa'dan, zulümden kaçan bir göçmen olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nde güvenli bir sığınak bulmuş ve sonunda, ilk kadın Dışişleri Bakanı olarak, dünyanın aynı bölgesindeki çatışmaları sona erdirmede etkili olmuştu. Ben de dahil olmak üzere birçok kadın lider, onun kaybının derin yasını tutmaktadır.
Geçen ay süresince, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik vahşi ve sebepsiz saldırısı, barış ve adalet için savaşan güçlü, ilham verici kadınların sayısız örneğini ortaya çıkardı: sivil kadınlar ev yapımı silahlarla ve protestolarıyla bağırarak Rus askerlerine karşı çıkıyor, 50.000 Ukraynalı kadın kendi ülkelerinin Silahlı Kuvvetlerinde ön saflarda görev yapıyor, ve Ukrayna'nın kadın büyükelçileri ve Amerikalı kadın büyükelçiler de dahil olmak üzere dünyadaki pek çok meslektaşım, Rus saldırganlığı karşısında birlik çağrısına liderlik ediyor ve barışçıl çözümler arıyor.
Akademik çalışmalar, uzun süredir kadınların liderliğinin ve barış süreçlerine, siyasi yapılara ve demokratik geçişlere katılımının, kalıcı çözümler bulmanın anahtarı olduğunu göstermiştir. Veriler, kritik bir kadın kitlesinin dahil olduğu barış süreçlerinin başarılı olma ihtimalinin, olmayanlardan çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. BM Güvenlik Konseyi'nin yakın zamanda, kadınların barış sürecinde tam, eşit ve anlamlı bir şekilde temsil edilmesini sağlamak için İki toplumlu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi tarafından geliştirilen bir eylem planını memnuniyetle karşılaması, bir çözüme yönelik umut veriyor.
Küresel barışın II. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki herhangi bir zamandan daha fazla tehdit altında hissedilen bir yılda, hepimizin diplomasi, siyaset, barış inşası ve güvenlik alanlarında daha fazla kadın liderliği teşvik etmenin ve desteklemenin yollarını aramamız gerekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri, insan haklarına ve insan onuruna saygı, hukukun üstünlüğü ve herkesin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi için fırsat eşitliği gibi temel değerlerini savunmaktan pişmanlık duymuyor. Bunlar, Amerika Birleşik Devletleri'nin 2017'de Kadın, Barış ve Güvenlik konusunda kapsamlı bir yasa çıkaran dünyadaki ilk ülke olmasının sebepleri arasında yer alıyor. O zamandan beri Amerika Birleşik Devletleri, ülkemizde ve dünyada hizmetin her alanında öncülük etmeleri konusunda kadınların tüm haklara sahip olmasını sağlamak için hükümetin tamamıyla hareket etti. Ve bu konuda ilerleme kaydediyoruz: Örneğin, geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri ilk kadın Başkan Yardımcısını seçti, daha fazla kadını dört yıldızlı generall rütbesineye atadı ve ilk Afrika kökenli Amerikalı kadını Yüksek Mahkememize aday gösterdi.
Kadın Tarihi Ayı'nın sonuna yaklaşırken, hepimizi bir an durup, bizden önce gelen kadınların olumlu örnekleri üzerinde düşünmeye, kadınlara karşı önyargının kendi yaşamlarımızda nerede rol oynadığını incelemeye ve bu önyargıyı kırmak için işbirliği içinde yaratıcı bir şekilde çalışmaya cesaretlendiriyorum. Ayrıca sizleri dünyanızdaki kadın liderleri olumlu şekilde desteklemenin yollarını aramaya teşvik ediyorum. İster zamanınız, bilgeliğiniz ve deneyiminizle, ister siyasi veya insani amaçlara bağışta bulunarak ya da herhangi bir toplumsal cinsiyet şekline yönelik önyargıya sesinizi yükselterek, “Önyargıyı Kırmak” konusunda yardımcı olabilirsiniz.