80’li yıllarda ‘hazır giyimi’ Kıbrıslı Türklerle tanıştırarak farklılık yaratan, Kıbrıs Türk toplumunu ‘moda’ ile tanıştıran bir isim… Adadaki ilk defileye imza atan emekli bir moda tasarımcısı, İrfan İlker…
Didem MENTEŞ
Kıbrıs Türk toplumunu ‘moda’ ile tanıştıran bir isim… Kendi üretim giysisinin patentini alarak Kıbrıs Türk toplumunun ilk ve tek ‘marka’sını yaratan bir moda tasarımcısı… 80’li yıllarda ‘hazır giyimi’ Kıbrıslı Türklerle tanıştırarak farklılık yaratan, 1983’de kendi giysilerinin tanıtımı için Türkiye’den 12 manken getirerek ilk kez bir defileye imza atan eski moda evi sahibi… Tanınmış ‘Lc Waikiki’ giyim markasını adayla tanıştıran bir işletmeci… ‘İlker Moda Evi’ ile uzun yıllar tekstil sektöründe ilklere ve modaya imza atan emekli tasarımcı, İrfan İlker...
Kumaştan hazır giyime
Kıbrıs Türk toplumunun terzilerden çıkmadığı dönemlerde, hazır giyimi adaya getirerek farklılar yaratır İrfan İlker. Dedesinin kumaş dükkanında küçük yaşlarda çalışmaya başlayarak, hayatı boyunca sürdüreceği mesleğine de atım atar. Dedesini 1968’de kaybetmesinin ardından kumaş işi tamamen kendisine kalan İrfan İlker, ailesinin kendisine olan güveniyle de işini sürdürmeye devam eder. Lise eğitimi sürerken işindeki ilk farklılık için kolları sıvar ve ‘gömlek’ dikim işine girer. Kıbrıslı Rum bir terziye getirdiği kumaşlarla gömlek üreterek piyasaya sürer ve kumaşın yanında gömlek işine de girer.
İşlerini ilerletirken askere çağrılır İrfan İlker, askerlik bitti derken harp çıkar ve terhis sorunu yaşanır.
Hazır giyimle tanışma…
Bu arada üniversite okumak isteyenlere şans verilerek terhis edilir. İrfan İlker, bunu fırsat bilerek İzmir Üniversitesi’nde İktisadi ve Ticari Bilimlere yazılır. Oradan İstanbul’a geçerek kaldığı süre içerisinde giyim üzerine araştırmalar ve gözlemler yaparak ‘hazır giyim’ getirmeye karar verir. İlker; “Kıbrıs’ta hazır giyim sıfırdı. Burada sadece gömlek vardı bu iş böyle gitmez diyerek, yavaş yavaş atölye çalışmalarına girdim. Türkiye’de moda olan kumaşları getirmeye başladım. Türkiye’deki fabrikalarla anlaştım, modelleri getirdim, imalata başladım. O zamanlar ülkede her şey çok kıttı. Gömleği dikenin önü açıktır diye bu işe girdim” diye anlatır.
Moda evinde kendi markası…
1975’den 85’lere kadar bu çabaları devam eder İrfan İlker’in. Sıfırdan başladığı işine dört elle sarılır ve zorlukları aşar. “O dönemler paran varsa alırdın, satardın. Paramız var ama gümrüğü ödeyecek gücümüz yok. Bankalar kefil falan istedi ama zor şartlara rağmen başardık” diyerek, üretmeye 1995’e kadar devam eder. 20 sene içerisinde 2- 3 tane dükkan açar ve büyük bir işe imza atar İrfan İlker. “İlker Moda Evi” altında tekstildeki kalitesini ‘racing’ markasıyla ölümsüzleştirir ve bugün bile moda olan kıyafetlere imzasını atar. Giyim işindeki başarıları sürerken, ülkedeki ‘hazır giyim’ mağazaları da yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.
Kıbrıs’ta ilk defile…
Rekabet artmaya başlayınca farklılıkları amaç edinen İrfan İlker, bu kez reklamlar vererek, yine kalitesini gösterir. Yurt dışına giderek moda üzerine araştırmalar yapan ve çeşitliliği ülkeye getiren İrfan İlker, “eksik bir şey var” diyerek adada ilk kez defile yapmaya karar verir. Ve Türkiye’nin ilk mankenleriyle anlaşarak ülkeye getirir. Ve başına gelen ilginç gelişmeyi de şöyle anlatır İrfan İlker: “Mankenlerle anlaştık ve 14 Kasım saat 23.00’da adaya geldiler. Ben nerden bileyim Denktaş 15 Kasım günü Cumhuriyeti ilan edecek. Mankenler adaya girdi bir saat sonra ülkeye giriş çıkışlar yasaklandı. Gelen mankenlerden bazıları endişe duydu ama biz 3 gün defileyi yaptık. Dome Hotel, Saray Hotel ve Salamis Hotel’de güzel bir defile gerçekleştirdik. Tabi KKTC ilan edileceği için insanlar defileye gelmekten korktu yine savaş çıkar mı diye…”
Kadınlara ilk pantolonu o giydirir
Bir ilke imza atmanın mutluluğuyla işindeki başarısı süren İrfan İlker, kadınlara pantolon giydirmeyi de öğretir. Bu arada butikler ve tekstil atölyeleri de artış göstermeye devam eder. Hatta bazı firmalar ihracata da başlar… Çok büyük bir işletme hedefi olmayan İrfan İlker, 1990’larda hem rekabet hem de farklı etkenlerden dolayı dükkânlarından bazılarını kapatarak bir dükkana iner. Onun da 2006 yılında faaliyetine son verir.
Lc Waikiki markasını getirir
Yaşanan bu süre içerisinde bazı kurum ve kuruluşlar için üniformalar yapmaya başlar İrfan İlker. Yaklaşık 10 yıl boyunca sürdürdüğü üniforma işinde de dikişi ve modeli açısından farklı ve çeşitli ürünler yaratır. Bu arada giyim işini sürdürürken Türkiye’de de ön plana çıkan “marka” işine girmeye karar verir. Orijinal markalar açısından döneminde çok moda olan ve kalitesini hala daha sürdüren ‘Lc Waikiki’ markasını Kıbrıslı Türklerle tanıştırır. Bayiliğini aldığı bu marka işinde de uzmanlığını konuşturur İrfan İlker ve ‘switshirt’ modelini üretir. Yaklaşık 10 yıl boyunca da Lc Waikiki marksıyla işini sürdüren İlker, kaliteyi sürdürmeye devam eder.
Rakipler artar…
Müşteri profiline göre üretimini sürdüren İrfan İlker, ülkede yaşanan krizlerle ve rakipleriyle de mücadele eder. Giyim işi çoğalmaya başlayınca sevdiği işinden ‘usanmaya’ başlar İrfan İlker. “Kimsede olmayan bir şeyi üretmek, getirmek hep amacımdı ve firmalar çoğaldıkça usanmaya başladım. Ben 1975’de kadınlara pantolon giydirmeyi öğrettim, kabine girerek nasıl giyeceklerini gösterdim. Hep moda dergilerini takip eder, Türkiye’de ya da İtalya’ya da gittiğim yerlerden örnekler alır, gelir yapardım. Bu işin tadı kalmayınca bıraktım. 10 sene önce emekli oldum. Şimdi bu işi zevk için yaparım. Artık bir barış olursa da bir şeyler değişmesini bekleriz. Umut her zaman var…”